Değerli Mü’min ve Mü’mine kardeşlerim, büyüklerim, dostlarım!
Yeryüzünde bulunan bütün insanlar, inandığı davanın ihyasına gayret ederken şuurlu Müslüman’da inancının ihyasına çalışmalıdır. Allah dostları buyuruyorlar ki;’’ Din gayreti ile çalışmayan Müslüman, Kur’an’a ve Allah resulüne inanmış sayılmaz’’ Unutma! Bir hayrı hafife alıp sana küçük gösteren şeytandır. Her koyun kendi bacağından asılır, sana ne, bana ne deme. Bu söz uyuşturucu Yahudi sözüdür, zehirdir. Çeşitli dünya işleri için açılan çene, Mevla içinde açılmalı. Sen susarsan başkası konuşur, sen durursan başkası yürür, iyi düşün bu işin sonu ne olur. Olanlar meydanda. Aziz olan zelil, aslan kedi oluverir.
Okullar tatil oldu. Çocuklarımız için yeni bir eğitim alanı açılıyor. Camilerimizde ve Kur’an Kurslarında, Kur’an-ı Kerim eğitimi seferberliği başlıyor. Çoğu insan din eğitimini bu yaz Kur’an kurslarında öğrenmişlerdir. Din-i celili İslam ve Kur’an-ı Kerim insanın dostudur. Her iyiliğe onun delaleti ile ulaşılır. Kötülüklerden de onun sayesinde uzak durulur. Dinsiz insan ruhsuz ceset gibidir. Kur’an eğitimi ile cesede, ruh üflenmiş oluyor. Tek kanatlı kuş asla uçamaz. Dünyevi ilimlerde ilerlemiş olursunuz amma ahiret ilimlerinden hiçbir bilginiz yoksa dünyanızı tamir, ahiretinizi de tahrip etmiş olursun. Çünkü Müslüman için dünya fani, ahiret ise ebedidir.
Aziz Müslüman kardeşim!
Evladına öğüt ver, kuzuyu kurda kaptırma. O’nu koru himaye et. Temel şimdi atılır. Aşı filizken yapılır. Kart ağaç aşı tutmaz. İslam’da temel inançlar var. Onları evladına öğretmen farzdır. O zaman inkârcı ve imansızlar onu saptıramazlar. Doğruyu bilen doğru yolda giden nedamet etmez. Fani hayatın hazırlığına ehemmiyet veripte ebedi hayat için senede iki defa çalışmakla bir yere varılmaz. Kendimiz doğruyu öğrenelim, evlatlarımıza öğretelim de, yanlışlıklar bize ve onlara yaklaşmasın. Karanlıktan kurtulmak ışığa sahip olmakla mümkündür. Dinsiz dünya, ruhsuz ceset leşten ibaret, kokusu âlemi kaplar, huzur bırakmaz, nizam bozulur, âlem felaketle son bulur.
Buradan tüm anne babalara sesleniyorum. Dünyayı düzeltmek istiyorsanız, buna önce kendi dünyanızla başlayınız. Sonra evlatlarınızla.
Varmısınız ey Müslüman kardeşlerim, yoldaşlarım, dava arkadaşlarım!
Düzelmeye, düzeltmeğe, önce kendimizden, eşimizden, çocuklarımızdan sonra çevremizden başlamaya,’’insanı düzelt ki, âlem düzelsin’’ felsefesine uyarak yaratılmışların en şereflisi olan insanı düzeltemeye varmısın?
Kur’an’a kurban olmaya, onunla hayatımızı aydınlatmaya, vahyin inşa ettiği hayatın sahibi olmaya varmısın?
Kur’an güneş, sen ay olmaya, yani güneşten aldığı nuru ayna gibi yeryüzüne yansıtan ay gibi, Kur’an güneşinden aldığın feyzi, nuru, bereketi, merhameti ay gibi ayırım yapmaksızın yansıtmaya varmısın?
Kur’an sayesinde yeniden dirilmeye, ihya olmaya, hidayete ermeğe, tarihin yatağını belirlemeye varmısın?
Ey benim tesettüre girmemiş kardeşim! Sende varmısın Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz. Fatıma (r.a)’a annelerimiz gibi Allah’ın emrine itaat etmeye, saçının bir telini, uzuvlarının her hangi bir yerini, mahrem olana göstermemeye, Kur’an-ı Kerimde bildiren ve tevatür yoluyla Hz. Peygamber (s.a.v)’den bu yana, bin dört yüz küsur yıldan beri uygulana gelen tesettüre girmeye varmısın?
Bir gün gelecek mahşer meydanında toplanacağız. Hâkimlerin hâkimi Cenab-ı Hakka hesap vereceğiz. Kur’an-ı Kerim okumasını öğrenmeden fani âlemden ebedi âleme göçmüş olan; Kırk, elli, altmış, yetmiş yıllık ömür verdiği kullarına, farzı muhal olarak söylüyorum, Ey kullarım bu vermiş olduğum ömrün on beş yılını çocukluğa çıkartıyorum. Diğer ömür yıllarını hesaba katarak soruyorum. Benim Kur’an-ı Kerimimi öğrenmen için yirmi sekiz harf bilmen gerekirdi. Her seneye bir harf düşse yirmi sekiz yılda benim kitabımı öğrenirdin. Benim kitabımı öğrenmeden, onun ilmiyle amel etmeden ne yüzle huzuruma geldiniz diye bir sual buyrulursa ne cevap vereceğiz acaba.
Sen, sana gelen mektuba, mesaja, önem verirsinde, âlemlerin rabbi olan Allah (c.c)’ü sana Kur’an-ı Kerim gibi bir mesaj göndermiş, eşinden, dostundan gelen mesaj kadar değersizmi? sayarsın. İşte, vakit çok geçmeden, zaman daralmadan, toparlanmaya, kendimize çeki düzen vermeye, kulluğumuzu yeniden gözden geçirmeye, kula kulluğa değil, Allah’a kul olmaya, varmısın.
Değerli Dostlar!
Yaz Kur’an Kursları için;
1-Hoca (Öğretmen)
2-Talebe (Öğrenci)
3-Camii veya Kur’an Kursu (Mekân) Birisi olmazsa bu hizmet tamamlanamaz. Yaz Kur’an Kurslarında, yüzünden Kur’an okuma, tecvit, namaz sureleri, abdest alma ve namaz kılma, Hz. Peygamber (s.a.v)’in hayatı, inanç esasları ve güzel ahlâk bilgileri verilmekte; ezan, bayrak, vatan, cami gibi; ana babaya ve büyüklere saygı, küçüklere şefkat gibi dinî ve millî değerlerimiz öğretilmektedir. Çünkü çocuklarımız bizler için hem ilahi hediye hem de emanettir. Geleceğimizin teminatı dünya hayatının ziyneti ve Allah’ın emaneti olan çocuklarımızı ruhen ve bedenen sağlıklı bir şekilde yetiştirmek hepimizin görevidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v); “Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz”(1) “Kalbinde Kur’an’dan bir şey bulunmayan kişi harap olmuş ev gibidir” (2) “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir” (3) “Allah’ın evlerinden bir evde (cami ve mescitlerde) Allah’ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için bir araya gelen topluluk üzerine huzur iner, onları rahmet kaplar, melekler onları kuşatır ve Allah Teâlâ, onları kendi katındakilerle birlikte anar.” “Kur’an’ı okuyunuz. Çünkü Kur’ân kıyamet günü onu okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.”(4) “Kim Kur’an’ı okur ve onu güzelce ezberler, helâlini helâl, haramını haram kabul ederse, Allah bu sayede o kimseyi cennetine sokar. O kişi de kendi ailesinden hepsi cehennemi hak etmiş on kişiye şefaat eder”(5) buyurmuştur.
Sizlerle yaşanmış bir iki olayı paylaşmak istiyorum. Altmış beş yaşına gelmiş amcanın, beş çocuk dokuz torun sahibi olmuş, ancak gusül abdestini yaz Kur’an Kursuna gönderdiği torunundan öğrendiğini, yirmi üç yaşına girmiş gelinlik bir kız kardeşimizin kına gecesi yaşlı teyzeler tarafından kına sünnettir, abdestli olarak kınayı yakalım dendiğinde, ben abdest almasını bilmiyorum dediğini, lavaboya götürdüklerinde, yaşlı teyzelerin abdest aldırırken yanlış abdest aldırdıklarını, yaz Kur’an Kursu’a gelen bir kız evladımızın müdahale edip gelin kardeşimize ilk abdesti aldırdığını, yaş ağaç kesen bir dedenin, torunu tarafından, dede yaş ağaçlar Allah’ı zikredelermiş. Sen ise Allah’ı zikreden bir ağacı kestiğini biliyor musun deyip yaş ağaç kesmeye müdahale ettiğini biliyor muydunuz. İçiniz cız etti değil mi?
Kur’an hizmetine ömrünü adayan hocaefendiler! Senin vasıtanla Allahü teâlânın bir kişiye hidayet vermesi, senin için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.
Yaz Kur’an kurslarının; yavrularımıza, güzel bilgilerin verildiği, dünya ve ahiret mutluluk yollarının gösterildiği, ahlak ve edebin öğretildiği bir okul olmasını diliyorum. Bu kazanımlarla öğrencilerimize; Allah’a saygılı kul, Elçisine layık ümmet, dinine ve kitabına bağlı, anne-baba ve büyüklerine saygılı, küçüklerine hoşgörülü, devletine ve milletine faydalı bir insan olmalarını yüce Mevla’dan temenni ediyorum.
Selam ve dua ile…
1- Tirmizi, Birr, 33.
2-Taha, 20/114.
3-Tirmizi, Fedâilü’l-Kur’ân, 18.21
4- Müslim, Zikr, 38; Tirmizi, Kırâat, 12.Müslim, Müsafirîn, 252.
5- Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 13