Köy sakinlerinden içme suyu tepkisi Köy sakinlerinden içme suyu tepkisi

Sinop Uğur Mumcu Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Sinop Belediye Başkan Vekili Ayla Tığlı, CHP Sinop İl Başkanı Aykut Cem Yalçınkaya, Merkez İlçe Başkanı Samet Bayrak ile birlikte platform üyeleri ve partililer katıldı.

Sinop Nükleer Karşıtı Platform Dernek Başkanı Mine Batur tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Takvimler 11 Mart 2011 tarihini gösterdiğinde, Japonya’da meydana gelen şiddetli deprem ve ardından oluşan tsunami ile Fukuşima Daiichi Nükleer Santralı’nda dünyanın en büyük nükleer felaketlerden biri yaşandı. Radyoaktif madde; toprağa, rüzgâra ve suya karışarak, çevre ve insan sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler bırakmıştır. Aradan geçen 14 yılda, radyoaktif maddelerin yayılımına ise hala bir çözüm bulunamamış, aksine tüm dünyayı endişe içinde bırakmıştır.

 Japonya’da şiddetli depremle oluşan tsunami, Fukuşima Nükleer Santralı’nın soğutma sistemine zarar vererek çekirdek erimesine maruz kalan reaktörlerin soğutulması için tonlarca su kullanılmıştır. Santral’da biriken radyoaktif su kademeli olarak Pasifik Okyanusu’na boşaltılmaya başlanmış, tahliye işlemi devam ederken yaklaşık 5,5 ton kirli su toprağa da sızmıştır. Felaket zinciri, nükleer santralların barındırdığı ciddi riskleri böylece gözler önüne sermiştir.

D S C 0359

Facia öncesinde Japonya’da nükleer santralın elektrik üretimindeki payı % 30 seviyesinde iken, bu oran facia sonrasında % 6 seviyesine gerilemiş; nükleer lobinin etkili çalışmalarına rağmen, nükleer endüstrisi Japonya’da bir daha toparlanamamıştır.

Sinop’ta yapılması düşünülen ikinci nükleer santral için ise yana yana yapımcı firma aranmakta, Rusya ve Güney Kore ile Kırklareli’nde yapılması düşünülen üçüncü nükleer santral için ise Çin ile görüşmeler yapıldığı kamuoyuna servis edilmektedir. Hatta daha da ileri gidilerek dördüncü bir nükleer santrala yönelik saha araştırmaları yapıldığı da kamuoyuna servis edilmektedir.

Değerli basın emekçileri ve sevgili Sinoplular;

Siyasi iktidar, toplumsal ve çevresel maliyetlerine karşın; yerli ve yabancı şirketlerin kârları uğruna; Akkuyu’dan Kazdağları’na, Akbelen’den Boyabat’a, Gaziemir’den Hanönü’ne topraklarımızı; enerji ve madencilik sektörlerinde inşaat alanına döndürerek sömürüye açmıştır. 23 yıllık iktidarı boyunca ölümcül riskler getiren politik tercihleri ile ülkemizi adeta cehenneme dönüştürmüştür.

Nükleer santralların, emperyalist ülkelerce nükleer pazarın genişlemesi için karlı bir sömürü aracı olduğu görülmelidir. Bu vesile ile Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP29) kapsamında ABD öncülüğünde Azerbaycan/ Bakü’de içinde Türkiye’nin de yer aldığı 31 ülkenin “Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu” imzalanmasını kınıyoruz. Nükleer santral kazalarının yarattığı felaketler ile mücadele sürerken, nükleer endüstriye yönelik ilgiyi yeniden canlandırmak için verilen çabayı emperyalizmin çürümüş düzeninin bir parçası olarak görüyoruz.

Doğayı sermayeye açacak olan İklim Kanunu meşru değildir!

Önümüzdeki haftalarda TBMM getirilecek olan İklim Kanunu teklifi TOPRAĞI KAZMA SESLERİYLE, DERELERİ BETON DUVARLARLA, ORMANLARI RANT PROJELERİYLE boğmak isteyen büyük şirketler için bir ticaret kanunu hazırlanmaktadır! Bunun alt yapısı da geçtiğimiz yıl Bakü’de yapılan COP29’da hazırlanmış ve yazılmıştır. Bu kanun tasarısı ülkemiz yararına değil bir avuç sermayenin yararına olacaktır. Bu tasarının derhal geri çekilmesini istiyoruz ve diyoruz ki; İklimi değil, Sistemi değiştir! Yaşam alanlarımızı vahşi kapitalizmin çıkarlarına alet edilmesine izin vermeyeceğiz.”

Muhabir: Merve Yerli