Omzunda 3 kiloluk yapay kalbiyle her gün onu yaşamda tutacak kalbi ‘Acilin acili’ koduyla bekleyen 43 yaşındaki Gökhan Kıyı, Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirilen kalp nakliyle yaşama tutundu. Kıyı, “Sürekli 3-3,5 kiloluk bir ağırlıkla geziyorsunuz, zorluğunu yaşıyorsunuz. Gözümü açtığım gibi cihazı kontrol etmişim, şu an iyi durumdayım” derken operasyonu gerçekleştiren hastane Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali, “Şu an son derece normal bir insan gibi her türlü işi yapabiliyor. Zorlu bir ameliyat, hasta yoğun bakıma çıkıp bütün parametreler güzel olduğu zaman o güzel anın tadını çıkarıyoruz. Hem organ hem kan bağışı diyoruz” şeklinde konuştu.

Kocaeli’nde yaşayan 43 yaşındaki Gökhan Kıyı, 28 Aralık 2018 tarihinde evde yalnız başınayken bir anda yere yığıldı. Edinilen bilgiye göre acıyla yakınlarını arayabildi, ailesinin gelmesiyle hemen hastaneye kaldırıldı, kalp krizi geçirdiği anlaşılınca tüm aile büyük bir üzüntü yaşadı. O tarihten sonra kalbinde problemler yaşayan Kıyı’ya önce kalp pili takıldı ancak zamanla yetersiz geldi. Sonrasında tavsiye üzerine İstanbul’a Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelen Kıyı’nın durumu burada detaylı bir şekilde incelendi, ardından yapay kalp destek cihazı takıldı. Bir süre çantasında taşıdığı 3 kiloluk yapay kalbiyle yaşama tutunmaya çalışan Kıyı’nın nefes darlığı gibi bazı sıkıntıları azalsa da kalp nakli gerekliliği ortadan kalkmadı. 1 yıl yapay kalp cihazıyla yaşayan, acilin acili koduyla kalp nakli bekleyen Kıyı için uygun kalp temmuz ayında bulundu. Haberin alınmasıyla Koşuyolu’ndan bir sağlık ekibi hemen kalbi almak için yola koyuldu.

Ekip kalbi getirirken Koşuyolu’nda ameliyat hazırlığı başladı

Yurtta hava durumu Yurtta hava durumu

Zamanla yarış yapan ekip, kalbin alınmasının ardından yeniden hastanelerinin yolunu tutarken Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali ve ekibi de ameliyat hazırlıklarına başladı. Ekibin hastaneye ulaşmasıyla yaklaşık 6 saat süren operasyon başladı ve Kıyı yeni kalbine kavuştu. Kıyı, ameliyat sonrası ilk olarak yapay kalp destek cihazının yerinde olup olmadığına baktığını söylerken annesi, zorlu süreci anlatırken duygularına hakim olmadı. Prof. Dr. Kırali ise operasyon ve tedavi sürecine ilişkin bilgi verdi. Nakil hastalarında ilk 1 yıllık sürecin büyük önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Kırali, organ bağışının önemine dikkat çekti.

“Türkiye’de organ nakli, bağışı konusunda bir canlanma gerekiyor”

Kalp hastalıklarına karşı kişilerin yaşam tarzına dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Kaan Kırali, “Dünyada en çok görülen hastalıklar; kalp hastalıkları artık birinci sıraya yerleşmiş durumda. Bugün Türkiye’de bin 200’ün üzerinde hastamız kalp nakli bekleme listesinde bekliyor. Koşuyolu olarak da bekleme listemiz 200’ün üzerinde. Başarılı kalp nakillerinin ilki 1989’da hastanemizde yapıldıktan sonra hızla Türkiye’de arttı, bir aralar yüzler civarına kadar yükseldi ancak pandemiden sonra ciddi bir düşüş oldu. Kalp nakli sayısının azalmasının en önemli nedeni; organ bağışı. Hastamız 43 yaşında çok genç yaşında yaklaşık 5 yıl önce kalp krizi geçiriyor, sonra kalp yetmezliği ortaya çıkıyor. Gittikçe şikayetleri artıyor, yürüyememe, günlük hayatını yaşayamama gibi semptomları çok artıyor. Hastaneye yatıyoruz, acilin acili bildirimi yapıyoruz, yine kalp çıkmaması üzerine bu sefer kendisine yapay kalp cihazı takıyoruz. Aradan 1 sene geçtikten sonra bu sefer tekrar ortaya çıkan problemler nedeniyle acilin acili bildirimi yapıyoruz ve hastamıza bir kalp bağışı yapılıyor. Kalp bağışı sonrası şu an gayet sağlıklı hayatına devam ediyor. Türkiye’de uzun süre yaşayan kalp nakilli hastalar var, 25 yılı geçen hasta gruplarımız var. Tüm Türkiye’de organ nakli, bağışı konusunda tekrar bir canlanma, gayretlenme gerekiyor. İnşallah önümüzdeki süreçte bunu hep birlikte yaşarız” dedi.

