Güzel ilimiz Sinop’un her yeri tarihin ilk çağlarından bu tarafa insanlara yaşam alanı olmuş ve çeşitli medeniyetlere duraklık yapmıştır. Bu medeniyetlerin belgesi niteliğinde olan eserlerin kimisi ise üzerinden geçen olan binlerce yıla adeta meydan okuyarak ayakta kalmıştır. Tarihi kalıntılar bir yerin kültürel dokusu ve geçmişte kimlerin hüküm sürdüğünü öğrenmemiz için çok önemli araçlardır. Sinop tarihinin gizemi hala çözülememiş olan kaya mezarlarını incelediğimiz bu yazımızda Sinop ilimize bağlı Durağan ilçesinde bulunan Ambarkaya Kral Mezarını tanıtacağım.
Ambarkaya Kral Mezarlarının bulunduğu alanı önemli yapan Anadolu’nun en büyük ırmağı Kızılırmak(Halys) ile Batı Karadeniz’in en büyük ırmağı Gökırmak’ın(Amnias) birbirine kavuştuğu noktada kurulmuş olmasıdır.
Ambarkaya Kral Mezarları Durağan ilçesine bağlı Beybükü Köyünün Karadigin (Kara Tekin) Mahallesinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Durağan’ın bir saat doğusunda ve Gökırmağın güney kenarında bulunan
Oda giriş yeri boşluğunu tamamıyla doldurmaktadır. Sağ yanında bir tane ölü sediri vardır tavanı tonozludur. Fakat bu taştan ölü sediri maalesef defineciler tarafından tahrip edilmiş bir halde olup şu anda sedir yerine sadece sedirden artan taş kalıntıları kalmıştır. Ambarkaya Kral Mezarının üstünde alınlık denilen muska şeklinde üçgen bir şekil vardır. Alınlık kornişleri çok basittir yan kornişler geniş bir açı ile birleşmişler ve bu suretle yassı bir alınlık meydana getirmişlerdir. Mezar tesisatının hiçbir yerinde kabartma yoktur. Bunun için tarihleme işi de güçleşmektedir. Kaya yontmaya müsait olmadığından gereği gibi işlenememiştir. Diğer kaya mezarlarının kayaç yapısı daha kireçli olup zengin kalker içeriğinden dolayı kolaylıkla işlenebilmiş ve üzerlerine figürler yapılmıştır. Ambarkaya’da hiçbir figüre rastlayamayız. Fakat mezarın plan itibariyle diğer Paphlagonia sütunlu mezarları ile aynı olması dolayısıyla belki de onlarla beraber yani M.Ö. 7. yy da yapıldığı kabul edilmektedir. Benim kişisel düşüncem ise Ambarkaya’nın diğer kaya mezarlarından daha eski bir tarihte yapılmış olduğu yönündedir. Gerçektende Ambarkaya’nın bulunduğu konumu inceleyince Kızılırmak ve Gökırmağın neredeyse birleşim noktasında kurulmuş olduğuna şahit oluruz. Yapı tekniği açısından da hem Terelekten hem de Salar Köyü Kaya mezarlarından daha ilkel olmasından dolayı Ambarkayanın en az 200 yıl daha eski olduğunu düşünüyorum. Bu durumda ise milattan önce 5-6.yüzyıllara tarihlenir. Her iki durumda da Ambarkaya 2300-2500 yıllık tarihe sahip olan inanılmaz bir değerimizdir.
Ambarkaya Kral mezarının oyulduğu kaya üzerinde de çeşitli antik çağ kalıntısı eserler vardır. Buraya Ambarkaya Kral tepesi diyoruz. Ambarkaya Kral Tepesi Gökırmak vadisine hakim bir noktada olup tüm bölgeyi rahatlıkla izlemek mümkün olmaktadır. Kayanın zirve noktasında kayaya oyulmuş merdivenler, kral oturakları ve şura toplanma yerleri mükemmel bir kaya işçiliği ile kayalara oyulmuştur. Ambarkaya Kral tepesi Durağan’da ve bölgemizde gün batımının belki de en güzel izlenebileceği yerlerden birisidir. Burada gün batımını izlerken “kral oturağına” oturup bölge izlenebilir ve hatıra fotoğrafı çektirilebilir.
Ambarkaya bölgesinde eskiden sadece kral mezarı bilinirken günümüzde kral mezarlarının hemen arkasında
Oldukça eski ve köklü bir medeniyetin hüküm sürdüğü Ambarkaya meraklı ziyaretçilerini ve arkeologları bekliyor. Arkeologlara bilinmeyen bir dünyanın kapısını aralattıracak olan Ambarkaya yerleşkesi vurulacak her kazmada yapılacak keşifle bilim dünyasının göz bebeği olmaya aday bir mekandır. Ambarkaya Kral Mezarları ulaşımı oldukça kolay bir noktadadır. Samsun-Kastamonu karayolu kenarında olup Durağan İlçesi Beybükü Köyü Karadigin mahallesi yanında bulunmaktadır. İlçeye 3-