KESK MYK Üyesi Erdal Karakuş ve Sinop KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Musa Uzun Vitrin Haber Gazetesi’ne ziyarette bulunarak 30 Kasım’da Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapılacak mitinge davette bulundu.
Ziyarette konuşan KESK MYK Üyesi Erdal Karakuş, yerel medyayı önemsediklerini dile getirerek şu ifadelerde bulundu:
“Yerel basın, hala bütün zorluklara rağmen ayakta kalan, kentin sorunlarını ifade eden, yerel demokrasiye katkı sunan bir yapıda. Bu nedenle biz, yerel medyayı çok önemsiyoruz. Sonuçta biz sendikaların yaptığı işlerin yüzde 90’ı propaganda. Tamamen birileri bunu duysun diye yaptığımız şeyler. Şimdi bizim özgür medyamız bunu vermese, bizim yaptığımız iş yarım kalır. Bizim başlattığımızı siz tamamlıyorsunuz. Özellikle yerel medya alanında ciddi anlamda işsizlik var. Arkadaşların çoğu yeterli ücret alamıyor. Gazeteler çok fazla açılıyor, kapanıyor derken; aslında bu alanda da bir sömürü var. Biz onun da farkındayız”
Özellikle bütçe dönemlerinde bir emek alanında baskı kurduklarından bahseden Karakuş, “En azından eğitime, sağlığa, barınmaya, ekolojiye, kadınlara, çocuklara, yerel yönetimlere yani bizim yaşamımızı etkileyen alanımıza bu para ayrılsın diye talebimiz var” ifadesinde bulundu.
“Bu mitingin tek katılımcısı değiliz”
Karakuş, KESK Konfederasyonu tarafından 30 Kasım’da yapacakları kritik miting için resmi başvuruyu kendilerinin yaptıklarını ancak bu mitingin tek katılımcısı olmadıklarını belirtti. Karakuş, “40’a yakın kurum var. Bu kurumlar içinde bizim siyasi partilerimiz, DİSK, Tabipler Odası, Mühendisler Odası, Veteriner Hekimler, Esnaf Odaları, Kadın Örgütleri, Emekli Örgütleri ve en önemlisi bu. Yani toplamda 40’a yakın kurumla bu işi yürütmeye çalışıyoruz. Gittiğimiz illerde de Gazeteciler Cemiyetini ziyaret ediyoruz. Bu mitingin amacı 2025 yılı bütçesi meclise gelecek. Aralık ayında kesinleşip karara bağlanacak. Bütçe, hep şöyle düşünüldü vatandaşlar tarafından: Bir gurup bürokrat, bakanlıkların bütçelerini belirliyor. Ondan sonra orada siyasal tartışmalar oluyor. Evet, bu kısmı doğru ama tam olarak böyle değil. Aslında bütçeler sizin gibi, bizim gibi emekçilerden toplanan vergilerin, orada birilerine dağıtılma hikayesi. Tüm kapitalist ülkelerde bütçe böyle dağıtılır zaten” dedi.
“Biz sadece emekçilerin derdi tartışılsın istiyoruz”
Mitinglerinin amacının 2025 yılı bütçesi olduğunu aktaran Karakuş, Türkiye’de bütçe tartışmalarında mecliste maalesef grup başkan vekillerinin birbirlerine sözlü eylemlerde bulunduğunu ve bu nedenle emekçilerin derdinin tartışılmadığına dikkati çekti. Karakuş, “Bu bütçe tartışmalarında konuşma süreleri daha fazla olduğu için partilerin birbiriyle atışmasına dönüyor. Bundan da çok rahatsız olduğumuzu dile getiriyor ve yapmayın diyoruz. Biz sadece emekçilerin, emeklilerin derdi tartışılsın istiyoruz” ifadelerinde bulundu.
“Biz kamu emekçilerinin çok temel birkaç sorunu var”
Açıklamalarına devam eden Karakuş şöyle konuştu:
“Biz kamu emekçilerinin çok temel birkaç sorunu var. Türkiye’de açlık sınırı 27 bin TL, yoksulluk sınırı da 72 bin TL. Türkiye’de emeklilerin tamamı, asgari ücretlinin tamamı, açlık sınırı altında ücret alıyor. Bizim mitingimizin ismi “Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz” “Geçinemiyoruz” ama konu geçinemiyoruzu geçti”
Amaçlarının bir an önce emeklinin, asgari ücretlinin maaşlarının açlık sınırı üstüne taşınması olduğunu dile getiren Karakuş, “Ben çok uzun yıllar Ak Partili bir belediyede çalıştım. Arkadaşlarım da oldu. En son bu yerel seçimlerde Ak Parti ciddi bir gerileme yaşayınca siyasilerle sohbet ettik. Bana şöyle dediler: Erdal bey, bizim 3-4 sene önce derdimiz şuydu: Neden gençler camiye gitmiyor, neden hacca gidenlerin sayısı artmıyor, neden bizim bu cemaatlere katılanların sayısı artmıyor, Türkiye’de ahlaksal çöküşün sebebi nedir? Genelde bunlarla ilgili tartışmalar olurdu. Ama son 2-3 yıldır 60 yaş üstü yaşlılar belediye otobüslerini ücretsiz kullanıyorlar. 60 yaş üstü vatandaşlar iletişim grupları kurmuşlar. Sabahtan anlaşıp hangi markette zeytin daha ucuz diye araştırıyorlar. Artık emekliler açlık korkusunda. Bu ülke, bu hale gelmişse en başta biz sendikalar olmak üzere bizim utanç duymamız gerekir. Bolluk bereket ülkesinde bizim emeklilerimiz açlık korkusuna bürünmüşlerse hakikaten vay halimize” dedi.
Karakuş, “Şöyle de bir sorun var: Biz çalışırken 40 bin lira maaş alırken, emekli olduğumuzda bu yarı yarıya düşüyor. Hepsinin toplamında, az önce de bahsettiğimiz gibi özellikle bu kamusal hizmetlerin tekrar kamulaştırılması ve mümkünse ulaşılabilir en ucuz haliyle, mümkünse ücretsiz sunulması lazım.
Bakın bu yenidoğan çetesi şunu gösterdi: Siz sağlığı özelleştirmeye terk ederseniz işte yaşanan maalesef bu. Yani bizim bebeklerimiz bir cinayet şebekesine terk edildi. Bu ülkede çok büyük travmalar yaşadık ama bu bir bilim kurgu kitabında yazsaydı, ben derdim ki abartıyor. Bir grup sağlık çalışanı, patron çıkıp bebeklerin ölümünden para kazanılır mı demedi.” diye konuştu
“Bu mitinglerle tekrardan ayağa kalkalım”
Bu mitinglerle tekrardan ayağa kalkmak ve toplumsal barışı inşa etmek istediklerini belirten Karakuş şunları aktardı:
“Bugün Türkiye’de karı koca çalışan devlet memuru, 3 milyon liralık bir evi, banka kredisiyle almaya çalıştığında, 2 maaşının tamamını verse bile 27 yılda ev alamıyor.
Bir büyük cinnet haliyle, kadın cinayetleri, bebek cinayetleri, çocuk tacizleri, iş kazaları yaşanıyor. Türkiye, iş kazaları ve kadın cinayetlerinde dünyada 2’nci sırada. Çok korkunç bir olay. Ortalama her yıl Türkiye’de 7-8 bine yakın işçi hayatını kaybediyor. Bunların hepsi önlenebilir. Bizim bütçe mitingimizin temel sebebi bu aslında.”
“Türkiye’nin en büyük kitlesi biziz”
Karakuş, Türkiye’de ortalama 3 buçuk milyon memur ve 3 buçuk milyon emekli olduğunu dile getirerek; “Biz 7 milyonluk bir kitleyiz. Ailelerimizle birlikte 27 milyonluk bir kitleyiz. Türkiye’nin en büyük kitlesi biziz.
Bu nedenle bu mitingin duyurulması bizim için çok önemli. Bizim orada okunacak basın duyurusunda, sizin meslek sorunlarınız da dile getirilecek. Genel başkanımız da yanımızda olacak. Topyekün, geçinemiyoruz derdiyle yanıp tutuşan kitlelerin sesi olmaya çalışacağız. Önümüzdeki sene, 1 Mayıs’a kadar bu sesi tanımaya ve güçlendirmeye çalışacağız” dedi.
Sinop KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Musa Uzun ise, yerel basının önemine vurguda bulunarak, “Eğer siz de olmasanız, sesimizi sadece gelen kitlelere duyururuz. Sizin sayenizde tüm Sinop’a duyuruyoruz. Kamu adına yaptığınız önemli görevler var. Yanımızdasınız, teşekkür ederiz” dedi.