Esenyurt Belediyesi, kadınların toplumsal hayatta güçlenmeleri ve eşit haklara sahip olabilmeleri amacıyla ‘Güçlü Kadın Güçlü Esenyurt Çalıştayı’ düzenledi. Programa ev sahipliği yapan Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Kadına ilişkin zihniyetimizi değiştirmediğimiz takdirde hiçbir şey değişmez. Biz kadın varsa hayat var dedik. Şimdi güçlü kadın varsa güçlü Esenyurt var diyoruz. Eğer yeni bir destan yazılacaksa bu kadınların omuzları üzerinde yükselecek” dedi.

Esenyurt’ta düzenlenen ‘Güçlü Kadın Güçlü Esenyurt Çalıştayı’nda akademisyenler, siyasi parti temsilcileri, kadın muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları kadınlar için bir araya geldi. Esenyurt Belediyesi hizmet binasında gerçekleşen programda kadınlara yönelik mevcut hizmetlerin geliştirilmesi, geleceğe yönelik yapılacak çalışmalar ve ortak iş birliği imkanları değerlendirildi. Akademisyenlerin moderatörlüğünde gerçekleşen çalıştayda yoksulluk ve kadın hakları, kadınların siyaset ve sosyal yaşamda yeri, kadının ekonomik gücü ve iş dünyası, şiddete maruz kalan kadınların desteklenmesi, kadın sağlığı ve erişilebilirlik konularında yuvarlak masa toplantıları yapıldı. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in de katıldığı programda, belediyenin kadın teması altında yürüttüğü çalışmalarla ilgili katılımcılar bilgilendirildi.

“Zihniyetimizi değiştirmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez”

Türkiye’de eril ve iktidar odaklı bir toplum yapısının olduğunu belirten Başkan Özer, “Geleneksel olarak iktidar ilk toplumlarda erkeklerden gelmiştir. Hal böyle olunca kadınlar bu geleneksellik içinde bazen söz hakkına sahip olamamış, bazen üretim gücünün içinde yer alamamış, bazen de hiçbir hakka sahip olamamış. Bu toplumsal yapıda kadının eşitsizliğini onaylayan bir takım ahlak kuralları oluşmuş. Bu tarihî süreç içerisinde zihinler de daha çocukluğundan itibaren böyle yetişmiş. Hatta bu geleneksel toplumlardaki kadınlar da erkekleri böyle yetiştirmiş. Onun için bugün kadınlarla ilgili en büyük sorun zihin dünyasıyla ilgili sorundur. Yani ne yaparsak yapalım eğer zihinlerimizi, zihin dünyamızı ya da ikisinin toplamı olan kadına ilişkin zihniyetimizi değiştirmediğimiz takdirde hiçbir şey değişmez. Ama zihniyetimizi değiştirmeye başladığımız andan itibaren çok şey değişecektir. Onun için belki burada mottomuz şu olabilir; ‘Zihniyetini değiştir, dünya değişsin.’ Bu değişimi kendimizden başlatmamız lazım” diye konuştu.

“Güçlü kadın varsa güçlü Esenyurt var”

Konuşmasında son günlerde yaşanan kadın cinayetlerine de değinen Prof. Özer, “Bugün bu zihin dünyasının özellikle yetişmiş olduğu vasata baktığımızda büyük bir felaket olarak karşımıza çıkıyor. O felaketin adı da kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri... İşte son zamanlarda böyle bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Hepimizin yüreği yandı. Artık bu konuda herkesin bir araya gelip çığlık atması gerekir. Birlikte hareket ederek bir mekanizma kurmalıyız. Bu çerçevede kadınlarla ilgili bizim üstümüze düşen görevler var. Genel idarenin yapması gerekenler de var. Eğitimde, sağlıkta, üretimde, katılımda bütün bunları yapmalıyız. Çünkü adalette en temel sorun katılımda adaletsizliktir. Bunları gideremediğimiz takdirde kadınla ilgili bu sorunu da çözmemiz çok zor. Mesela biz yönetim anlayışımızda kadın varsa hayat var dedik. Onun için güçlü kadın varsa güçlü Esenyurt var ve burada yeni bir destan yazılacaksa bu kadınların omuzları üzerinde yükselecek” ifadelerini kullandı.

“Toplumun iyi olması için önce kadının iyi olması gerekiyor”

Bir toplumun iyi olması için önce kadının iyi olması gerektiğini belirten Başkan Özer, “Kadının kalkınma süreci içerisinde olmadığı bir toplum kalkınmış sayılmaz. Kadını bu süreçlerin içerisine dahil etmemiz gerekiyor. Eğer genel idare tarafından yapılmıyorsa, o zaman biz yerel yöneticiler olarak, kadınlarla ilgili çalışmaları onlarla birlikte yapmak zorundayız. Bu çalışma bunlardan bir tanesi. Kreşler yapıyoruz, kurslar veriyoruz, çocuklarımıza eğitim yardımları veriyoruz, parklar yapıyoruz tüm bunlar bu konuya dahil. Esenyurt Belediyesi olarak bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz” dedi.

