GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın oturma eylemi yapan aileleri ziyareti - Evlat nöbetine devam eden baba Süleyman Aydın'ın konuşması - Bozdağ'ın ailelerle selamlaşması ve karanfil vermesi - Bozdağ'ın ailelerle sohbeti Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır annelerini ziyaret etti: - "Onun için ben buradan annelere de diyorum, herkese diyorum. Kandil'den yavrularınızı isteyin, HDP'den isteyin. Ama şimdi Kandil'in en büyük desteğini arkasına almış olan CHP Genel Başkanından ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayından da yavrularınızı isteyin" DİYARBAKIR (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Onun için ben buradan annelere de diyorum, herkese diyorum. Kandil'den yavrularınızı isteyin, HDP'den isteyin. Ama şimdi Kandil'in en büyük desteğini arkasına almış olan CHP Genel Başkanından ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayından da yavrularınızı isteyin." dedi. Diyarbakır'a gelen Bakan Bozdağ, HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerini ziyaret etti. Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ve 3 Eylül 2019'da başlattıkları evlat nöbetini 1306'ncı gününde sürdüren aileler ellerinde Türk bayrakları ve çocuklarının fotoğrafıyla Bozdağ'ı karşıladı. Bakan Bozdağ, ailelerle tek tek görüşerek, onlara karanfil verdi. Evlatlarının dağa nasıl kaçırıldığını anlatan aileler, terör örgütü PKK ile HDP'ye tepkilerini dile getirdi. Ziyaret sırasında evlat nöbetini sürdüren baba Süleyman Aydın, HDP ve CHP'ye tepkisini dile getirerek, "Sayın Bakanım biz nasıl HDP Genel Merkezine gittik ve siyah çelenk bıraktıysak aynı siyah çelengi CHP kapısına da bırakacağız. Madem ki terör ittifakı yapmışlar, Kemal Kılıçdaroğlu bunlara sahip çıkıyor, seçime bunlarla girecek, o zaman evlatlarımızı ondan da isteyeceğiz. CHP kapısına gideceğiz. Atatürk'ün partisinin, terörle iş birliği yapan partiyle ne işi var? Kemal Kılıçdaroğlu bizi burada görmemezlikten geldi. Bir gün ziyaretimize gelmedi. Meral Akşener, dönemin İçişleri Bakanı, demek ki hiç terörle mücadele etmemiş. Terörle mücadele etmiş olsaydı burada anne ve babaların gözyaşlarını görüp, ziyaretimize gelirdi. Ziyaretimize gelmedi. HDP, CHP aynı olmuşlar. Herkes bunun farkına varsın. Amaçları Türkiye'yi bölmek ve Suriyelileştirmek. Herkes bunların iç yüzünü görsün." dedi. Bakan Bozdağ, ailelerle görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Diyarbakır annelerinin, insanlık dışı yol ve yöntemlerle evinden, okulundan, yuvasından, işinden, anne ve babasından, ailesinden, kardeşlerinden alınarak, ölüme, dağa götürülen yavrularının hasretiyle yandığını söyledi. Annelerin yavrularına kavuşma umuduyla büyük bir mücadele başlattığını ve 2019'dan beri mücadelelerini alnı ak ve başı dik bir biçimde yürüttüklerini dile getiren Bozdağ, "39 aile bu mücadele sonucu evladına kavuştu. Kalan 307 aile de evlatlarını bekliyor. İnşallah onlar da bu mücadelenin sonunda yavrularına kavuşacak, hasretleri dinecek." ifadelerini kullandı. Bozdağ, burada gözü yaşlı anneleri görmenin, onların evlatlarına hasretini dinlemenin kendisini etkilediğini belirtti. "Hem erkek hem kız, 12, 13, 14, 16 ve 17 yaşında çocuklar var. Büyük bir kısmı ortaöğretimde olan bu gençleri, çocukları bir kısmı da üniversite eğitimi görenleri ya kandırarak ya da zorla başka yöntemlerle ikna ederek teröristleri arasına katmak için dağa götürüyorlar ve bu gençlerin eğitim hayatı bitmiş durumda. İçinde hastalar var. Bir anne, 'Yüzde 70 hasta, sürekli kan veriyordum.' diyor. Hasta olanlar da var." diyen Bozdağ, terör örgütünün kendi amaçları için bu masum çocukları kullanma gayreti içerisinde olduğunu kaydetti. - "Bu gençlerin, çocukların hayalini gasbetmek en büyük insan hakları ihlalidir" Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çocuk hakları diye yeri