"Samsun'da Kadın İstihdamı ve Kadın Girişimciliği İşbirliği" protokolü imzalandı "Samsun'da Kadın İstihdamı ve Kadın Girişimciliği İşbirliği" protokolü imzalandı
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Zafer Sağıroğlu'nun konuşması - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Atay Akdevelioğlu'nun konuşması - Kolombiyalı Ivan Lopez'in konuşması - Pakistanlı Fawad Khan'ın konuşması - Suriyeli Hüseyin Kako'nun konuşması SÖMÜRGECİLİĞİN YENİ BİÇİMİ: GÖÇ - Çağdaş dünyanın farklı hikayelerindeki ortak kahramanlar - 20. yüzyıla kadar sömürülenlerin torunları, dedelerini sömürenlerin kapısını "daha iyi yaşam" için çalıyor - Ajani Wadiod, Ivan Lopez, Hüseyin Kako ve Fawad Khan'ın ortak noktaları farklı ülkelerdeki benzer hayatlarıyla aynı hikayenin kahramanlarına dönüşmeleri ANKARA (AA) - ALİ İHSAN ÇAM/SÜMEYYE DİLARA DİNÇER/TUĞBA ALTUN - Sömürgecilik, her ne kadar Orta Çağ kavramı gibi görünse de resmen 20. yüzyılın ortalarına kadar sürdü ancak bazılarına göre bu kavram kabuk değiştirdi. Bir asır önce sömürülenlerin torunları, yüksek eğitimlerine rağmen modern dünyanın "gelişmiş" olarak tanımlanan ülkelerinin kapısını çalıyor. AA'nın "Sömürgeciliğin Yeni Biçimi: Göç" konusunu ele aldığı 4 bölümlük dosya haberinin ilk bölümü, daha iyi bir hayatın peşindeki göç hikayelerinin gerçek kahramanları ve uzmanlarla görüşülerek hazırlandı. Sri Lankalı Ajani Wadiod, Kolombiyalı Ivan Lopez, Pakistanlı Fawad Khan, Suriyeli Hüseyin Kako, farklı coğrafya ve kültürlerin eğitimli bireyleri. Hepsinin ortak noktası atalarını sömürenlerin ülkelerine eğitimli, yetişmiş bireyler olarak giderek onlara "yük olmadan" oranın iş gücüne katılmaları. Çoğu, ülkelerinde beyaz yaka imkanlarına sahip olmalarına rağmen yaşam standartlarını daha iyi hale getirmek için “gelişmiş ülkelere” gitmeyi tercih etti. Gelişmiş ülkeler ise nitelikli insan kaynağına bu kişileri bütçe ayırmadan kendi ulusal iş gücüne daha düşük ücretlerle dahil etmiş oldu. Bir asırdan daha kısa süre önce bu ülkelerin doğal kaynaklarını ve ticaret yollarını sömüren ülkeler, geçmişte bıraktığı etkiyle uğraşmadan nitelikli insan kaynağını kendine çekiyor. Gidenlerin hepsinin hikayesi ortak; "Uzmanlaşacağım, oranın fennini alacağım, sonra ülkeme dönüp halkıma hizmet edeceğim". Bu durum ise bazıları tarafından modern sömürgecilik adı altında tanımlanmaya başlandı. AA muhabirleri, ülkelerinden "modern dünya" tarafından tercih edilerek buralara yerleşen kişilerle görüştü. - Eğitim ve daha iyi yaşam hayalleri Sri Lankalı Wadiod, ülkesinde lisans eğitimini tamamladıktan sonra sınırları aşıp, yüksek öğretim hayaliyle yola çıktı. Ülkesinde küresel bir teknoloji şirketinden teklif almasına rağmen Wadiod'un daha iyi yaşama sahip olma arzusu devam etti. Wadiod, önce Malezya ve İngiltere'de yeni bir yaşam kurmayı denedi. İngiltere’de yaşadığı dönemde çocuk psikolojisi gibi farklı bir alanda da eğitim alan Wadiod, daha sonra ülkesine döndü. Wadiod, sonrasında Sri Lanka’dan tekrar ayrılarak Avustralya'da hayatını