“Kadın emeğini değerlendirme festivali düzenleyeceğiz”

Kadın emeğini değerlendirme festivali düzenleyeceklerini söyleyen Prof. Özer, “Mesela belediyemizde 9’u müdür, 13 şef ve birim sorumlusu olmak üzere toplam bin 157 kadın personelimiz var. Görevde olduğumuz 6 aylık sürede ESBİM aracılığıyla bin 720 kadının istihdamını sağladık. Beş yıl içinde 100 bin kişiyi iş sahibi yapacağız. Merkezlerimizde 778 kadına eğitim verirken 243 kadın ise kadın kooperatifimizden faydalandı. Bu eğitimlerin ardından çok güzel sergilere ev sahipliği yaptık. Ama önemli olan şimdi onların ürettiği el ürünlerinin pazarlanması, satılması, bunun için İBB ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bir Kadın Emeğini Değerlendirme Festivali düzenleyeceğiz. Bu bana göre hem bize bir ışık tutacak hem de pratik uygulamalar için önemli imkanlar sunacak” şeklinde konuştu.

“Kadın kooperatifleri kurmalıyız”

Kadının özgürlük ve eşitlik gibi iki temel sorununun olduğunu vurgulayan Prof. Özer, “Kadınları üretime sevk etmemiz, kooperatifler kurmamız gerekiyor. Burada üretilen ürünlerin sergilenmesi de son derece önemlidir. Yani kadın eğer ekonomik özgürlüğüne kavuşmuşsa çok önemli bir adım atılmış demektir. Hem siyasete katılım hem de ekonomik hayata katılım kadının özgürleşmesi açısından önemli unsurdan bir tanesidir. Biz de düzenlediğimiz çalıştaylar ve panellerle kadınlara söz hakkı veriyoruz. Kadınların, gençlerin daha özgür olduğu bir Esenyurt’u hep birlikte inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Projeler paydaşlarla birlikte üretiliyor”

Türkiye’de bu tarz çalışmaların artması gerektiğini ifade eden Sosyolog ve Siyaset Bilimci Doç. Dr. Zeynep Banu Dalaman, “Güçlü Kadın Güçlü Esenyurt projesi ve bu çalıştay çok değerli. Özellikle Türkiye’de bir takım tespitler yapılırken genelde tepeden aşağı kararlar alınıyor. Ama bu çalıştay gösteriyor ki Esenyurt Belediyesi, tüm paydaşların fikrini alarak kadınlarla ilgili bir plan ve proje üretmek istiyor. Bu anlamda çok değerli bir çalıştay. Burada olduğum için çok memnunum. Bugün burada kadınların toplumda yaşadığı birtakım sorunları tartıştık. Bu tarz çalışmaların devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir çalıştaya öncülük ettiği için Belediye Başkanımızı tebrik ediyorum” dedi.

Mahsur kalan anne ekip arabasında doğum yaptı Mahsur kalan anne ekip arabasında doğum yaptı

“Kadınların dikkate alınması çok değerli”

Çalıştayı çok faydalı buluğunu söyleyen İstanbul Kent Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Başkanı Sosyolog Doç. Dr. Ahu Özmen Akalın, “Kadın ile ilgili farklı konuların ele alındığı bir çalıştay düzenlendi. Benim moderatörlüğünü yaptığım masa kadın hakları ve yoksulluk ile ilgiliydi. Farklı alanlardan kişilerle özellikle kadının istihdamı, kadın yoksulluğu, kadın hakları üzerine çok güzel değerlendirmeler yaptık. Çözüm önerileri ürettik. Kadınların dikkate alınması gerçekten çok değerli... Bu tip çalıştayların belediyelerimizde daha sık yapılmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bu işe kız çocukları ve kadınların eğitiminden başlamalıyız”

Çalıştayda kreş, eğitim ve istihdam konuları üzerine değerlendirmelerde bulunduklarını belirten Kız Çocukları Korunma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nadire Özcan ise, “Burası çok göç alan bir bölge. Özellikle kadınlara ve genç kızlarımıza yönelik sorunlar çok boyutlu. Yapacağımız çok iş var. En başında eğitim... Mahalle mahalle gezerek, her eve girerek kız çocuklarından ve kadınların eğitiminden bu işe başlamalıyız. Özellikle kadınların çalışması için gece kreşleri açılması gerekiyor. Kadın kooperatiflerine önem verilerek, istihdam sağlanmalı” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha