Sağlık çalışanlarının, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için Erzurum’da 52 hafta önce başlattığı sessiz yürüyüşü devam ediyor.
Erzurum Lala Paşa Camii avlusunda bir araya gelen sağlık çalışanları, taşıdıkları pankartlarla Yakutiye Medresesi’ne doğru yürüdü.
Yakutiye Medresesi önünde basın açıklaması yapan sağlık çalışanları yaşanan soykırımı tepkilerini sürdürdü.
Basın açıklamasını okuyan Tıp Fakültesi öğrencisi Yusuf Çiftçi, “Biz Türkiye’nin çeşitli illerinde 52 haftadır yani tam yıldır soykırıma karşı olduğumuzu duyurmak için toplanan sağlık çalışanlarıyız. Yine bugün burada toplanmamızın amacı İsrailli teröristlere karşı yapabileceklerimizi kendimize ve size hatırlatmak” dedi.
Çiftçi basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Ortada bir soykırım var. Zalimler soykırımı yaparken birileri kalkıp gücüne güç katsın diye ona hamburger verirse, daha etkili öldürmesi için ona kahve ikram ederse bu verenler kim olur? Ve siz o hamburger firmasından, o kahve firmasından ürün satın almaya devam ederseniz aslında kimi desteklemiş olursunuz? Suçu ve suçluyu destekleyen kişi aynı zamanda suçlu olmaz mı? O katil kadar katil olmaz mı? İşte boykot böyle bir şey. Bu firmalar, katillere öylesine destek vermediler. Üstüne enerji oldular. Daha fazla öldürsün, daha iyi öldürsünler diye. Ve siz kalkıp bunları kullanmaya devam mı edeceksiniz? Hala onların katilleri desteklemesine, katillere güç vermesine katkıda bulunmaya devam mı edeceksiniz?
Ben bu yazıları okurken, sen burada bunları dinlerken birileri Kasım indirimlerinde çılgınca alışveriş yaparken, birileri fiyatı düştü diye boykot ürünü alıp onurunu üç kuruşa satarken, çocuklar o zehirli dondurmaları yalarken, hesapsız içilen o içeceklerin sonunda ohhh’lar çekilirken her saniye birileri öldürülüyor. Çok büyük veballerle, verilmesi çok zor hesaplarla ahirete doğru gidiyoruz.
Ve sen ey insanoğlu hala vazgeçemiyor musun o kanlı ürünlerden? Bu zalimler Filistinlilerden nefret ettiği gibi senden de nefret ediyor tek fark var: Senin sıran gelmedi. Kursağına kadar girmiş olan bu zehirli eli ne zaman çıkaracaksın? Vatanını savunmak, zalime dur demek, bu uğurda dimdik durup şehit olmak ne zamandan beri teröristlik olmuş. Vatanını hırsızlara karşı savunan adamlara terörist dersen Çanakkale şehitlerimize, kurtuluş destanı kahramanlarımıza da terörist demiş olursun. Bunu hangimiz kabul eder? Onlar bu vatanı savunurken şehit olmadı mı? Bize düşen böyle iftiralar atmak yerine bu direnişe destek olmaktır. Onların halinden en çok biz anlamalıyız. Bu olaylar hayal dünyanızdaki gibi 7 ekimde başlamadı. Bizim bakmadığımız, kafamızı kuma gömdüğümüz 75 yılda neler neler oldu... El insaf. Bu toprak satma meselesini de tarih tarih, oranlarıyla biliyoruz. Bu iftirayı dillendirmekten vazgeçin. Yeryüzünde hangi insan kendi evini, toprağını, bağını, bahçesini başkasına satar ve sonra başka bir ülkede açlık, sefalet, yoksulluk içinde çadırlarda mülteci olarak yaşar.”
Sağlık çalışanları yapılan duanın ardından olaysız şekilde dağıldı.