Son yıllarda sokak hayvanları, özellikle huysuz ve saldırgan köpekler, insanlar için büyük sorun oldu. İnsan yaşamını tehlikeye atıyorlar. Sorun olmasının pek çok nedeni var tabi. Önceki yazılarımızda bunlara değinmiştik.
Sahipli ya da sahipsiz evcil hayvanların kontrolsüz bir şekilde sayılarının hızla artması hayvanseverleri de endişelendirmektedir. Bu hayvanların popülasyonları ancak kimliklendirilerek, sağlık kontrolleri ve aşıları düzenli yapılarak, kısırlaştırılarak, ihtiyaç duyulan verileri elde ederek yönetilebilir hale getirilebilir. Barınaklardaki hayvanların sahiplendirilmesinde ise arzulanan hedefe ulaşılması, günümüzün koşulları gözönünde bulundurulduğunda zor görünüyor.
İki gün önce sosyal medyada da yer aldı. Bu sefer Boyabat’ta başıboş sokak köpekleri yoldan geçen bir öğrenciye saldırdı. Genç kızı, köpek saldırısından vatandaşlar kurtardı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ülkemizde kronikleşen bu soruna dâhil oldu ve “Sahipsiz hayvanların yerinin sokaklar değil, barınaklar olduğunu unutmamalıyız” dedi. Ardından da 81 il valiliğine genelge gönderildi. Genelgede sokak hayvanlarının barınak ve bakımevlerine alınmasını içeren maddeler yer aldı.
Hâlâ başıboş köpek saldırısı haberlerini okuyor ve seyrediyorsak, kusura bakmayın, belediyeler başta olmak üzere diğer yetkilendirilmiş birimlerin yöneticileri görevlerini yerine getirmede ihmalkâr davranıyorlar demektir. Köpek saldırıları ağırlıkta şehirlerde olduğu için söylüyorum, belediye yetkilileri vatandaşların can güvenliğinden ve sağlığından da sorumludurlar.
İnsanlarla köpekler arasında muazzam bir dostluk ilişkisi var. Can dostu köpekler köy ve kasabaların vaz geçilmezidir. Sessiz sokakların yaşam belirtisidir, aynı zamanda bekçileridir. Ne vakit yabancı bir kimse sokağa giriş yapsa havlayarak çevrede yaşayan sakinleri bilgilendirir, uyarır.
Yıllar yılı bu dün de böyleydi, yarın da böyle olacaktır. Köpekleri ötekileştirmek, itlaf etmek doğru bir yaklaşım olamaz. Onlar da canlılardan birer candır ve yaşama hakları vardır.
2004 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çıkarıldı. Bu kanun, yerel yetkililerin sokak köpeklerini yok etmek yerine rehabilite etmesini, sahipsiz olanların hayvan bakım evlerinde barındırılmalarını zorunlu kılıyor.
İstanbul’un köpeklerini konu alan ve ABD'de gösterime giren "Stray" adlı belgesel filmin yapımcısı Elizabeth Lo, şehrin köpek kohortunun büyüsüne kapılan en son ziyaretçi olmuş. Lo, “bu çok gelişmiş şehirde köpeklerin özgürce ortalıkta dolaştığını, kendi hallerine göre yaşadığını görmekten” ve onlarla İstanbul'da yaşayanlar arasında gözlemlediği ilişkiden etkilendiğini söylüyor.
Lo, "İnsanlar, köpeklerde gerçekten bir asalet görüyor, onları yurttaş, sokaklarına ve topluluklarına ait olarak görüyorlar" diyor. Lo, tespitinde haklıdır.
Bizler biliyoruz ki, insanlarımızla köpekler arasında güçlü bir bağ var. İnsanlarımızın ekseriyeti sokak hayvanlarından şikâyetçi değildir. Huysuz hareketlerde bulunan ve saldırgan özelliğe sahip hayvanlardan şikâyetçi olunması kadar da doğal hiçbir şey olamaz.
İnsanlar arasında iyiler ve kötüler olduğu gibi, hayvanlar arasında da iyiler ve kötüler mutlaka vardır.
Sokak hayvanları arasında kavgacı tabiatı bulunan huysuz ve saldırgan özelliğe sahip bir köpek nasıl anlaşılır?
Agresif bir köpeği vücut dilinden rahatlıkla tanıyabilirsiniz. Yaklaştığınızı görmemiş bir köpeğe yaklaşmamalısınız, çünkü bu onların kendilerini savunmasız ve tehdit altında hissetmelerine neden olabilir.
Bir köpeğin parlak gözleri, yüksek ve sallanan bir kuyruğu ve rahat kulakları, ağzı ve duruşu varsa, bunların hepsi yaklaşmanın güvenli olabileceğinin işaretleridir.
Öte yandan, alçak bir kuyruk, hatta yavaşça sallanan bir kuyruk, çömelmiş bir duruş, düz kulaklar, açıkta kalan dişler ve tabii ki hırıltı veya havlama, hepsi düşmanlığı gösterir ve mesafeyi korumalısınız.
Köpeklere aşina olabilirsiniz, ancak başıboş köpekler özellikle gruplar halinde hareket edenler bölgeseldir ve toprağı, yiyeceği veya yavrularını savunabilirler.
Huysuz ve saldırgan bir sokak köpeğiyle karşılaştığınızda ne yapacağınızı, nasıl hareket etmeniz gerektiğini biliyormusunuz? Bilmiyorsanız eğer, uzmanlar şu adımları atmanızı tavsiye etmektedir:
- Hayvanı ürkütmek için ani hareketler yapmayınız ve ona doğru yürümekten kaçınınız.
- Arkanızı dönüp sakince yürüyemiyorsanız, kıpırdamadan durun, rahat bir vücut dili sergileyin ve köpeğin gözünün içine bakmayın. Köpekler insan korkusunu bir tehdit olarak algılayabilirler.
- Köpek hala yaklaşmak istiyorsa, daha az korkutucu görünmek ve sakinleştirici, sevecen sesler çıkarmak için yavaşça eğilin.
- Aniden uzanmadan veya köpeğe dokunmaya çalışmadan hayvanın sizi koklamasına izin verin.
- Hala bir sokak köpeğiyle rahatsız bir ortamda mahsur kaldıysanız, kaçmayın, yoldan geçen birinden yardım isteyin veya gerekirse yardım çağırın. (1)
Kaynak:
travelsnippet.com/europe/turkey/stray-dogs-in-turkey/