Çelenk sunma törenine; CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Belediye Başkanı Metin Gürbüz, CHP Sinop İl Başkanı Av. Aykut Cem Yalçınkaya, CHP Sinop Merkez İlçe Başkanı Samet Bayrak, İl Kadın Kolları ve İl Gençlik Kolları Başkanlığı, İlçe Kadın Kolları ve İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı, İl Genel Meclis üyeleri, Belediye Meclis üyeleri ve Sivil Toplum Kuruluşları katıldı.
Çelenk sunma töreni ardından konuşan CHP Sinop Merkez İlçe Başkanı Samet Bayrak, tüm Sinopluların Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. Bayrak, “Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktıktan sonra başlatmış olduğu Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle sonuçlanmasından sonra, 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet’i ilan etmiştir. Cumhuriyet Milletimize verilmiş en büyük miras ve vazgeçilmez bir değerdir. İşte bu değer, bizleri milli bir devletin onurlu, özgürce düşünebilen, eşit hakları olan birer ferdi, devletin tek ve gerçek sahibi haline getirmiştir. Devlet yönetme işini, kişilerin, ailelerin, bir zümrenin ya da belli sınıfın eline bırakmayan Cumhuriyet sistemi, 1923'ten beri ülkemize büyük katkılar sağlamış, Türk toplumunu millet olma bilincine ulaştırmış, bireyi de vatandaş konumuna yükseltmiştir.
Cumhuriyetin halka verdiği güç sayesinde uluslararası camiada önemli yere sahip olduğundan ve yine ülkenin Atatürk'ün koymuş olduğu ilkelerle dünyanın en saygın ülkelerinden biri haline geldiğini aktaran Bayrak, “Ancak 22 yıllık AKP iktidarının gerici ve çağdışı yönetimi yüzünden ülkemizi ne yazık ki her geçen gün daha da geriye götürmektedir. Bu nedenle bizlere ve gelecek nesillere düşmekte olan en önemli görev; Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak, Atatürk ilke ve devrimlerini koruyup kollamaktır.” dedi.
CHP Sinop İl Başkanı Av. Aykut Cem Yalçınkaya ise, yaptığı konuşmada, “1.Dünya Savaşı bitiminde imzalanan Mondros Antlaşması'ndan sonra İtilaf Devletleri tarafından İstanbul, İzmir ve diğer Osmanlı topraklarının işgali, var olduğu günden bu yana esareti asla kabul etmemiş Milletimize ağır gelmişti.
Çanakkale Savaşı'nın öne çıkan isimlerinden biri olan, Türk Yurdunda yaşayan en yetenekli komutan olarak görülen Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışı ile Sevr Antlaşması'nın getirdiği şartların kabul edilmeyeceği ilan edilerek Mîsâk-ı Millî sınırları içinde kalan ülke topraklarının bütünlüğünü korumayı amaçlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımız başlamış oldu.
Osmanlı Devleti'nin yıkılması ile sonuçlanan I. Dünya Savaşı'nın ardından Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan ulusal mücadelenin daha ilk günlerinden itibaren artık yönetimde halk iradesinin egemen olacağı açıkça ilan edilmiştir.
Erzurum Kongresi'nin ardından 23 Temmuz 1919 tarihinde yayımlanan bildirinin 3. maddesindeki "Ulusal Kuvvetleri etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır" kararı bu anlayışın bir ifadesiydi.
Ulusal iradeyi somut olarak gösterecek meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplandı. Olağanüstü yetkilerle donatılmış 390 kişilik meclisin başkanı aynı zamanda hükûmet ve devlet başkanı olarak adlandırılmıştı. Bir yandan ana yurdu düşman işgalinden kurtarmak için silahlı mücadele verilirken, o zor günlerde dahi mümkün olan en demokratik şekilde mücadelenin yürütülmesi ve geleceğin inşa edilmesi tarih boyunca hayranlıkla hatırlanacak bir aklın eseridir.
18 Eylül 1922 itibarıyla ana yurttaki son düşman kuvveti de bozguna uğratılmıştı. İş artık ülkede yapılacak reformlara, yeniliklere gelmişti.
1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, saltanatı kaldırdı ve 623 yıllık monarşik Osmanlı İmparatorluğu, resmen tarih sahnesinden silindi.
24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı niteliğindeki yeni Türkiye Devletinin uluslararası alanda tanınmasını sağladı ve 29 Ekim 1923'te yeni başkent Ankara'da resmen cumhuriyet ilan edildi.” ifadelerinde bulundu.