Urfa vekili Baydemir iyi Hatip. Güzel konuşuyor. İyi teoriler ortaya koyuyor. Barış diyor. Son günlerde yaşanan ortamı Hükümetin Tek Başına iktidarı sürdürmek için , kendilerini tekrar seçimde baraj altına atmak için icat ettiğini söylüyor. Birinci Dünya Savaşı Avusturya tahtı veliahtının bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi üzerine başlamıştı. Yine bir olaydan çıkan kıvılcım anaların ağlamadığı yıllar yaşadığımız ateşkesin sonuna getirdi bizi.
Devletle alakası olmayan Suruç olayları devletin üzerine bırakılmaya çalışıldı. Işid tarafından gerçekleştirilen Suruç olayları toplumun geniş bir kesimince sert bir dille kınandı. Benim de içinde olduğum bir çok STK bu menfur terör hadisesi olur olmaz, hemen sert bir dille kınadı. Toplum bu olayı lanetledi. Ama her nedense PKK ülkede kendince gördüğü yönetim boşluğundan fırsat devşirebilmek için ateşkesi bozdu, uykusunda uyuyan polisler ensesinden vurularak şehit edildi.
Ceylanpınar'da yatağında uyuyan polisleri ensesinden vurarak çatışmasızlık ortamını bitiren PKK olmuştur.
Sayın Baydemir Kandil'e şirinlik yapmak için söylediğiniz laflara kimse inanmaz. Gerçekten hakkın ve doğrunun temsilcisi olabilecek kudretiniz var mı? Yoksa Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı iken olduğu gibi bir temizlik işçisi KCK'lı alıp sizi yargılayacak diye Kandil'i haklı çıkarmak için korkunuzdan günah mı çıkartıyorsunuz?
Hakkı konuşursanız inanan çıkar ama sözlerdeki ustalığınız gerçeği değiştirmez. Kimse aptal değil. Çözüm sürecine kurşun sıkan PKK olmuştur. Bunun özeleştirisini vermedikten sonra söylediğiniz "Barış" türküleri ancak kulağa hoş gelen nağmelerle dolu bir dinlemelik türkü olarak kalır...
Barış istiyorsanız sizin tabirinizle Batı yakasının Suruç olaylarını anında lanetlediği gibi, Ceylanpınar'da uyurken ensesinden vurulan polisler için derhal kınama yapmanız gerekiyordu; kına yakmanız değil. Gerekiyordu ki bu olaylar bu seviyeye gelmesin. Barışı istemek lazım, istiyormuş gibi yapmak değil