sürdürmeye karar verdi. Pakistan’da orta sınıf bir aileye mensup Khan da ülkesinde bilişim ve bilgi teknolojileri alanında lisans ve yüksek lisansını tamamladı. Ülkesinde iyi bir maaş alan ve tecrübe kazanan Khan, yurt dışına gitmek isteme nedenini daha iyi bir yaşama yolculuk olarak tanımlıyor. Kendini geliştirmek ve eğitim almaya devam etmek isteyen Khan, Avustralya'ya ilk kez 2005’te yüksek lisans yapmak için gitti. Pek çok kişi gibi eğitiminin ardından ülkesine dönme niyetindeki Khan, 5 yıl sonra Avustralya’nın sistemine alıştı. Gidenler bu ülkeleri tercih ettiğini düşünürken, sistemin işleyişi aslında onların tercih edilenler olduğunu gösteriyor. Mülteci haklarının korunmasını amaçlayan İltica ve Göç Merkezi Başkanı Metin Çorabatır, AA'ya bu ülkelerin "çekim gücünü" anlattı. Çorabatır, gelişmemiş ülkelerden gelişmiş ülkelere yapılan göçün yeni bir durum olmadığını ancak özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, ulaşım ve haberleşme imkanlarının artmasıyla ivme kazandığını söyledi. Son yıllarda yapılan araştırmalar da Çorabatır'ın söylediklerini doğrular nitelikte. - Son 50 yılda dünyadaki göçmen sayısı arttı Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütünün 2022 Dünya Göç Raporu'na göre, son 50 yılda dünyadaki göçmen sayısı arttı. Buna göre 1990'da dünyada 153 milyon göçmen varken bu sayı dünya nüfusunun yüzde 2,87’sine tekabül ediyordu. Göçmenlerin sayısı 2000’de 174 milyona yükselerek dünya nüfusunun yüzde 2,93’ü oldu. Göçmenlerin sayısı 2010'da yüzde 3,17 ile 221 milyona, 2020’de de yüzde 3,60’la 281 milyona yükseldi. Politika Analisti ve Göç Veri Merkezi Veri Yöneticisi Jeanne Batalova'nın Migration Policy Institute'de yayımlanan "Top Statistics on Global Migration and Migrants" raporunda, çoğu göçmenin ekonomik ve sosyal şartlara göre tercihte bulunduğu, birçoğunun bu nedenle ABD ve Avrupa'ya gitmeyi tercih ettiği kaydediliyor. Hindistan, Meksika, Rusya, Çin en fazla göçmen gönderen ülkeler arasında. Meksikalı göçmenlerin neredeyse tamamı (yüzde 97’si) ABD'de ikamet ederken, Hindistan'dan göçmenler Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Suudi Arabistan, Pakistan ve Umman dahil dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda. - Gelişmiş ülkelerin "çekim gücü" Bireylerin kendi ülkelerinden mezun olduktan sonra daha iyi bir yaşam ve tecrübe için göç ettiğini söyleyen Çorabatır’a göre, gelişmiş ülkelerin "bir çekim gücü" var. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Zafer Sağıroğlu, insanın yaşadığı koşulları iyileştirme ve iyi bir hayat arayışı bulunduğuna dikkati çekti. Küresel güney ve kuzey olarak tanımlanan bir sınıflandırma olduğunu aktaran Sağıroğlu, "Bu açıdan genel olarak dünyanın güneyinden kuzeyine, gelişmiş ülkelere doğru, gelişmemiş ülkelerden bir hareketlik olduğunu söyleyebiliriz." dedi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Atay Akdevelioğlu da nitelikli insan göçünün motivasyonunun aslında "daha iyi bir yerde, refah düzeyi yüksek şekilde