İtikâf, Hz. Peygamber (s.a.v)’in bu ümmete bıraktığı nebevi sünnetden bir tanesi. İtikâf; kelime manası olarak ‘’kapanmak’’ demektir. Buradaki kapanmak esasında açılmak için kapanmaktır. Yani, dünyaya kapanıp ukbaya açılmak, maddeye kapanıp ma’naya açılmaktır. Zira biz maddeye çok açılıyor, maddeye açıldığımız kadarda ma’naya kapanıyoruz. Sadece bu kapanmak elle tutulan kapanmak değil, bazen önümüze bir kitap getiriliyor lafzına bakıyor ama manasına kapanıyoruz. Yani konu bir kitapsa, kitabın maddesi lafzıdır. Lafzına açılıyor manasına kapanıyoruz. Eğer önümüze getirilen kitap Kur’an-ı Kerim ise Kur’an-ı Kerimede aynısını yapıyoruz. Lafzına (maddesine) açılıyor manasına kapanıyoruz. Bu işte Kur’an-ı Kerimi bile maddeleştiriyor yani materyalleştiriyoruz. Mushaf’a açılıyor Kur’an-ı kerime kapanıyoruz. Kur’an-ı Kerimi öpüyor başımıza koyuyor ama manayı çiğniyoruz. Aslında bizden mananın yüreğini öpmemiz istenmiyor mu? Mananın yüreğinin öpmemiz için manayı fark etmemiz, fehmetmemiz, keşfetmemiz, anlamamız lazım. Görüyorsunuz varlığı (eşyayı) maddeleştirdiğimiz gibi maddeye eğilimimiz Kur’an-ı Kerimle olan ilişkimizde de devam ediyor. Onun için Kur’an-ı Kerimin maddesine doğru bir eğilimimiz var. Hâlbuki Kur’an’ın ham maddesi (selülozdan) yerden ve odun mamullerin den bitmiştir. Kur’an-ı Kerimin kerameti kâğıtta değil, kerameti arşta, arştan inen manasındadır. Hayatta her şeye yaptığımız muameleyi maalesef Kur’an’a da yapıyoruz. Onun için Ramazan ayı aslında maddileşmeden manevileşmeye, dünyevileşmeden dinileşmeye yani uhrevileşmeye geçme iklimi bir seyri sülük mevsimidir.
Hz. Muhammed (s.a.v) Medine-i Münevvere’ye hicret ettikten vefat edinceye kadar her sene Ramazan ayında itikâf yaptılar. Bazı rivayetlerde zarurete binaen bir kere yapamadılar. Ama sonra kaza ettiler diye kayıtlarda mevcuttur.
İtikâf, müekked bir nebevi uygulamadır. Efendimiz (s.a.v) itikâfı, mescid-i nebevide yapardı. Mescide bir perde gerdirir annelemizde yanına itikâfa gelirler idi. İtikâfta Efendimiz mescitten ayrılmaz, mescidi evi, evi ise mescidi olurdu. Bu manada itikâf, sırf Allaha adanmış günler manasına gelir. Bu günlere Efendimiz, ibadetle, nasihatle, bilgi ile başkalarıyla paylaşımla, Allah ile kendisiyle, insanlarla ilgi ve alakayı daha iyi kurma, irtibatı artırma ile geçirirdi. Efendimiz (s.a.v) bu vesile ile dış dünyasını ve iç dünyasını tamir ederdi.
İtikâf, bir eğitimdir. Yüreğin eğitimi, aklın eğitimi, İslam cemaatinin eğitimidir. İtikâf, öncelikle insanın iç eğitimidir. İtikâf, İnsanın kendi yıkık yerlerini tamir etmesi için bir fırsattır. Bu anlamda Peygamberimiz (s.a.v) Ramazan ayının son on gününde itikâfa çekilirdi. İtikâfın on gün olması şart değildir. Beş günde olur. İki günde olur. Hatta bir saatliğine Müslüman itikâf niyetiyle bir yere çekilse oda itikâf olur ve itikâf sevabı alır.
İtikâf, sadece bilinen yerlerde mescitlerde mi olur? Hayır. Evinizin ailenizle beraber namaz kıldığınız bir köşesinde de itikâf olur. Efendimiz (s.a.v)’in uygulaması göz önünde bulundurulacak olursa asıl olması gereken yer mescitlerde olmasıdır.
İtikaf bir eğitim seferberliğidir.Mescid-i Nebiyde itikafa girenlerden dinledim.Ramazan ayının son on günü oldumu iğne atılacak yer bulamazsınız diyorlar.Halka halka,öbek öbek,kimisi kendi iç dünyasın mescidin bir direğinin arkasına çekilmiş,biri ağlıyor,biri yanıyor,biri titriyor,başka tarafa bakıyorsunuz kimi bilgi paylaşıyor,kimi hikmet paylaşıyor,kimi irfan paylaşıyor,kimi mehabbet paylaşıyor.Hiç bir şey yapılmasa insanlar birbirinin yüzüne,duruşuna bakıyor yine istifade ediliyor.Çünkü insanlar Allah için bir araya gelmişler.İtikaf insanı ayakta tutan bir ibadet.Manevi doluluğu ve doyumluluğu yaşamaktır itikaf.İtikaf hasat mevsimidir.Bir yıl tüketilecek sermayenizi kazanıyorsunuz itikafta.İtikafları değerlendirmek lazım.Bir yıl harcayacak yiyecek hazırlamak lazım.
İtikâfa nerde niyet edilmiş ve girilmiş ise müştemilatından ayrılamaz. Eğer itikaf bozulursa bozulmuş nafileye benzer. Yerine getirmek icap eder. Bir gecede olsa itikâfın hazzını almak lazım.
Mevla’mız mutekiflerimize muvaffakiyetler lütfeylesin. Ömrümüzün en değerli anlarını itikaf anları kılsın.Bizi de hayatın nöbetini tutan bir yangın kule nöbetçisi gibi daima imanımızı muhafaza etmede muteyekkız olmamızı nasip eylesin.Amin.