göğü inletenlere sormak şunu sormak istiyorum; 12 yaşında okul çağındaki çocuğun hakkı yok mu? 13 yaşında teröre zorla kurban edilen ve terör örgütünün alıp götürdüğü çocuğun hakkı yok mu? 13, 16 ve 17 yaşında, ortaöğretim ve lisede ve üniversite öğrencisi olan bu çocukların, gençlerin hakkı yok mu? Çocuk haklarından bahsedenler bir gün gelip Diyarbakır annelerine, 'Sizin çocuklarınızın hakları var. Biz bu eğitim hakkı gasbedilen yavrularımızı eğitim hakkına kavuşturmak için sizin mücadelenizde, sizin yanınızdayız.' dediler mi? Demediler. Bu çocukların, annelerinin, babalarının geleceğe dair umutları, hayalleri vardı. Umutları, hayalleri hepsi çalındı. Kimi doktor kimi avukat kimi mühendis kimi de başka hayırlı ve yararlı işlerde milletine, devletine, ailesine faydalı olmak isteyen bu gençlerin, bu çocukların hayalini gasbetmek en büyük insan hakları ihlalidir. HDP'lilere de soruyorum, onlara destek olanlara da soruyorum ve hepsine söylüyorum. Bu dağa götürülen, hayalleri çalınan, eğitim hakkından mahrum bırakılan, hayalleri gasbedilen bu çocukların, bu gençlerin hakları yok mu? Varsa siz bu hakları yüksek sesle niye dile getirmiyorsunuz?" Bakan Bozdağ, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütlerinin temsilcilerinin şu ana kadar Diyarbakır'a gelip gözü yaşlı anneleri ziyaret etmediğini de aktardı. "Sadece terör örgütlerinin üyesi veya terör örgütüyle ilgili eylem veyahut da herhangi bir suç işlediğinde hakkında soruşturma veyahut da kovuşturma olanlarla ilgili her yere gidip geliyorlar." ifadesini kullanan Bozdağ, şunları kaydetti: "Peki bir de masumlara bakın. 12 yaşındaki çocuğun, 13 yaşındaki çocuğun, ortaokula giden evladımızın hakları konusunda insan hakları bir şey söylemiyor mu? Söylüyor ama yeri gelince insan hakları diye yeri göğü inletenler, STK'lar, Diyarbakır anneleri insan değil mi? Onların yavruları insan değil mi? Onların yaşam hakkı, eğitim hakkı, özgürce gezebilme hakkı yok mu? Onların dilediği işte çalışabilme hakkı yok mu? Anasıyla, babasıyla, ailesiyle bir yuvada yaşama hakkı yok mu? Hepsi var ama bir gün birileri de çıkıp desin ki 'yahu bu hakları PKK terör örgütü çiğnedi' 'Yahu bu hakları onun uzantısı HDP çiğnedi' 'Ya bu hakları ayaklar altına zalimler karşısında hepimiz bir olalım' ama demiyorlar. Çünkü güdümlü dernekler bunlar." Avrupa'dan pek çok ziyaretçinin kendilerine gelip gittiğini sözlerine ekleyen Bozdağ, "Bir defasında geldiler, bazı isimleri soruyorlar. Sordukları isim sayısı iki elin parmağını geçmez. Ben de dedim ki, bakın Türkiye cezaevlerinde binlerce yatan tutuklu ve hükümlü var. Onlardan size hiç şikayet gelmiyor mu, hiç itiraz gelmiyor mu? Siz sadece şu 3-5 kişiyi soruyorsunuz. Sadece terör örgütleri ile üyelik ya da iltisak, irtibat ilişkisinde olan Türkiye'ye karşı terör eylemi yapanları soruyorsunuz. Diğerlerini niye sormuyorsunuz, onlar insan değil mi? Cevap veremediler ‘bize söylenen bu isimler..' Ben de hepsine söylüyorum, size söylenen isim ne olursa olsun Türkiye cezaevlerinde bulunan veya başka şekillerde haklarında işlem yapılan birçok insan var. Emin olun ne Avrupa Konseyi ne BM ne AB ile ilişkili irtibatlı dernekler veyahutta raportörler, komisyonlar bunların umurunda değil. Masum insanlar, masumların hakları, çocukların hakları bunların umurlarında zerrece değil. Türkiye’dekilerin de değil." diye konuştu. Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Mimarlar Odasıdır, Tabipler Odasıdır, öbür bazı odalar var. Hepsi terör örgütünün ağzıyla konuşuyorlar, onlara da söylüyorum. Eğitimle ilgili bir sürü dernek vakıf var, insan hakları ile ilgili bir sürü dernek vakıf var hepsine söylüyorum. Neredesiniz? Burada insan hakları ayaklar altına alınırken bunca çocuğun eğitim hakkı sağlıklı bir yaşam hakkı elinden alınırken teröre dağa ölmeye öldürmeye zorla götürülürken sizin sesiniz niye yükselmedi. Maalesef bunları duyamıyoruz. Onun için de hep şunu söylüyoruz. Biz insan hakları ile ilgili samimi hak ihlali olan kim varsa onların hakkını ayrımsız kim arıyorsa biz onlarla beraberiz. Çocukların, kadınların hakkını kim arıyorsa biz onlarla beraberiz. Ama böyle isimler kullanarak sadece teröristlerin ve terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edenlerin haklarına bakarak biz onlarla birlikte olmadık, bundan sonra da olmayız. İstikametleri doğru olduğu zaman devlette herkeste ona göre hareket edecektir. Onun için adı insan hakları bilmem falan filan olan pek çok dernek ve vakfın emin olun yaptıkları işler ortada, kimlerin peşinden koştukları ortada, kimlerin hakkını aradıkları ortada. Bunların masum insanların haklarıyla uzaktan yakından bilgileri olmadığını çok net bir biçimde ifade etmek isterim." Terör örgütü PKK'nın Kürtlerin en büyük düşmanı olduğunu ifade eden Bozdağ, Kürtlerin de en büyük sıkıntısının terör örgütü PKK olduğunu kaydetti. 40 yıldır dağa kaçırılan, ölen, öldürülen, eğitim hakkı gasbedilen, hayalleri çalınan, ekonomik olarak başka açılardan yıpratılan, imkanları elinden alınanların Kürtlerin çocukları olduğunu ifade eden Bozdağ, terörle mücadele için harcanan paranın yatırım, istihdam ve başka alanlara harcandığı takdirde bugünkü sorunların büyük bir kısmının olmayacağını söyledi. "Terörle mücadelede Diyarbakır analarının, annelerinin bu onurlu asil ve dik duruşu, bütün millete örnek olacaktır. Analar ayağa kalktı, işe el koydu. Anaların ayağa kalkışı karşısında terör örgütleri de duramaz, onların yularını elinde tutan ülkeler ve karanlık güçler de duramayacaktır. Allah’ın izniyle analar yavrularına kavuşacak. Devletimiz gereğini yapıyor yapacak, bundan sonra da bunları annelerine kavuşturmaya devam edeceğiz." diyen Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı: "HDP, PKK terör örgütü ile içli dışlı olduğu bütün açıklamalarla sabit. İşte Kandil'den açıklama yaptılar. Ne diyorlar, Cumhurbaşkanımız da ilgili bu yönetimin gitmesi için Kılıçdaroğlu ve ekibine nasıl destek vereceklerini, nasıl onun arkasında duracaklarını Kandil'deki terörist elebaşları tek tek açıklıyor. Türkçe konuşuyorlar, gören göz görüyor, duyan kulak duyuyor, anlayan akıl anlıyor. Bir gün çıkıp da diyebiliyorlar mı, terör örgütünün desteğine bizim ihtiyacımız yok. Biz terör örgütünün desteğiyle iktidar olacaksak öyle bir iktidar istemiyoruz. Ağızlarından bir kelime duydunuz mu. Duymadınız, duyamazsınız da. Terörün olduğu yerde olmayız, gölgesinin olduğu yerde durmayız, onlar destek verirse biz kalkarız diyenler, onları da görüyorsunuz. Ağızlarını açıp bir cümle kurdular mı kurabiliyorlar mı. Daha şimdiden terör örgütlerinin hedeflerine adeta teşne bir durum ortaya koydukları çok aşikar. Onun için ben buradan annelere de diyorum, herkese diyorum. Kandil'den yavrularınızı isteyin, HDP'den isteyin. Ama şimdi Kandil'in en büyük desteğini arkasına almış olan CHP Genel Başkanından ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayından da yavrularınızı isteyin. Çünkü artık Kandil desteğini onu verdiğini açıkladı, Kandilin de adayı olduğu böylelikle ortaya çıkmış oluyor. O zaman madem bu yavruları terör örgütü zorla kaçırdı Kandile götürdü, o zaman Kandilin desteğini arkasına alanlar, Kandile dönüp desinler. Ben de buradan çağrı yapıyorum, Kandile dönün deyin. ‘Bu eğitim çağındaki çocukları okullarına gitmesi için bırakın. Analarına babalarına kavuşmaları için bırakın. Hayallerinin peşinde koşmaları için bırakın’ diye onların da çağrı yapmasını bekliyorum. Buradan kendilerine böyle bir çağrı içinde davette bulunuyorum." Ziyarette, Vali Ali İhsan Su, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mehdi Eker ve Ebubekir Bal ile AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın da yer aldı.

Kaynak: aavideo