yaşamak" olmadığını, bunun "niteliksiz insan göçünün motivasyonu" olduğunu ifade etti. Akdevelioğlu, nitelikli insan göçünün motivasyonunun ise burjuva veya liberal değerler denilen temel insan hakları, özgürlük ve demokrasiyle ilgili olduğunu söyledi. - Ülkelerine dönüp dönmemek onlar için "milyon dolarlık soru" Khan, Avustralya'yı Pakistan'a göre kendini daha fazla geliştirebileceği bir ülke olarak görüyor. Çıkış noktasında asıl amacı ülkesine dönmek olsa da Khan, hiçbir zaman bunu yapmadı. Khan'ın dönüp dönmeyeceği ise kendi ifadeleriyle "milyon dolarlık soru". Lopez de orta sınıf bir ailede Kolombiya'da endüstri/çözüm mühendisliği eğitimi aldı. Eğitiminin ardından 6 yıl Kolombiya'da çalışan ve kariyer basamaklarını tırmanan Lopez, 2017'de 29 yaşındayken ABD'ye taşınma kararı aldı. Lopez ABD'de çok güzel bir hayatı olduğunu anlatsa da ilk taşındığında durum tam olarak böyle değildi. Lopez, Kolombiya'daki tecrübe, pozisyon ve gelirinden feragat ederek ABD'de her şeye baştan başladı. ABD'de kariyer yaptıkça Kolombiya'daki standartlarının üstüne çıkmaya başlayan Lopez, ülkesindeki hayatından şikayetçi olamayacağını zira orada da çok güzel bir yaşantısı olduğunu söylüyor. Pek çok kişinin daha iyi bir hayat ve fırsat için gittiği yurt dışına Lopez de ülkesindeki imkanların kısıtlılığı nedeniyle gitti. ABD'nin nitelikli insan kaynağı ihtiyacı Lopez'in tecrübesiyle birleşince onu ideal bir tercihe dönüştürdü. Benzer hikayelerin diğer kahramanları gibi tercih eden değil, edilen oldu. - Savaş ve yıkımda bile tercih sebebi olmalısın Diğer taraftan göçmenler yalnızca daha iyi çalışma, eğitim ve yaşam şartları için ülkelerini terk etmiyor; Suriyeli Kako'nun hikayesindeki gibi bazen de savaş ve yıkımdan kaçıyor. Kako, makine mühendisliği eğitimi alırken Suriye'deki iç savaş nedeniyle öğrenimini tamamlayamadan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. 2014'te Türkiye'ye ve 2015'te de botla gittiği Yunanistan üzerinden Norveç'e ulaşan Kako, 2023'te Norveç vatandaşlığını alabildi. Birçok ülke göç, iltica konusunda insani koşullara öncelik verdiğini ifade etse de “en insani koşulda" dahi eğitimli bireyi kendi sistemine piramidin en altında olacak şekilde 8 yılda ancak dahil ediyor. Norveç'te yaklaşık 9 yıldır yaşayan Kako, ilk ulaştığında iltica başvurusu yaptı ve oturum izni alması 1,5 yıl sürdü. Kamp benzeri bir yurtta yaşamaya başlayan Kako, bu sürede dil öğrenirken, Norveç makamları onun hakkında soruşturma yaparak oturum izni alıp alamayacağına karar verdi. Wadiod, Lopez, Kako ve Khan'ın ortak noktaları farklı ülkelerdeki benzer hayatlarıyla aynı hikayenin kahramanlarına dönüşmeleri. Hepsi de farklı sebeplerle "tercih edilenler" olarak göç edebiliyor. Geçmişte iklim şartları ve savaş nedeniyle göç etme anlayışı modern dünyada tamamen değişti. Tarihte insanlar kolonicilerin boyunduruğu altında hayatlarını sürdürmeye çalışırken, artık bunu gönüllü olarak yapmaları sömürgeciliğin şekil değiştirerek başka bir boyuta dönüştüğünün göstergesi.
Kaynak: aavideo