Yaz sezonu geldi çattı, Sinop’a misafirler, dışarıda yaşayan hemşerilerimiz tatil için gelmeye başladılar.
Her yıl aynı ritimde devam ediyor bu döngü. Rakamlara baktığımızda eski yıllara nazaran, Turizm turları günlük gezilerini arttırdı, günlük diyorum çünkü, memlekette yeterli yatak kapasitesi olmadığı için güne birlik düzenlemek zorunda kalıyor geziler. Tamam yatak kapasitemiz yok bunu hepimiz biliyoruz. Peki Sinop’un yeme içme sektörü talepleri karşılayabilecek durumda mı ?
Dün akşam Tur Şirketi sahibi Sayın Yusuf Bey ile bir dizi görüşme yaptım, sorunlarını dinledim. Daha Sinop Turundan yeni dönmüş ve Doğu Karadeniz turuna devam ediyor. Aynen şöyle diyor; Sinop’ta yatak kapasitesi olmadı için Kastamonu, Samsun gibi çevre İllerde konaklayıp, Sinop’a günlük gezi düzenlemek zorunda kalıyoruz. Üzülerek söylemeliyim ki, Müşterilerimizin Sinop adına çok şikayetleri oluyor, bir daha gelmek istemeyenler oldukça fazla, çünkü yeme içme olarak talepler karşılanamıyor maalesef. Turizm sektörü çok hassas bir sektör, hizmet anında ne görürse onu yansıtır, yani ya memnundur yada değil. Her zaman memnun etmek zorundasınız. Kısacası evinize gelen bir misafire nasıl davranıyorsanız, turizmde aynı zihniyetle yürütülmeli maalesef Sinop için bunu söyleyemeyeceğim diyor Yusuf bey.
Ben her zaman söylüyorum, ‘’ Bireysel eylemler,Toplumsal olguları ve değerleri çıkartır. ’’ Bu ne demek oluyor, herkes yani tüm Sinoplular üzerine düşeni yapmak zorunda. Sadece İşletme sahipleri, tur şirketlerinin üzerinde olmamalı bu sorumluluk. Çevre temizliğimizle misafir perverliğimiz ile, hoşgörümüzle, her anlamda hepimize düşüyor bu görevler.
Birde bu zamana kadar beceremediğimiz ‘’Kurumsallaşma’’ konusu var tabiki. Kurumsallaşma dediğimiz de aklımıza neler gelmeli? En başta Turizm konusunda eğitim almamız şart. Çok şükür Üniversitemizde Turizm okulumuz ve Uygulama Otelimiz açıldı. Yiyecek sektöründe eğitim almış, nerde ne yapmasını bilen, İşletme sahibine değil misafirlerinin gözüne girmeye çalışan kadrolar ile bu mümkün. Son olarak rehber konusu ki en büyük eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum. Sinop’un tarihini, tarihe mal olmuş Ünlü şahsiyetlerimizi, Tarihin sayfalarında Dünyada ilklerin yaşandığı, tarihinde Medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu güzide memleketimizi, dışarıdan gelen Misafirlerimize iyi anlatabilecek yeni ve genç beyinlere acil olarak ihtiyacımız var. Bugünlük bu kadar diyelim, yarın devam edeceğim yazımın devamına, temiz bir çevre, temiz yarınlar diliyorum…
Her yıl aynı ritimde devam ediyor bu döngü. Rakamlara baktığımızda eski yıllara nazaran, Turizm turları günlük gezilerini arttırdı, günlük diyorum çünkü, memlekette yeterli yatak kapasitesi olmadığı için güne birlik düzenlemek zorunda kalıyor geziler. Tamam yatak kapasitemiz yok bunu hepimiz biliyoruz. Peki Sinop’un yeme içme sektörü talepleri karşılayabilecek durumda mı ?
Dün akşam Tur Şirketi sahibi Sayın Yusuf Bey ile bir dizi görüşme yaptım, sorunlarını dinledim. Daha Sinop Turundan yeni dönmüş ve Doğu Karadeniz turuna devam ediyor. Aynen şöyle diyor; Sinop’ta yatak kapasitesi olmadı için Kastamonu, Samsun gibi çevre İllerde konaklayıp, Sinop’a günlük gezi düzenlemek zorunda kalıyoruz. Üzülerek söylemeliyim ki, Müşterilerimizin Sinop adına çok şikayetleri oluyor, bir daha gelmek istemeyenler oldukça fazla, çünkü yeme içme olarak talepler karşılanamıyor maalesef. Turizm sektörü çok hassas bir sektör, hizmet anında ne görürse onu yansıtır, yani ya memnundur yada değil. Her zaman memnun etmek zorundasınız. Kısacası evinize gelen bir misafire nasıl davranıyorsanız, turizmde aynı zihniyetle yürütülmeli maalesef Sinop için bunu söyleyemeyeceğim diyor Yusuf bey.
Ben her zaman söylüyorum, ‘’ Bireysel eylemler,Toplumsal olguları ve değerleri çıkartır. ’’ Bu ne demek oluyor, herkes yani tüm Sinoplular üzerine düşeni yapmak zorunda. Sadece İşletme sahipleri, tur şirketlerinin üzerinde olmamalı bu sorumluluk. Çevre temizliğimizle misafir perverliğimiz ile, hoşgörümüzle, her anlamda hepimize düşüyor bu görevler.
Birde bu zamana kadar beceremediğimiz ‘’Kurumsallaşma’’ konusu var tabiki. Kurumsallaşma dediğimiz de aklımıza neler gelmeli? En başta Turizm konusunda eğitim almamız şart. Çok şükür Üniversitemizde Turizm okulumuz ve Uygulama Otelimiz açıldı. Yiyecek sektöründe eğitim almış, nerde ne yapmasını bilen, İşletme sahibine değil misafirlerinin gözüne girmeye çalışan kadrolar ile bu mümkün. Son olarak rehber konusu ki en büyük eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum. Sinop’un tarihini, tarihe mal olmuş Ünlü şahsiyetlerimizi, Tarihin sayfalarında Dünyada ilklerin yaşandığı, tarihinde Medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu güzide memleketimizi, dışarıdan gelen Misafirlerimize iyi anlatabilecek yeni ve genç beyinlere acil olarak ihtiyacımız var. Bugünlük bu kadar diyelim, yarın devam edeceğim yazımın devamına, temiz bir çevre, temiz yarınlar diliyorum…