Doç. Dr. Cenk Demir, TBMM 1 ve 2. Dönem Milletvekili, TBMM Maarif Vekili ve Sağlık Bakanı olarak görev yapmış Sinoplu Dr. Rıza Nur’un, kendi çabalarıyla yaptırdığı il halk kütüphanesi hakkında yayımladığı belge ve fotoğraflara ulaştı.

Ülkedeki kurumsal hafızanın zayıflığına değinen Cenk Demir, yaptığı açıklamada “Bazı istisnai kurum ve kuruluşlar haricinde maalesef Türkiye’de, mikro ölçekli olarak da Sinop’ta kurumsal hafıza yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla Dr. Rıza Nur Kütüphanesi’nin 100. yılı da hatırlanmadan geçip gidecektir. Kendisinin de dediği gibi “Ben hayattayken durum böyleyken ben ölünce neler olmaz?” ifadelerini kullandı.

Kütüphanenin açılışının 100. yılında belge ve fotoğrafları paylaşan Cenk Demir, Dr. Rıza Nur’un kütüphane binası hakkında yazdığı şu satırları aktardı; “9 Ekim 2024, Sinop Dr. Rıza Nur İl Halk Kütüphanesi’nin açılışının 100. yılı.

Sinop’ta öğrenci servisi kaza yaptı Sinop’ta öğrenci servisi kaza yaptı

Rıza Nur, kütüphaneye dair şunları demişti: ‘Bu kütüphaneyi çok para dökerek, içine eşya ve beş bin kitap koyarak vücuda getirdim. Bilinçli olarak bir çiftlik, on odalı ve iki salonu bulunan bir ev ve iki arsayı kütüphane için verdim. 2 Nisan 1924’te de vakfettim… Yurtdışından, kütüphane için yılda 200-300 kitap gönderdim. 20 odalı ve 4 sofalı bu kütüphaneyi yapmak, tamiratı ve bakımı ile uğraşmaktan çok yoruldum. Arsasına tenis ve benzer spor yerleri yapmak hayalimdi. Kütüphane binasının bir odasını fakirler için muayenehane olarak kullanmayı düşündüm. Bunun için hekimlik ve cerrahlık aletlerimi de kütüphaneye vakfettim. Yine binanın bir odasında Sinop’un madenleri, bitkileri, hayvan türleri ve endüstriyel ürünlerini müze halinde sergilemeyi arzuladım. Binanın yangından korunması için etrafını bahçe ve duvar içine aldım bunları çimento ve son sistem usuller ile yaptım. Hatta binaya yangın bombaları koydum.

Fakat şimdi binaya iyi bakılmıyor. Beni kimse dinlemiyor. Sanki bu kadar parayı döküp bu müesseseyi yapan ben değilim. Ben hayattayken durum böyleyken ben ölünce neler olmaz? Sonunda bıktım, ben de işi bıraktım. Bu müessese bana dert oldu. Gönderdiğim kitapları bile deftere geçirip kaydetmiyorlar. Vakıf yapanın sözü dünyanın her tarafında mukaddestir. Harfi harfine uygulanırken bizde böyle değil. Ben de yanımda bin cilt kitap yığıldığı halde göndermiyorum. Hatta bir Millî Eğitim Müdürü kütüphaneyi kendine ikametgâh yapmış. Çıkarıncaya kadar akla karayı seçtik. Daha çok şikâyet edecek şey var. Doğrusu bıkmışımdır. Böyle olacağını bilseydim bu hayrı yapmazdım. Meğerse hayır yapan başına bela alırmış.”

Muhabir: Merve Yerli