AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın, “En kaotik dönemlerde dahi insan haklarına değer vermekten hiç geri durmadık, durmayacağız” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı’nca düzenlenen İnsan Hakları Eğitim Programı’nda "Eğitimin Demokratikleşmesi ve Fırsat Eşitliği" başlıklı bir konuşma yaptı. Yalçın, insan hakları ve demokrasi gibi kavramların bilerek içinin boşaltıldığının ve görmezden gelindiğinin farkında olduklarını belirterek, “Dünya siyasetinde güvenlik endişelerinin yükseldiğini ve özgürlükler meselesinin hafife alınır hale geldiğini de biliyoruz. Ancak biz AK Parti’yiz. En kaotik dönemlerde dahi insan haklarına değer vermekten hiç geri durmadık, durmayacağız. Ülke tarihine altın harflerle kazınacak reformları bu ülkenin toplum ve siyasetine nakış nakış işledik. Sırf AK Parti’ye muhalefet etmek için başardıklarımızı karalamak isteyenlere de pabuç bırakacak değiliz. Bu ülkenin vicdan sahibi insanları bilir ki, birilerinin adını bile anmaya korktuğu reformları Recep Tayyip Erdoğan ve onun partisi bu ülkeye armağan etmiştir. Bizler bugün özgüvenle tarihimizin en özgürlükçü dönemlerinin AK Parti iktidarları sayesinde ortaya çıktığını söyleyebiliyoruz. Daha iyi bir dönem varsa çıkarsınlar koysunlar ortaya” diye konuştu.

Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kat edilen mesafeyi şayet unutanlar varsa onlara da örnekleriyle hatırlatmak isteriz. Tarih tabii ki yazacak ancak bizim de kayda almamız gerekir diye düşündük. Bu nedenle AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı olarak göreve geldiğimiz ilk günden bu yana insan hakları alanında gerçekleştirdiğimiz reformları rakamlarla ve tablolarla gösteren çalışmalar yaptık. Bu çalışmaları toplamda yedi rapor halinde hazır ettik. Hiçbir gerçeklik içi boş karalama kampanyalarına, algı operasyonlarına kurban olsun istemedik. Gerçekliği açıkça ortaya koymaya çalıştık. Bir anlamda vatandaşlarımıza hesap veriyoruz, bir anlamda tarihe kanıtlarıyla not düşüyoruz, bir diğer anlamda karalama kampanyalarına da cevap veriyoruz. Kitapların ayrıntısına burada girecek değilim, ama kısaca bazı içeriklerden örnekler vermek isterim. Bu kitapların ilkinde AK Parti iktidarında vesayetin nasıl geriletildiğinin, bu uğurda baskılara, bildirilere, tanklara karşı ne büyük ne cesur bir mücadele verildiğinin tarihini yazdık. Milli iradeyi ve sandığı egemen kılmanın demokrasimiz açısından ne büyük öneme sahip olduğunun felsefi arka planını ortaya koyduk.”

"Gördük ki, AK Parti öncesi dönemde brifing medyasından başka bir medya yokmuş"

Basın özgürlüğü konusunu da ele aldıklarına dikkati çeken Yalçın, “O alanda da gördük ki, AK Parti öncesi dönemde brifing medyasından başka bir medya yokmuş. Gazeteciler ancak kendilerine ezberletilenler kadar özgürmüş. Ama bugün çok sesli bir medya düzeninin var olduğunu ve birçok farklı basın kuruluşunun kendi meşrebine göre yayın yapabildiğini görüyoruz. Daha fazla iyileştirme tabii ki her zaman yapılabilir ama basın özgürlüğü konusunda hiç şüphe yok ki bu ülke hiç bu kadar çok sesli olmamıştı. Nokta. Herkesin önce bu hakkı teslim etmesinde ve eğer yapacağı bir tartışma varsa bunun üzerine inşa etmesinde fayda var diye düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Anayasa’nın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız” MHP Genel Başkanı Bahçeli: “Anayasa’nın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak anayasa yapılmasının yanındayız”

"Yeni anayasayı mümkün olan en demokratik ve katılımcı yöntemle hazırlamak istiyoruz"

AK Parti iktidarları döneminde eğitimin demokratikleşmesi ve fırsat eşitliği konuları üzerinde çalıştıklarını da belirten Yalçın, “Başörtüsü zulmünün sona ermesi ve katsayı garabetinin son bulması bile başlı başına eğitimde devasa reformlar olarak görülebilir. Ancak bunun da ötesinde eğitim alanında onlarca reform sayabiliyoruz. Yüksek öğretim harçlarının kaldırılmasından tutun da özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere yönelik eğitimlere kadar, öğrenci başına düşen öğretmen sayısından tutun da ülkedeki derslik sayılarının katlanarak artmasına kadar, her şehirde en az bir üniversite kurulmasından tutun da yurtlardaki yatak kapasitesinin katlanmasına kadar birçok alanda dev adımların atıldığını gördük ve göstermeye çalıştık. Bu çalışmalarda sadece başardıklarımızı konu edinmiyoruz. Hedeflediklerimizi de, ilke ve prensiplerimizi de, insan hak ve özgürlükleri için hayal ettiklerimizi de kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Yeni ve sivil bir anayasanın gerekliliğine inanıyoruz. Bunu da mümkün olan en demokratik ve katılımcı yöntemle hazırlamak istiyoruz. Bugün tanıttığımız bir başka çalışmada işte bunu da ele aldık. Anayasa hazırlık sürecinin nasıl olması gerektiğini tartıştık. Anayasanın içeriğine dair herhangi bir dayatma yapmaksızın hazırlık sürecinin nasıl daha katılımcı ve uzlaşmacı formatta yapılabileceğini ele aldık” şeklinde konuştu.

