Bursa’da konuşan AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Marmara fayının her yıl 2,5 santimetre batıya doğru hareket etiğini elastik payı tükendiğinde yaşanacak bir depremin şiddetinin 7,2 ile 7,8 arasınd olacağını söyledi.

Bursa’da AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü ve Marmara Afet Risklerini Azaltma Dairesi yetkililerinin de katıldığı toplantıda, yakın bir zamanda kırılması beklenen Marmara fayının riskleri görüşüldü. Muhtemel deprem sonrası Marmara Bölgesi’nde afet yönetiminin planlandığı toplantıda AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, beklenen Marmara Depremi için 7.8 şiddetini öngördüklerini belirterek, “Her yıl 2 buçuk santimetre batıya doğru hareket ediyor. Bu fayın elastik payı tükendiği anda kırılacak. Burada baktığımızda 250 yıllık birikim var. Bu güne kadar 6 ila 7 metre arasında yer değiştirmesi söz konusu. 7.2’den başlayıp 7.8’e kadar çıkabilecek büyüklükte bir deprem üretebilir” şeklinde konuştu.

“Doğal afetlerin felakete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir”

Açılış konuşmalarını gerçekleştiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Acısı halen daha taze olan Kahramanmaraş merkezli depremler ve yaşadığımız afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Ülkemizin coğrafi konumu ve iklimsel özellikleri nedeniyle sıklıkla karşı karşıya kaldığımız doğal afetler derin izler bırakmaktadır. Aktif fay hatları üzerinde yer almamız da ciddi riskleri beraberinde getirmektedir. Yerel yönetimler olarak bizlere düşen görev kentlerimizi afetlere karşı daha dirençli hale getirmek ve stratejik planları daha iyi hale getirmektir. Bizler kentlerimizi sadece bugünkü ihtiyaçlar doğrultusunda değil yarına da hazırlıklı şekilde planlamak zorundayız. Afet yönetimi, kapsamlı bir stratejik konu olarak ele alınmalıdır. Yaşadığımız büyük kayıplar nedeniyle afet dediğimizde aklımıza ilk gelenin deprem olduğunu biliyoruz. İklim değişikliği, hava kirliliği, yangın, sel, heyelan ve Marmara Denizi’ndeki müsilaj da dikkate alınması gereken afetlerdir. Doğal afetlerin felakete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir. Afet anında en fazla zarar görecek yapılar depreme dayanıksız yapılar olduğu gibi, temel altyapı hizmetlerin adet anında işlevini yitirdiğinde karşılaşabileceğimiz zorlukları 6 Şubat’ta deneyimlemiş olduk. Deprem riskine karşı yapı denetimlerinin sıklaştırılması, firmaların yasasının değiştirilmesi, kaçak ve ruhsata aykırı yapıların denetlenmesi, jeoteknik çalışmaları kararlılıkla yürütmek zorundayız” ifadelerini kullanarak sözlerine başladı.

“Afetleri önleyici yatırımlara daha fazla kaynak ayırmalıyız”

İnsan öncelikli yatırımları desteklediklerini söyleyen Bozbey, “Gelecek nesillere afete hazırlıklı kentler bırakmak hepimizin görevidir. Birlikte çalışma irademiz, buna olan inancımızın göstergesidir. Hazırlıklarımızı birbirine entegre şekilde hayata geçirmek zorundayız. Marmara’da yer alan kentleri birbirine bütün düşünmek ve hazırlığımızı buna göre yapmalıyız. Afetlerle mücadele için ayrılan kaynakların, afetlerin çok küçük bir kısmını önlediğini biliyoruz. Bu eylemi mutlaka değiştirmeliyiz. Kentlerimizi afetlere hazır hale getirmek için önleyici yatırımlara daha fazla kaynak aktarmalıyız. Olası bir afetin etkilerini en aza indirmenin ve kayıpların önüne geçebilmenin mümkün olduğunu unutmamamız gerekiyor. Afet konteynerlerin her mahallede yer alması, afet gönüllülerin eğitimlerine hazırlıklı olmamız gerekli. Afetlere mutlak hazırlıklı olmalıyız. Hizmet üretebilmek ve mali disiplini sağlayabilmek için Belediye bütçesinin de sağlıklı bir şekilde yönetilmesi gerekiyor” dedi.

“6 Şubat hiçbir hatayı affetmedi”

6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin acısını hala hissettiğini ifade eden AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, “6 Şubat’ı konuşmaya başladığımda benim boğazım düğümleniyor ve gözlerim yaşarıyor. Birçok acıyı yüreğimde hissediyorum. 77 gün AFAD Afet Koordinasyon Merkezi’nde görev yaptım. O adrenalinle uykusuz bir şekilde birçok şeye koşturmaya çalıştım. Keşke tek bir canımızı bile yitirmeseydik. 6 Şubat gerçekten hiçbir hatayı affetmedi. Dolayısıyla 85 milyon insanın şapkasını önüne koyup biz nerede hata yaptık diye düşünmesi lazım. Bizim için aslında 17 Ağustos bir milattı, ama onun da milat olmadığını 6 Şubat’ta gördük” şeklinde konuştu.

“250 yıldır enerji toplayan Marmara fayı 7.8’lik deprem üretebilir”

Marmara Denizi’nde yer alan fayın yaklaşık 250 yıldır enerji topladığını ve kırıldığı taktirde 7.8’lere varan deprem üretebileceğini söyleyen Tatar, “1999 İzmit Depremi ile 1912 Mürefte (Şarköy) depremleri arasındaki alan henüz kırılmadı. Tek bir kerede mi yoksa birkaç parça şeklinde mi kırılır, bunun hiçbir anlamı yok. Sonuçta enerji biriktirmiş durumda ve günün birinde kırılacak. Her yıl 2 buçuk santimetre enerji biriktiriyor, her yıl 2 buçuk santimetre batıya doğru hareket ediyor. Bu fayın elastik payı tükendiği anda kırılacak. Burada baktığımızda 250 yıllık birikim var. Bu güne kadar 6 ila 7 metre arasında yer değiştirmesi söz konusu. Hatırlarsanız 17 Ağustos’ta, demiryolundaki rayların bükülmesi bu şekilde oldu. Bu hangi büyüklükteki depreme karşılık derseniz, kırılmanın mekanizmasına göre 7.2’den başlayıp 7.8’e kadar çıkabilecek büyüklükte bir deprem üretebilir” diye konuştu.

“Bursa benim en çok kaygılandığım yerlerden birisi”

Karda mahsur kalan 10 öğretmen kurtarıldı Karda mahsur kalan 10 öğretmen kurtarıldı

Güney Marmara’da da aktif fayların varlığını hatırlatan Tatar, “Sadece Marmara içinde aktif faylar yok. Marmara’nın güneyinde de aktif faylar bulunuyor. Biz Marmara Depremi’ne odaklanmışken günün birinde başka depremle karşı karşıya kalabiliriz. Mustafa başkanımı korkutmak istemiyorum ama Bursa benim en çok kaygılandığım yerlerden bir tanesi. 1855 Bursa depremi Uluabat fayından kaynaklanmış bir deprem” dedi.

Kaynak: iha