Trabzon’un Ortahisar ilçesi Karşıyaka Vadisi’nde eğimli bir arazide sera kuran Adnan ve İbrahim Kurnaz kardeşler, apartmanlar arasında tarımsal üretim gerçekleştiriyor. Doğup büyüdükleri mahallede emeklilikten sonra tarıma yönelen kardeşlerin seraları çevredeki vatandaşların adeta manavı haline gelirken, ürettikleri ürünler çevre illere de gönderiliyor.

Trabzon’un Ortahisar ilçesi Karşıyaka Mahallesi’nde yaşayan Kurnaz kardeşlerin şehir merkezindeki organik yaşamı görenleri şaşırtıyor. Lüks binaların arasındaki vadide yaşayan Adnan ve İbrahim Kurnaz kardeşler, emeklilikten sonra tarıma yöneldi. Doğup büyüdükleri mahallede evlerinin önünde bulunan bahçede sera kurmaya karar veren Kurnaz kardeşler, verim almaya başlayınca seraların sayısını arttırdı. İki kardeşin eğimli arazide kurduğu 6 sera taleplere yetişemez hale geldi. Etrafındaki lüks binalarda oturan vatandaşların organik bir şekilde yetişen sebzelere ilgi göstermesi Kurnaz kardeşleri de mutlu etti. Bahçeden sofraya taşınan organik sebzeler çevre illere de gönderiliyor.

“Organik olduğu için talep oluyor”

70 yaşındaki Adnan Kurnaz, bu hikayeye bir sera ile başladıklarını söyledi. Kendisine ait 4 sera olduğunu belirten Kurnaz, “Baktık verim oluyor, daha sonra arttırmak istedik. 4 tane sera kurduk. Yaz aylarında salatalık, kışın maydonoz, roka, dereotu gibi sebzeler üretiyorum. Etrafımızdaki binalardan gelenler sebze alıyor. Organik olduğu için talep oluyor. Şu anda maydonoz, taze soğan, lahana ve marul var. Pazarcı bir arkadaşımız var, o gelip bizden alıyor. Rize ve Bayburt gibi illere de ürettiğimiz sebzeler gidiyor. Çocuklar çalıştığı için seraları büyütemiyorum. Buradaki bütün işler bana ait. İş güç yok diye bir şey yok. Devlet ödenek veriyor, gelip serayı kuruyor ’Al sana iş’ diyor. Yok ben uğraşamam, masa başında olmam lazım diyorlar” dedi.

“Etrafımızdaki sitelerden gelen vatandaşlar oluyor”

Özel gereksinimli bireylere özel beslenme semineri Özel gereksinimli bireylere özel beslenme semineri

63 yaşındaki İbrahim Kurnaz ise vadinin içerisinde üretim yaptıklarını dile getirerek, “Bu topraklarda doğdum, kendimi bildim bileli bu topraklarda çalışıyorum. Emekli olmadan önce de yapıyordum ama bu kadar detaylı değildi. O zamanlar 2 ton soğan alırdım, ancak bunu yaparım derdim. Şimdi bir araba soğan alıyorum. Nasıl yapıyorsun diyorlar. Aslında üretimi basit. Bizim gibi şehir merkezinde, sahil kesiminde bunu yapan yok. Dik arazinin aslında işçiliği daha kolay. Düz arazi zordur. Belleme yapıldığı zaman toprağı atmak düz zeminde zor olur. Ama dik arazide belleme işi daha kolay yapılır. Etrafımızdaki sitelerden gelen vatandaşlar oluyor. Selam verip istedikleri sebzeyi soruyorlar. İstedikleri sebzeleri fiyatını söylediğimizde şaşırıyorlar. Marketlere göre fiyatının az olduğunu söylüyorlar. Yenilmeyecek bir şeyi satmam. Burada karpuz, kavun, biber, patlıcan ne yaparsak oluyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha