UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, Doğa Bilimleri İhtisas Komitesi Başkanı Prof. Dr. Nizamettin Kazancı, “Çevre kirliliğinin hat safhaya çıktığı bu zaman da, önce üzerinde yaşadığımız dünyayı korumalıyız. UNESCO şu anda geldiği noktada taşıyla, toprağıyla, kültürüyle, böceği-ağacıyla tüm yerküreyi yaşanır halde tutabilmek için bir formülün farkına vardı” dedi.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Kapadokya Alan Başkanlığı iş birliği ile peribacalarının korunması ve risklerin önlenmesine yönelik müdahale yöntemleriyle ilgili olarak “İstişare ve Değerlendirme Toplantısı” gerçekleştirildi.
Kapadokya Alan başkanlığında yapılan toplantıya UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, Doğa Bilimleri İhtisas Komitesi Başkanı Prof. Dr. Nizamettin Kazancı, Kapadokya Alan Başkanı Vekili Birol İnceciköz, resmi kurum yetkilileri, akademisyenler ve uzmanlar, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve sektör temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşan UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, Doğa Bilimleri İhtisas Komitesi Başkanı Prof. Dr. Nizamettin Kazancı UNESCO Sözleşmesinin giriş maddesinde “barış insanların zihninde doğdu ve insanların zihninde gelişecektir” mealinde bir cümleyle başladığına vurgu yaptı.
Kazancı “UNESCO bu anlayışını 1945’ten 1970‘lere kadar sürdürdü. Barışı sağlamak için çabaladı. Bunun için bilimi, iletişimi, kültürü kullandı. Ama hedef barışı sağlamaktı. Ancak 1970‘lere geldiğinde bakıldı ki; barış için kullandığı çevre aşırı derecede sanayileşti. Dolayısıyla çevre kirliliğinin hat safhaya çıktığı zaman, önce üzerinde yaşadığımız dünyayı korumalıyız. UNESCO şu anda geldiği noktada taşıyla, toprağıyla, kültürüyle, böceği-ağacıyla tüm yerküreyi yaşanır halde tutabilmek için bir formülün farkına vardı” ifadelerini kullandı.
Kapadokya bölgesinin doğal kültürel sosyolojik arkeolojik bir bölge olduğunu söyleyen Kapadokya Alan Başkan Vekili Birol İnceciköz’de yaptığı konuşmada “Kapadokya bölgesini korumak, gelecek nesilleri aktarmak, mümkünse geliştirmek ve mevcuttaki tüm sektörler tarafından kullanılmasını sağlamalıyız. Özellikle Paşabağlarında şapkası düşmek üzere olan bir peribacası var. O peribacasına mutlaka ama mutlaka müdahale etmemiz gerekiyor. Şu ana kadar yapılan tek şey çevresine güvenlik önlemi almak oldu. Bu şapka elbette iklimin etkisiyle ve coğrafyanın da etkisiyle bir süre sonra belki de düşecek. Düştükten sonra konuşmanın bir anlamı kalmayacak” dedi.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Kapadokya Alan Başkanlığı iş birliği ile peribacalarının korunması ve risklerin önlenmesine yönelik müdahale yöntemleriyle ilgili olarak “İstişare ve Değerlendirme Toplantısı yarın da saha incelemeleri ile devam edecek.