Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Polonya’da lejyoner hastalığına bağlı can kaybının 23’e ulaştığını açıkladı. Polonya’da 166 kişiye lejyoner hastalığı teşhisi konuldu.
Lejyoner hastalığı Polonya’da yayılmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan açıklamada, Polonya’da geçtiğimiz ağustos ayı sonuna doğru ortaya çıkan lejyoner hastalığına bağlı can kaybının 23’e ulaştığı ifade edildi. Açıklamada, ülke çapında 166 kişiye lejyoner hastalığı teşhisi konulduğu belirtilirken, 7 Eylül tarihinden bu yana ise yeni vaka görülmediği kaydedildi.
Bakterinin ilk olarak nerede ve nasıl ortaya çıktığı saptanamadı
Legionella bakterisi ilk olarak Polonya’nın güneydoğusundaki Rzeszow kentinde ortaya çıkmıştı. İlerleyen günlerde hastalığın tespit edildiği 144 kişi hastanelerde tedavi altına alınmış, Rzeszow şehir suyu şebekesinden alınan numunelerin bazılarında legieonella bakterisi saptanmıştı. Belediye kentin tüm içme suyu şebekesini dezenfekte ederken, Küçük Polonya (Malopolska), Lublin ve Büyük Polonya (Wielkopolskie) bölgelerindeki bazı kişilere de legionella hastalığı teşhisi konulmuştu.
Bakterinin ilk olarak nerede ve nasıl ortaya çıktığı saptanamazken, Polonya İç Güvenlik Ajansı ABW ise bir sabotaj gerçekleştirilmiş olma ihtimaline karşı konuya ilişkin inceleme başlatmıştı. ABW’den yaptığı açıklamada legionella bakterisinin ilk görüldüğü Rzeszow kentinin Polonya’nın Ukrayna sınırında bulunması, Ukrayna’ya silah sevkiyatı, insani yardım malzemesi gibi pek çok yardımın bu kent üzerinden gönderilmesi dolayısıyla Rzeszow’un stratejik önemde olduğuna dikkat çekmişti.
Lejyoner hastalığı
Lejyoner hastalığı legionella pneumophila bakterisinin neden olduğu ciddi bir akciğer enfeksiyon hastalığıdır. Söz konusu bakteriye maruz kalan çoğu kişi hastalığa yakalanmazken, 50 yaş üstü kişiler, kronik akciğer rahatsızlığı, böbrek ya da karaciğer yetmezliği olanlar, kanser hastaları, bağışıklık sistemi zayıf kişiler, diyabet hastaları ve sigara içenlerin hastalığa yakalanma oranı daha yüksektir. Solunum yoluyla geçen hastalık antibiyotik ile tedavi edilebilirken, risk grubunda bulunan hastaların ise yüzde 10’u hayatını kaybetmektedir.