GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Tunus'un Ankara Büyükelçiliği önündeki protesto - Ankara Sivil Toplum Platformu Başkanı Mustafa Kır'ın konuşması - Uluslararası Bilgi ve Algı Derneği Genel Başkanı Ömer Lütfi Türkmenoğlu'nun konuşması - Raşid el-Gannuşi'nin kızı Soumaya Gannuşi'nin konuşması ANKARA (AA) - Ankara'da bazı sivil toplum kuruluşları, Tunus’ta Nahda Hareketi lideri ve eski Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin tutuklanmasını Tunus'un Ankara Büyükelçiliği önünde protesto etti. Büyükelçilik önünde toplanan Uluslararası Bilgi ve Algı Derneği (BİLAL) ve Ankara Sivil Toplum Platformu öncülüğündeki yaklaşık 50 kişilik grup, "Raşid Gannuşi Tunus'ta barışın sigortasıdır." yazılı pankart açtı. Üzerinde "Gannuşi’ye özgürlük" yazılı dövizler ile Tunus ve Türk bayrakları taşıyan protestocular, "Gannuşi yalnız değildir", "Kahrolsun zalim diktatörler", "Müslüman uyuma kardeşine sahip çık" ve "Gannuşi'ye selam, direnişe devam" şeklinde slogan attı. Burada açıklamalarda bulunan Ankara Sivil Toplum Platformu Başkanı Mustafa Kır, Gannuşi'nin tutuklanmasının "yalnızca Gannuşi'ye yapılan bir eylem" olmadığını, "Tunus halkına yapılan diktatörce bir eylem" olduğunu belirtti. Gannuşi'nin tutuklanmasını Tunus’un ve Tunus halkının huzur ve istikrarına yapılmış bir darbe olarak değerlendirdiklerini kaydeden Kır, uluslararası camianın ve Birleşmiş Milletler'in (BM) bu eylemi kınamakla yetinmeyip uluslararası arenada cezalandırma yöntemine gitmeleri temennisinde bulundu. Uluslararası Bilgi ve Algı Derneği (BİLAL) Genel Başkanı Ömer Lütfi Türkmenoğlu ise bugün burada Gannuşi nezdinde tüm insanlığın onuru, şahsiyeti, hakkı ve hukukunu savunduklarını belirterek, bir gün adaletin mutlaka tecelli edeceğine işaret etti. Türkmenoğlu, "Tunus'un demokratik kazanımlarına saldırı niteliği taşıyan darbeci reflekslerle ikbal ve siyasi hırslarına bürünmüşlerin yapılan yanlışlar silsilesini fark etmesi" temennisinde bulundu. Av. Dr. Ramazan Arıtürk de Gannuşi'nin tutuklanmasının ve yasaklamaların "daha öncesinde Tunus demokrasisine yönelen tehditlerin son aşamasını" teşkil ettiğini söyledi. Arıtürk "Tunus’ta yaşanan antidemokratik faaliyetleri, insan hakları ihlallerini, Gannuşi ve arakadaşlarına karşı yapılan siyasi tutuklamaları, siyasal faaliyetlere karşı yapılan yasakları, tüm Tunus halkına yapılan bu kirli müdahaleleri şiddetle kınıyoruz." ifadesini kullandı. - "O ilkelerinden asla vazgeçmeyen korkusuz ve cesur insandır" Raşid el-Gannuşi'nin kızı Soumaya Gannuşi ise bugün haksızlığa, zulme, yargının siyasi intikam için kullanılmasına ve haksız siyasi yargılamalara hayır demek için burada olduklarını söyledi. "Tüm bu haksız siyasi yargılamalar oradaki bir darbeci tarafından yapılıyor." diyen Soumaya Gannuşi, babasının siyasi ve entelektüel bir simge, demokrasi, özgürlük ve adalet için hayatını mücadeleye, yazmaya adamış bir insan olduğunu dile getirdi. Soumaya Gannuşi, babasının özgürlük ve demokrasi uğrunda mücadele etmek için kararlı durmaya devam ettiğini belirterek, "O, bedeli ne olursa olsun mücadelesinden ve ilkelerinden asla vazgeçmeyen korkusuz ve cesur insandır." dedi. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in ise tam aksine "toplum içerisinde şiddeti ve iç çatışmaları kışkırtarak Raşid Gannuşi'yi suçlama cürretinde" bulunduğunu kaydeden Soumaya Gannuşi, Said'in her ağzını açtığında kendi halkına saldırdığını ve siyasi rakiplerini "mikroplar, suçlular ve hainler" olarak nitelendirdiğini ifade etti. Soumaya Gannuşi, Raşid el-Gannuşi'nin siyasi düşüncenin ve özgürlük mücadelesinin dev ismi, Said'in ise "Tunus tarihinin karanlık bir sayfası" olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Raşid el-Gannuşi'nin yanında yer aldığını söyleyen Soumaya Gannuşi, "Hiç kuşkusuz desteğiniz bize güç veriyor ve mücadelemizi sürdürmek için kararlılık sağlıyor. Bu iğrenç diktatörlüğün sonunu görünceye kadar asla pes etmeyeceğiz." diye konuştu. Eski Tunus Meclis Başkanı, Nahda Hareketi lideri Gannuşi, 17 Nisan'da güvenlik güçlerince iftar vakti evine düzenlenen baskında gözaltına alınmış, 48 saatlik savcılık ifadesinin ardından sevk edildiği Tunus Asliye Mahkemesince 20 Nisan sabaha karşı "devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bunun ardından, güvenlik güçleri, Nahda ile Ulusal Kurtuluş Cephesinin bazı kentlerdeki merkezlerini kapatmıştı.

Kaynak: aavideo