İSTANBUL (AA) - Kaspersky, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde dijital yorgunluk ve siber risklere maruz kalma arasındaki doğrudan ilişki konusunda uyarıda bulunarak çözüm önerisi sundu.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, kimlik avı, en yaygın siber suç biçimlerinden biri olmaya devam ediyor. Yorgun çalışanların, özellikle de gelen e-posta kutuları dolup taşarken ve oltalama kampanyaları giderek daha karmaşık hale gelirken, oltalama e-postalarının uyarı işaretlerini gözden kaçırma olasılığı daha yüksek oluyor.
Bu saldırılar, meşru kaynaklardan geliyormuş gibi görünerek çalışanları oturum açma bilgileri veya finansal veriler gibi hassas bilgileri ifşa etmeleri için kandırmak üzere tasarlanıyor. Kimlik avı saldırıları çeşitli şekillerde ortaya çıksa da sahip oldukları değerli bilgilerin potansiyel zenginliği nedeniyle genellikle kurumsal e-posta sistemlerini hedef alıyorlar. Bu da onları istismar için öncelikli hedeflerler haline getiriyor.
Yapay zeka, alıcıyı kandırmak için manipüle etmek için hazırlanmış, son derece ikna edici ses veya video içeriklerinin yer aldığı "deepfake"lerin yükselişine de katkıda bulunuyor. Çalışanlar yorgun olmadıklarında bile bu tür içeriklerin gerçekliğini değerlendirmekte zorlanıyor. Dijital yorgunluk söz konusu olduğunda, bu deepfakeler, siber suçluların hileli işlemleri yetkilendirmek veya hassas bilgilere erişim sağlamak için yöneticileri taklit edebilecekleri kurumsal ortamlarda ciddi bir risk ortaya koyuyor.
Kötü amaçlı yazılımların yanlışlıkla yüklenmesinden ofise giderken yolda bulunan bir USB'nin içeriğinin kontrol edilmesine kadar, siber riskler farklı şekillerde ortaya çıkabiliyor ve yıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. Tehditleri belirlemeye ve filtrelemeye yardımcı olacak sağlam siber güvenlik çözümleri mevcut olduğunda ve çalışanlar eğitimli ve uyanıkken, kuruluşlarını çok daha güvenli bir konumda tutabiliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky MEA Bölgesi Teknik Uzmanı Brandon Muller, "Çalışanlar her gün küçük, rutin seçimlerden işle ilgili kritik kararlar vermeye kadar yüzlerce seçenekle karşı karşıya kalıyor ve bunun sonucunda beynin sağlıklı karar verme yeteneği zamanla ve baskı altında azalıyor. Sürekli e-posta, mesaj ve uyarı akışı bu dijital yorgunluğun daha da kötüye gitmesine neden oluyor." ifadelerini kullandı.
Dijital iş yerinin taleplerinin azalacak gibi olmadığını kaydeden Muller, "Neyse ki kuruluşlar bir yandan çalışanlarını desteklerken bir yandan da işletmeyi siber tehditlerden korumak için işlevsel adımlar atabilirler. Şirketler, karar verme ve dijital yorgunluğun temel nedenlerini ele alarak başarılı kimlik avı, deepfake ve diğer sofistike siber saldırı risklerini azaltabilirler." açıklamasında bulundu.