Emekliliğine yaklaştığı dönemlerde gelecek yıllarını düşünerek kendine yatırım yapan ve ahşaba şekiller vermeye başlayan Adnan Karagülle(60), zamanla eski kültürü yansıtan ahşap oyuncaklar üretmeye başladı. Gerze’de bir atölyede seri üretime başlayan Karagülle, aynı zamanda bu mesleğin gelecek nesillere de aktarılması için kalfalar yetiştiriyor.

“Yaşlılıkta ne yapacağım kaygısıyla başladım”

Emekli olduğunda yapacak bir uğraş ararken ahşaptan ürünler üretmeye başladığını söyleyen Adnan Karagülle, “Bu işe yaşlılıkta ne yapacağım kaygısıyla başladım, yaklaşık 15 yıl önce. İlk zamanlarda oyuncak yapayım diye amacım yoktu ama zamanla oyuncak yapmaya evrildi. Sonuçta bir şeyler yapabilmişim ki ikinci yılımda Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı oldum, geleneksel ahşap oyuncak yapımı ustası oldum. Bir sürü faydası var, bir işe dönüştü hem kişisel olarak faydası var, hem de kültürel mirası yaşatma faydası oluştu” diye konuştu.

Meslek hayatı boyunca bu işi 15 kişiye öğrettiğini dile getiren Karagülle, “Fark ettim ki, bir anne baba oyuncak alırken, aslında kendilerine alıyorlar çocuğuna almıyorlar. Oyuncak çocuğu biçimlendirir, oyuncak ifade aracıdır. Hatta bence artık İngilizce nasılsa, oyun ve oyuncak da dünya dilidir” dedi.

Ahşap oyuncak işine arkadaşına yardımcı olurken başladığını söyleyen Kenan Büyük(62), “Adnan benim arkadaşım, Gerze’ye birlikte döndük. O bu işi hobi olarak yapıyordu ben de onun yanında dururken gelişti. Buradan çok büyük keyif alıyorum, zaman nasıl geçiyor hiç anlamıyorum. Bu farklı bir iş, istediğim ve zaman geçirdiğim bir iş. Mesleğin halleri çok daha vahim, ben bu dünyada gelip geçiciyim fakat bu meslek yüz yıllardır devam eden bir şey. Osmanlı’dan beri, insanlığın ilk tarihinden beri farklı sembollerle oyuncak yapılırdı. Bu çok geleneksel bir oyuncak stili, fakat yeni nesilde herkesin mühendis olma gibi uğraşı olduğu için böyle meslekler yapılmıyor. Şu anda da bu meslek, meslek olarak kendini kaybetmiş durumda” şeklinde konuştu.

Kendisinin de hem hobi olarak, hem de geçirdiği zorlu süreçlerde kafasını dağıtmak için bu işe girdiğini söyleyen Fatma Helvacı(53), “Annemin hastalık süreci vardı, zor zamanlar geçirdik. Önce kafamı dağıtmak için başladım, sonra baktım ki ben bu işi yapabiliyorum. Kesmeye başladım, her şeyi kesmek istedim. Elim de yatkındı, Adnan abiyle birebir oyuncak yapmaya başladım. Şu anda usta düzeyine geldim, kendimi ilerletiyorum. Oyuncak arabalarım var, dikiş makinesi, ütü makinesi, beşikler, koltuk takımı, hayvan figürleri yaptım. Boş zamanımı buraya gelip değerlendirerek geçiriyorum, başka hiçbir yere gitmiyorum. Burası benim için çok güzel bir yer. Gördüğümüz her şeyi ahşaba oyuncağa çevirebiliyoruz ve bu çok güzel bir his” ifadelerini kullandı.

Türkeli’nin ilk lisesi olan 60 yıllık okulun yıkımına başlandı Türkeli’nin ilk lisesi olan 60 yıllık okulun yıkımına başlandı

“Sahip çıkmak lazım”

Ahşap oyuncakları vitrinde gördükçe çocukluk günlerini hatırladığını anlatan Zafer Gökgöz(58), “Bizim çocukluğumuzda böyle oyuncaklar vardı plastik yoktu, kendimiz yapardık yada büyüklerimiz bu tür oyuncaklar yapar bunlarla oynardık. Şimdi böyle oyuncaklar kalmadı maalesef, o yüzden bu çok değerli. Bu oyuncaklara sahip çıkmak lazım, üretiminin arttırılıp çocuklara ulaştırılması lazım” dedi.

Editör: TE Bilişim