"Herkese karne dağıtma heveslisi olan Avrupa’nın kendi karnesini çıkarttık, önlerine koyacağız"

İnsan hakları konusunu sadece Türkiye temelinde ele almadıklarını, insan haklarına dair tüm dünyadaki gelişmeleri de kayda alıp raporlar hazırladıklarını söyleyen Yalçın, “Bu raporlardan ilkinde Avrupa’daki göçmen meselesini değerlendirdik. Avrupa’da göçmenlere yönelik kötü muameleyi rakamlarıyla ortaya koyduk. Yükselmekte olan aşırı sağla ilişkisini tartıştık. Bir başka raporda ise Avrupa’daki İslam düşmanlığını işledik. İngilizce olarak hazırladığımız bu raporda son yıllarda Avrupa Birliği ülkelerinde yükselmekte olan İslam karşıtlığını kayıt altına aldık. Ve herkese karne dağıtma heveslisi olan Avrupa’nın kendi karnesini çıkarttık, önlerine koyacağız. Özellikle son günlerde İsrail’in işlediği soykırım suçlarını raporlamasak olmazdı. İsrail’in İnsan Hakları İhlalleri başlıklı raporumuzda sadece 7 Ekim’den bu yana değil, 77 yıldır İsrail’in ne tür suçlar işlediğini belgeleriyle ortaya koyduk. Bu raporlarımızı Cumhurbaşkanımıza sunduk. Kendileri de bunların kitaplaştırılması ve eğitimler vesilesiyle kamuoyuyla paylaşılması talimatını verdi. Bugünkü eğitim programımız işte bu talimatın bir gereği olarak ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı.

"Daha adil bir dünya ancak daha güçlü bir Türkiye ile mümkün olacaktır"

Yalçın konuşmasına şöyle devam etti:

“Eğitim programımız için ilana çıktığımızda 81 ilimizden, yüzlerce ilçemizden binlerce başvuru aldık. Tabii ki bunların hepsini tek bir kerede kabul etmemiz, tek bir salonda bu eğitimi gerçekleştirmemiz mümkün değildi. Bu nedenle bugünkü eğitim programını başlangıç olarak kabul ediyoruz. Müsaadelerinizle bu eğitim programına farklı formatlar halinde devam ederek bugün davet edemediğimiz başvuru sahiplerinin hepsine ulaşmayı hedefliyoruz. İlaveten yine olurlarınızla yeni raporlarımızı da kitaplaştırıp Türkiye’nin ve dünyanın insan hakları serüvenini tüm boyutlarıyla da ele almaya devam edeceğiz. Yeni raporlarımızı da pek yakın zamanda sizlerle paylaşmak isteriz. AK Parti’nin insan hakları siyaset belgesini ortaya koyarak siyasetimizin temel ilke ve prensiplerini de ortaya koymaya çalışacağız. Bugün size iki başlıkta hassaten teşekkür etmek isterim. Birincisi bugün teşriflerinizle bizleri onurlandırdığınız için. İkincisi ülkemize armağan ettiğiniz bu reformlar için. Bugün insanlarımız istediği dili konuşabiliyorsa, istediği kıyafeti giyip, dilediği kurumda eğitim alabiliyorsa, ülkemizde vesayet mekanizmalarından bağımsız bir demokratik işleyiş varsa, brifing medyası yerine çok sesli bir medya meydana gelmişse, yıllar boyu sizin ve yol arkadaşlarınızın milletimizle birlikte verdiği cesur ve kararlı mücadele sayesindedir. İnsanca ve demokratik normlara uygun bir yaşam için verdiğiniz mücadeleden dolayı, insan onurunu dünyanın neresinde olursa olsun tutup kaldırdığınızdan dolayı, mazlumların sesi olmayı sürdürdüğünüzden dolayı, insanlığın vicdanı olduğunuzdan dolayı size çok teşekkür ediyoruz.”

Daha güçlü bir Türkiye hedefinin daha adil bir dünya arayışı ile ilişkili olduğunu dile getiren Yalçın, “Burada durmayacağınızı, daha yeni reformlara imza atacağınızı ve insan onuru için verdiğiniz mücadelenizi tüm dünyaya yaymaya çalışacağınızı biliyoruz. Daha güçlü bir Türkiye hedefinizin daha adil bir dünya arayışınızla ilişkili olduğunu da biliyoruz. Daha adil bir dünya ancak daha güçlü bir Türkiye ile mümkün olacaktır. Gazze’de yaşananlar bunu bizlere bir kez daha gösterdi. Daha güçlü bir Türkiye hem kendi milletinin haklarının hem de küresel insan haklarının garantisi olacaktır. İnancınızı paylaşıyor ve arkanızda saf tutuyoruz. Bu kutlu yolda daha güçlü ve daha büyük Türkiye’yi kurmak için arkanızda yürümek AK Parti ailesi için bir şereftir” diye konuştu.

Kaynak: iha