“İlk 1 yıl yakın takip ediyoruz, şu an gayet sağlıklı”

Sağlık Bakanlığı ekiplerinden uygun kalbin bulunduğu haberinin gelmesinin ardından yaşanan sürece yönelik bilgi veren Prof. Dr. Kırali, “Hiçbir engel durum yoksa kabul ettiğimizi bildiriyoruz. Ekibimiz gidip diğer hastaneden hastanın kalbini alıp getiriyor. Bu arada biz de hastamızı ameliyathaneye alıp gerekli cerrahi prosedürlere başlıyoruz. İşlem 6 saate yakın sürer çünkü özellikle yapay kalp takılı kişilerde biraz uzun sürüyor. Hastamız çok hızlı kendine geldi, ertesi gün solunum cihazından ayırdık, 3’üncü gün servise çıktı. Şu an son derece normal bir insan gibi her türlü işi yapabiliyor. Merdivenleri çok rahat çıkabiliyor, günlük hayatında hiçbir kısıtlaması yok. Tekrar çalışma hayatına geri dönecek. Şu an için sağlığına kavuştu, bundan sonra en önemli konu; takılan kalbi reddetme riski. Bu süreçte enfeksiyon riskleri ortaya çıkabiliyor, hepsi olabilecek riskler. Bunlar günümüzde tüm dünyada olduğu gibi bizde de çok düşük oranlarda, bu hastaları ilk 1 yıl yakın takip ediyoruz. İlk 1 yıl tüm bu problemler çok ciddi şekilde görülme riskine sahip, sonra senelik kontrollerle takip ediyoruz. 5 yılda bir daha büyük, geniş kontrollere tabi tutuyoruz. Doğumsal kalp anomalisi tüm kalp hastalıkları içinde çok çok düşüktür, esas problem insan hayatının ileriki dönemlerinde kalpte çıkan hastalıklar. Bunların en başında da kalbi besleyen atar damarların tıkanması olayı gelir. Sigara içmek, spor yapmamak, aşırı stresli bir yaşam, yağlardan çok zengin beslenmeye devam etmek, günlük aktivitelerini azaltmak gibi bir sürü etkenler de üzerine eklendiği vakit hızlıca insanoğlunun kalbinde problemler, yağlanmalar ve plaklar meydana geliyor. Zorlu bir ameliyat, hasta yoğun bakıma çıkıp bütün parametreler güzel olduğu zaman inanın ki artık hiçbir yorgunluk hissetmiyoruz. Oturup o güzel anın tadını çıkarıyoruz. Kan bağışının da Türkiye’de artması ve tüm ameliyatlara yetecek düzeyde sürdürülmesi gerekiyor. Hem organ hem kan bağışı diyoruz” ifadelerini kullandı.

“Gözümü açtığım gibi cihazı kontrol etmişim”

Tedavi sürecine yönelik konuşan 43 yaşındaki Gökhan Kıyı, “2018 yılı aralık ayının 28’inde bir anda kalp krizi geçirdim. Öncesinde herhangi bir belirti yoktu, kalp pili takıldı, bir süre idare etti, sonra yine sorun yaşamaya başladım. Tavsiye üzerine buraya yönlendirildim, hocalarımızla görüştük. 2023 yılında yapay kalp cihazı takıldı, onunla 1 sene geçirdik, temmuz ayında da kalp nakli yapıldı, şu an iyi durumdayım. Eskiye göre çok fark var. Kalp yetmezliğinde nefes darlığı, göğsünüzde ağrı hissediyorsunuz, merdiven çıkamıyorsunuz, hayatınız baya kısıtlanmış oluyor. Yapay kalp cihazı takıldıktan sonra bir derece daha rahatladım ama tabi ki kendi kalbiniz gibi olmuyor. Yanınızda sürekli 3-3,5 kiloluk bir ağırlıkla geziyorsunuz, bunların zorluğunu yaşıyorsunuz. Kalp bulundu haberi geldi, direkt hazırladılar beni, orası hem duygusal hem de heyecanımızdan dolayı biraz ilginç geçti. Ameliyat öncesi ‘Eğer diğer kalpte bir problem çıkarsa aynı şekilde uyanabilirsiniz’ dediler, psikolojik olarak hazırlanmam açısından uyarı yaptılar. Gözümü açtığım gibi cihazı kontrol etmişim, cihaz var mı, yok mu diye. Öncelikle başhekimimiz olmak üzere doktorlarımıza çok teşekkür ediyorum, gerçekten güzel bir hizmet vardı” dedi.

“Hala inanamıyorum, rüya gibi geliyor”

Hastalığı sonrası oğlunun yanında yaşamaya başladığını söyleyen 63 yaşındaki anne Nuray Kıyı, “5 sene önce başladı, ağır bir kalp krizi geçirmiş, evde yalnızdı. Çok zor günler yaşadık, pil takıldı, biraz daha rahatladı, vücudu su topluyor, yürüyemiyordu, nefes almakta zorluk yaşıyordu. Birebir, gece gündüz yanındaydım. Kısmetmiş demek ki güzel haberi aldık, mutlu olduk, çok değişik bir duygu. Bir yandan çok mutlu oldum bir yandan öbür taraf, anlatılacak bir şey değil. Haberi aldığımda ne hissettim; haykırdım diyeyim, ağlayayım mı güleyim mi, ne yapacağımı bilemedim. Her şey çok güzeldi, hala inanamıyorum, rüya gibi geliyor. Gökhan sen ameliyat oldun mu diyorum. Bu kadar kısa sürede toparlanacağı hiç aklımıza gelmiyordu. Bize o kalbi verenin de Allah mekanını cennet eylesin, ailesine sabır versin. Herkes bağış yapsın, ben geçen sene yaptım, herkese de söylüyorum; canlı canlı yaşayınca herkesin bağış yapması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha