Çok sevgili muhterem kardeşlerim , her birey İslam inancına göre İslam fıtratı üzere doğar anne, baba, çevre ve kendi iradesi daha sonraki inanç dünyasını şekillendirir. Her bir Müslüman dinini tüm ayrıntıları ile birlikte öğrenmek ve öğrendiklerini başkalarına aktarmak ve mümkün ise öğretmekle mükelleftir. Sevgili kardeşlerim dini bilgilerimiz dolayisiyla dini yaşantımız ne aşamada hiç kendimizi sorguluyor muyuz ? Kendi dini yaşantımızı neye göre şekillendireceğimiz belli , neye göre ? Tabi ki Kur’an ve sünnet ! bu iki kaynak bizim her an kullanabileceğimiz hayat kullanım el kitabımız gibi olmalı . Ama günümüzde dinimizi tam bilemediğimiz gibi öğrenmek ve öğretilmesi için ciddi gayret de sarf etmiyoruz . Yani kendim de dahil olmak üzere ana ve babamızın İslam inançları ne düzeyde ise bizim seviyemiz aynı düzeydedir . Bazı kardeşlerimiz biraz gayret edip dini bilgilerini ilerletmiş olabilir .
Çok değerli muhterem dostlarım , günümüz Türkiye'sinde çok sıklıkla kullanılan bir eleştirel dil kullanılıyor , ne dir bu dil ? Dini söylem ve fiiliyatlardan dolayı % 99 Müslüman olan ülkemizde insanları etki altında bırakmak için “dini kullanmak süreyi ile istismar” edildiği dilidir. Burada sorun nerede? İnsanların İnançlarını yaşamalarında mı ? Yada insanlara İslami yaşamalarını tavsiye etmelerinde mi ? Kardeşlerim, sorun hiç birinde değil , sorun dini bilgilerden bi haber olan bireylerdedir . Yani bizler gereği gibi dini bilgiler ile donanırsak ve topluma bu bilgileri layıkı ile verebilirsek hiç bir söylem ve eylem etkisi altında kalmayacağız ve neyin doğru olup olmadığını analiz edip yanlış bilgiler ile bizi yönlendirmelerine müsade etmemiş olcağız .
Kardeşlerim şunu da asla unutmayalım ki , her birey yaşadığı inancı önce kendi içindir . Bireyin söylemleri yaşantısına aksetmeli ve dini inancı gereği diğer insanlara müspet anlamda sadece ve sadece örnek olmalı . Hiç kimse inancından dolayı asla rencide edilmemeli ve eleştirilmemeli . Günümüzde sürekli kullanılan din istismarcılığı, dinini bilmeyen kişi ve milletin eksikliğidir . Sonuç olarak din asla istismar edilmemektedir , din hiç bir kişileri etkilemek anlamında kullanılmamaktadır . İnsanın doğasında ilahi bir güce inanca inanma ihtiyacına bağlı olarak ortaya çıkan eksik bilgiler ışığında çarpık, eksik bir din anlayışı neticesinde her anlatılanı doğru kabul edip inanan cahil bir kitlenin ortaya koyduğu görüntü “istismar” filinin ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir .
İnsanların yanlış dini bilgiler ışığında şekillenmemesi ve yanlış bilgi sahibi olmamaları için dini eğitimi kimin eliyle sağlıklı bir şekilde verilebileceği hususunu net bir şekilde ortaya koyabilmek gerekmektedir . Devlet politikası olarak geçmişimizi tarihi kaynaklardan okuyup öğrenmek için Osmanlıcayı teşvik etmesi , okullarda ders olarak okutuluyor olması çok olumlu bir gelişmedir . Bunun neticesi olarak yeni yetişen gençliğimiz geçmişini birinci kaynaktan öğrenir iken dinin yazılı Emir'leri Kur’andan okuyabilecek ve anlayabilecek bunun neticesi olarak yanlış bilgilerden kurtulmuş olacaklarıdır .
Muhterem kardeşlerim , İslam bir yaşam tarzıdır . Her Müslüman hayatının her alanında yaşamalı ve kimseye zorlama yapmadan dışlamadan örnek olmaya devam etme zorunluluğu olduğu unutulmamalıdır .
Mahalle baskısına yenik düşmeden ne derler demeden “kınayıcıların kınamalarına kulak asmadan” Kur’anın emir ve yasaklarına harfiyen uymaya çalışırsak göreceğiz ki tüm dünyevi işlerimiz yoluna girmiş .
Sevgili kardeşlerim her ne iş yapıyorsak yapalım başlamadan kendimize soracağımız tek bir soru var , bu soru nedir ? Bu yaptığımız işte , söylediğimiz sözde “Allah Rıza'sı var mı? “ sorusunu sorduğumuzda cevabımı “ evetse” sonuna kadar devam , “hayırsa” işi ve söylemi orda nihayetlendirirsek hem dünyamızı bende ahiretimizi mamur etmiş olacağız .
Dimimizi tüm hücrelerinizde gereği gibi anlayıp yaşayabildiğimiz günlerin yakın olması dileği ve duası ile yüce Allah milletimize tekrardan İslamın bayraktarlığını yapacağı günleri yaşatmasını diliyorum.