Karda mahsur kalan 10 öğretmen kurtarıldı Karda mahsur kalan 10 öğretmen kurtarıldı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Selim Bıyık, "Son yıllarda küresel iklim değişikliği ve doğal yaşam alanlarına özellikle insan müdahalesi, dünyanın farklı bölgelerinde tozlayıcı arı türlerinin sayısını azaltmıştır. Ekolojik modellere dayanan çeşitli tahminlerde iklim değişikliğinde yaşanacak ilerleme arı popülasyonlarını azaltacağını belirtmektedir" dedi.

İklim değişikliğinin ve kenevir alanlarında arıcılık faaliyetleri hakkında önemli bilgiler veren Dr. Öğretim Üyesi Selim Bıyık, açıklamalarda bulundu. Bal arısının tarımsal üretimi gerçekleştirilen bitkiler ve doğadaki diğer bitkilerin tozlaşmasında ve dolayısı ile insan beslenmesi ve yaşamı üzerinde önemli bir role sahip olduğunu belirten Selim Bıyık, "Son yıllarda, çoğu farklı tozlayıcı arı türü gibi, bal arıları da, doğal flora kaybı, arazi kullanımındaki düzensiz değişiklikler ve bunun sonucunda yaşanan ormansızlaşma, özellikte tarımsal üretimde ve yaban hayatını koruma amacı ile kullanılan böcek ilaçları, iklim değişikliği ve buna bağlı olarak canlıların yetersiz beslenmesi sonucu bağışıklık kaybı sonucu zararlı patojenlerin yaygınlığı ve etkisinin artması ve küresel iklim değişikliği ve bu değişikliğin sonucu ekosistemde yaşanan dalgalanmalar gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kalmaktadır. İklim değişikliği, türlerin dağılım alanlarında değişikliklere neden olabilmekte ve bu türlere uygun alanların daralmasına veya genişlemesine ve yaşam alanlarının yüksekliğinin de farklılaşmasına neden olabilmektedir" diye konuştu.

"Arı popülasyonlarını azaltacağını belirtmektedir"

İklim değişikliğine bağlı etkilerin böceklerin yaşam sürecini doğrudan etkilediğini ifade eden Bıyık, "Tozlayıcı böceklerin (bal arıları dahil) karşılaştığı bu olumsuzluklar bitki yaşamı ve sürdürülebilirliği üzerine dolaylı veya doğrudan etkide bulunabilir. Herhangi bir tozlayıcının yok olması bitkilerin tozlaşması üzerine olumsuz etkide bulunabileceği gibi tarımsal üretim ve doğal flora sürdürülebilirliği üzerine de etkileri olacaktır. Son yıllarda küresel iklim değişikliği ve doğal yaşam alanlarına özellikle insan müdahalesi dünyanın farklı bölgelerinde tozlayıcı arı türlerinin sayısını azaltmıştır. Ekolojik modellere dayanan çeşitli tahminlerde iklim değişikliğinde yaşanacak ilerleme arı popülasyonlarını azaltacağını belirtmektedir" şeklinde konuştu.

"Kenevir ekim alanlarında arıcılık ve varroa parazitine olan etkisi"

Kenevir ekim alanlarında arıcılık ile ilgili bilgi veren Bıyık, "Kenevir bitkisi tarımı yapılan alanlarda barındırılan bal arısı kolonilerinin hem ergin arı popülasyonu üzerinde hem de pupa gözlerinde bulunan varroa akarı miktar ve oranı yönünden önemli pozitif etkileri belirlenmiştir. Dolayısı ile kenevir bitkisi ekim alanlarında barındırılan kolonilerde varroa akarı ile kimyasal mücadeleyi daha düşük seviyede tutarak kontrol altına alınabileceği değerlendirilmektedir. Aynı zamanda kenevir bitkisi, bal arıları için iyi bir polen kaynağı olduğu ve bu kaynaktan yararlanılması gerektiği önerilmektedir. Ancak kenevir bitkisi tarımı yapılan alanlarda barındırılan koloniler ve bu kolonilerin verim ve performanslarına ilişkin sınırlı çalışma bulunmaktadır. Varroa bulaşıklığı açısından ise, paraziti kontrol altında tutmaya destek olmakla birlikte ilaçlı mücadelenin de yapılması gerekmektedir. Bunun yanında kenevir, mayıs ve haziran ayları çiçeklenme döneminde bal arısı için önemli bir polen kaynağıdır" ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha