GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuşması Bakan Çavuşoğlu, Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nın ardından konuştu: (1) - "Bugün yapılan taahhütler, toparlanma ve yeniden inşa çalışmalarımıza önemli bir katkı sağlayacaktır" - "(Kahramanmaraş merkezli depremler) Bu ölçekteki bir afetle hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değil. Bugünkü konuşmacılar da bunun altını çizdiler. Topyekün ve koordine edilmiş bir mukabele ile uluslararası desteğin sürekliliği önem arz ediyor" ANKARA/BRÜKSEL (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 6 Şubat'taki depremlerin ardından Brüksel'de düzenlenen Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nda yapılan taahhütlerin, Türkiye'nin toparlanma ve yeniden inşa çalışmalarına önemli katkı sağlayacağını belirtti. Çavuşoğlu, Brüksel'de AB Komisyonu ve AB Dönem Başkanı İsveç'in, Türkiye ve Suriye'de depremlerden etkilenenler için düzenlediği Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nın ardından AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi ile İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği ve Dış Ticaret Bakanı Johan Forssell ile ortak basın toplantısı düzenledi. Konferansın düzenlenmesine öncülük eden AB Komisyonu ve İsveç ile konferansa destek veren tüm ülkelere teşekkür eden Çavuşoğlu, "Konferansa 65 ülke, 26 uluslararası teşkilat ve finans kuruluşu katıldı." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da konferansa çevrim içi katıldığını anımsatan Çavuşoğlu, kendisinin de Türkiye'nin deprem sonrası toparlanma vizyonu hakkında katılımcılara bilgi verdiğine işaret etti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Konferansta, bugüne kadar yapılanlar hariç, ülkemiz için 6 milyarın üzerinde bir taahhütte bulunuldu, 6 milyar avrodan fazla bir taahhüt gerçekleştirildi. Türkiye, biliyorsunuz her zaman dünyanın neresinde olursa olsun zor durumda kalan ülke ve insanlara yardıma koşan ilk ülkelerden birisi olmuştur. Aynı dayanışma ve duyarlılığı, şimdi AB ve uluslararası toplumdan görmekten elbette memnuniyet duyuyoruz. Bu ölçekteki bir afetle hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değil. Bugünkü konuşmacılar da bunun altını çizdiler. Topyekün ve koordine edilmiş bir mukabele ile uluslararası desteğin sürekliliği önem arz ediyor." - "Yeni yerleşim yerlerimizi daha güvenli, dayanıklı, kapsayıcı, yeşil ve akıllı olarak inşa edeceğiz" 40 gün gibi kısa sürede AB, BM Kalkınma Programı (UNDP), Dünya Bankası ile Türkiye Deprem Toparlama ve Yeniden İmar Değerlendirme Raporu'nun hazırlandığına işaret eden Çavuşoğlu, en ileri uluslararası standartları esas alan rapora göre Türkiye'nin hasar ve kayıplarının 103,6 milyar dolar olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, söz konusu raporun hazırlanmasına destek veren tüm uzmanlara teşekkür ederek, "Raporda öngörüldüğü gibi yeni yerleşim yerlerimizi daha güvenli, daha dayanıklı, daha kapsayıcı, daha yeşil ve daha akıllı olarak inşa edeceğiz." değerlendirmesini yaptı. Afet Yeniden İmar Fonu'nun kurulmasına ilişkin kanun teklifinin de TBMM'de kabul edildiğine değinen Çavuşoğlu, "Bu fon, yeniden imar çalışmalarının finansmanını kolaylaştıracak." dedi. - "Önümüzde uzun ve meşakkatli bir süreç var" Çavuşoğlu, "Değerli basın mensupları, önümüzde uzun ve meşakkatli bir süreç var. Ancak bunu tüm imkanları seferber ederek azimle, kararlılıkla aşacağız. Kaybolan canların, elbette çekilen acıların telafisi yok. Ama yıkılanların yerine daha iyisini yapacağız, daha iyisini koyacağız. Bugün yapılan taahhütler toparlanma ve yeniden inşa çalışmalarımıza önemli bir katkı sağlayacaktır." diye konuştu. AB Dayanışma Fonu başta olmak üzere Türkiye'nin aday ülke olarak faydalanabileceği çeşitli mali imkanlar olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Oliver ve Johan, Türkiye'ye geldikleri zaman bunu da değerlendirmiştik. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili adımlar da atacağız. Depremin ilk günlerinden itibaren bizi yalnız bırakmayan ve ülkemizi ziyaret eden değerli dostlarım Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Varhelyi ve İsveç Kalkınma ve Ticaret Bakanı Forssell'e huzurlarınızda bir kere daha teşekkür ediyorum. Umarım bu dayanışma ruhu önümüzdeki süreçte, Türkiye-AB ilişkilerinde farklı alanlara da sirayet eder."