Sinop İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan açıklamada, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-iş), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) bulundu.
Basın açıklamasında konuşan Tabipler Odası Genel Sekreteri Dr. Beyatlı Ercan, sağlık çalışanları olarak üç ayda üçüncü defa iş bıraktıklarını belirterek, “Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz?” dedi.
Bu yönetmelikle hekimlerin yazdığı reçetelerin kontrol edildiğini; antibiyotik, ağrı kesici ve mide ilaçları yazmalarının kısıtlandığını vurgulayan Beyatlı Ercan, “Hastaların tıbbi durumu neyi gerektiriyorsa bizler o ilacı yazmakla yükümlüyüz. Yönetmelikle, sorumlu olduğumuz nüfus içinden 6 ay ASM’ye başvurmayan kişiler için de gelirimiz kesiliyor. Hastalarımız verdiğimiz tedavi ve önerilerimizle sağlıklı olduysa bize neden başvursun? Yine soruyoruz: Hastasının sağlığını korudu diye sağlık çalışanlarının gelirini azaltmak hangi mantığa sığar?" şeklinde konuştu.
“HASTALARI, ÖZEL HASTANEYE GİTMELERİ İÇİN TEŞVİK EDİYORSUNUZ”
Açıklamasını sürdüren Ercan, “Para getiren tedavi edici hizmetleri sürekli öne çıkarttınız, hastaların 3. Basamak hastanelere, özel hastanelere gitmelerini teşvik ediyorsunuz. Herkesin her istediği zaman, istediği hastaneye başvurmasının önünde hiçbir engel yokken, yılda 7 defadan fazla hastaneye başvuran hastalarımız için aile hekimliği çalışanlarından para kesmek hangi mantığa sığar? Sevk sistemini kurmayan, bizleri devreden çıkaran sizsiniz. Hastaların hastaneye başvurmasını nasıl engellememizi bekliyorsunuz? Bakanlık yetkililerinin öve öve bitiremedikleri Hastalık Yönetim Platformu (HYP) hastaya fayda sağlamadığı gibi bizi veri giriş memuru yapmaktan başka işe yaramıyor. Yönetmelikle; Bir yandan 3500 nüfusa hizmet vermemiz, çok sayıda poliklinik yapmamız istenirken aynı zamanda kronik hastalıkları HYP sistemine girmemiz bekleniyor. Hastalara 5 dakika bile ayıramazken HYP girişi yapılması mümkün değildir. Soruyoruz; Hastalarımızın bilgilerini Aile Hekimliği Bilgi Sistemi dışında başka bir programa girmemizin mantığı nedir? Hastaya faydası olmayacak bu işlem bizden neden istenmektedir? Bakanlık bu verileri bilimsel makale yapıp birilerini doçent profesör yapmanın peşinde midir? Sağlık bilgilerini sigorta şirketlerine satarak para kazanmanın peşinde midir? Açıkça söylüyoruz; Hekimler veri toplama memuru değildir. Hastaların tıbbi takibini zaten yapıyoruz, gerekli tedavilerini planlıyor, önerilerde bulunuyoruz. Hastalara faydası olmayacak veri girişlerini yapmamız için bizi zorlayamazsınız.
Bu yönetmelik tüm aile hekimliği çalışanlarını yukarıda anlattığımız gibi hastaya faydası olmayan hizmetler, kriterler üzerinden puanlamaktadır. Yetmiş puanın altında olursa sözleşmemiz feshedilmektedir. Bu şekilde hekimler puan toplayan bilgisayar oyun figürlerine dönüştürülmekte, işine son verme tehdidiyle meslek bağımsızlığı ve meslek onuru ayaklar altında alınmaktadır.” diye konuştu.
“DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR”
Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği derhal geri çekilmesini vurgulayan Beyatlı Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu sistemle ASM’ler de çalışan ebe ve hemşirelerin tavan katsayısı artırılmadığı için ciddi maddi kayıplar yaşanmaktadır. Aile Sağlığı merkezi nde çalışan ebe ve hemşirelerin maaşları, ilçe sağlık müdürlüğü ve idari bürolarda çalışanların çok altına inmiş, entegrelerde çalışan ebelere bu düşüşün üstüne beşer nöbet eklenince toplu istifalar olmuştur. Bu sorun çözülemediği takdirde ASM’ler de ve Entegre ilçe hastanelerinde çalışacak ebe ve hemşire kalmayacaktır.
Bizler aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, hemşire, ebe ve sağlık emekçileri olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak bu hafta iş bırakıyoruz. Sağlık Bakanlığı iş bırakma süresinde ne yapıyor? Bebek ölümlerini engelleyecek denetimleri yapacak eleman, zaman bulamayan müdürlükler her gün ASM’leri günde iki defa dolaşarak tutanak tutuyor. Hukuksuz bir şekilde cezalar vererek eylemimizi kırmaya çalışıyor. Oysa biz Anayasal hakkımızı kullanıyoruz. Çünkü sağlık sistemini bir sorunlar yumağı haline getirdiniz. Hastanelerde, ASM’ler de çalışan tüm sağlık emekçilerini tükettiniz. Sağlık kurumlarımızı ticarethaneye, hastalarımızı sadece hastalıklarından para kazanılan kişilere çevirdiniz.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yarattığınız sistem bizi de hastaları da mutlu etmiyor. O nedenle sadece sağlık emekçileri değil hastalarımız da bizim yanımızda. Biz burada mesleğimiz, emeğimiz ve yurttaşlarımızın sağlığı için bir araya geldik.”
“BEŞ TALEBİMİZİ HATIRLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Doktor Ercan, meslek onurlarına sahip çıkarken halkın sağlık hakkını da savunduklarını belirterek, daha önce de dile getirdikleri beş maddelik taleplerini hatırlattı.
Ercan, “Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe ve hemşirelere ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe ve hemşirelere emekliliğe yansıyacak, tek kalemden oluşan, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalıdır.
Taleplerimiz sadece kendi haklarımız için değil halkımızın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve daha nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için önemlidir. Bu nedenle eylemlerimize halkımızın da desteğini bekliyoruz. Taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.” dedi.