Ne oluyor bizlere? Paylaşmanın asaletini, bencilliğin çirkinliğine değişmeyen Türk toplumuna neler oluyor? Her geçen gün vurdumduymazlık, toplumsal ve sosyal olaylara karşı duyarsızlaşma, insan ilişkilerinde samimiyetin yerini çıkarın alması…

Farkında mısınız bireyselleşmeye doğru gidiyoruz herkes kendi derdine düşmüş, yakınında çevresinde yoklukla, sıkıntıyla yoğrulan kimseler, görmezlikten geliniyor. Son derece üzücü ve ayrıca sonuçları çok pahalıya mal olabilecek bir durum diye düşünüyorum. Her koyun kendi bacağından asılır düşüncesiyle hareket etmek ne kadar yanlış olduğunun bir anlayabilsek, bir görebilsek bencilliğin bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demenin insanlığa ne kadar zarar verdiğini bir anlayabilsek...

       

Açlık, sefalet, susuzluk, küresel ısınma, çevre kirliliği, doğanın yok olması, bana neciliğin, bencilliğin sonuçları değil mi? Gözetmek, kollamak, korumak, sahip çıkmak yerine kendi kabuğuna çekilme insanların sıkıntılarından dertlerinden kaçma neye hizmet eder bu şekilde yaşamak kimi mutlu eder anlamak mümkün değil?

       

Konumuzla alakalı geçmişte yaşanan bir olayı sizlere aktarmak istiyorum. Abbasiler döneminde bir gün halk, halife ve devlet başkanı Sultan Harun Reşit’e şikâyette giderler. Behlül Dânâ Hazretlerinin herkesin işine karıştığını herkesi her konuda uyardığını, rahatsız ettiğini, sultana ifade ederek serzenişte bulunurlar. Bu durum üzerine Harun Reşit Behlül Dânâ Hazretlerini huzuruna çağırttırır ve der ki:”Bre Behlül ne herkesin işine karışır durursun, her koyun kendi bacağından asılır , bırak kim ne yaparsa yapsın ne konuşursa konuşsun sen karışma, kendi işine bak .”deyip onu ikaz ettikten sonra Behlül Dânâ Hazretleri peki sultanım deyip huzurdan ayrılır. Evine gidip ne kadar koyunu varsa keser ve koyunları bacaklarından evinin önüne sırayla asar.İlk gün bir şey yok . İkinci gün hafif çürümeler. Üçüncü derken günden güne etler kurtlanmaya kokmaya başlar. Bir haftaya kadar bütün mahalleyi tahammül edilemez  bir koku kaplar leş kokusu gibi adeta, bu durum çekilmez bir hal alır herkes durumdan ciddi anlamda rahatsızdır kötü koku insanların ciğerine kadar işler. Halk hemen Harun Reşit’e tekrar şikayete gider. Sultanım Behlül Dânâ Hazretleri böyle böyle yapıyor mahallede kahrı çekilmez bir koku var...  Şikayet sonrası Harun Reşit, Behlül Dânâ Hazretlerini tekrar huzura çağırır. Ve der ki: “Bre Behlül delirdin mi ? Ne yaparsın  sen yine ? “diye çıkışır. Behlül Dânâ Hazretleri de gayet sakin bir şekilde:” Her koyun kendi bacağından asılır fakat etrafı kokuttuğu için, herkesi rahatsız eder sultanım.” diyerek hem düşündürücü hem de ders verici bir cevap verir.

       

Evet sorunlar ve sıkıntılar sadece birkaç kişiyi etkilemez, müdahale edilmezse vaktinde ve zamanında sorunlara ve sıkıntılara çözüm bulunmazsa ortak hareket edip herkes üzerine düşeni yapmazsa problemler çığ gibi büyür herkesi tehdit eder. 

        

Bugün de öyle değil mi? İnsanlarımızın bir kısmı zor durumda değil mi? Maksadım sizlere vicdan muhasebesi yaptırmak çevremizdeki ihtiyaç sahiplerini , sıkıntıları görmeye davet etmektir. Belki şu an için rahat olabiliriz problemimiz olmayabilir ama yarın ne olur ne gider kimse bilemez.  Kanaatim şudur  ki çevremizde meydana gelen olaylara seyirci kaldıkça,  sıkıntılara davetiye göndermiş olacağız.

        

 Saygılarımla…