İçimizdeki Hainler
Son altı ay içinde Ankara’da yaşanan, haince düzenlenen ve masum halkımızın ölümleri ile neticelenen bombalı saldırılarda hayatlarını kaybeden kardeşlerimize yüce Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Yaralı olan kardeşlerime acil şifalar temenni ediyorum.
Ülkemiz coğrafi konumu itibari ile çok stratejik bir konumda oluşu tüm dünya ülkelerinin ülkemiz üzerinde bir hesap yapıyor olmaları normal çünkü; her ülke kendi devleti ve milleti için en iyi olanı yapma gayreti içinde olduğundan her türlü faaliyeti kendi açılarından mubah görebilir. Bizim bu coğrafyada bin yılı aşkın izlerimiz bulunmaktadır. Viyana önlerine kadar gelmiş ve İslam adalet ve nizamı ile hükümranlığımız altındaki milletlerin beğeni ve övgüsünü kazanmış bin ecdadımız olması şu anki Avrupa Amerika yöneticilerini rahatsız etmektedir. Çünkü yeniden doğacak olan güçlü ve büyük bir Türk İslam devleti asla ve asla işlerine gelmemektedir. Ve de doğaldır. Sizlerce de malum Balkanlarda ve orta doğuda Osmanlının çıkmasıyla problemler bitmemiş ve de bitmeyecektir. Her daim hatırdan çıkarılmaması gereken hususlardan en önemlisi dünyada yaşanan tek bir mücadele tarih boyu hac ile hilalin mücadelesi olmuş ve devam etmektedir. Demokrasi, İnsan hakları, medeniyet getireceğiz diye işgal ettikleri ülkeler üzerindeki ana amacı tamamen sömürge amaçlıdır. Yani bu Birleşik Haçlı Devletlerinin yer yüzünden İslam izlerini silmek tek gayeleridir. Onun içindir ki bu mücadelelerinde en büyük engel Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. 30 senedir devam eden hain PKK örgütü ve diğer DHKPC gibi terör örgütleri Devletimizin gücünü kırıp yorgun düşürmeye yönelik olmuştur. Devletimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hain şer odakları ile sonuna kadar mücadele edip onları bertaraf edecek güç ve kudrete sahiptir. Bu süreçlerden geçerken kendi içimizden çıkan gazeteci , akademisyen, siyasetçi ,bürokrat, oyuncu, şarkıcı gibi halkın aydınları olduklarını ifade edip ihanet çetelerinin çığırtganlığını yapıyor olmaları anlaşılır değildir. Meclisin içine kadar girmiş PKK uzantılarının bile olduğu günümüzde halkın da inancının kırılmaması için derhal dokunulmazlıklarının kaldırılıp hak ettikleri cezaya çarptırılmaları gereği tüm halkımızın beklentisi olduğu malumdur. Gazete diye çıkan bazı paçavralar da Ankaradaki patlamada hayatını kaybeden bir başörtülü bir kardeşimizin öğretmen olacağı bilgisine yorumu ; ‘’onun yetiştireceği çocuklardan ne olur ! ” söylemleri iyiki olmuş, oh olmuş der gibiler. Bu aşağılık gazete ve gazeteci bozuntularının devletimiz tarafından hak ettikleri cezalar verilmelidir. Düşünce özgürlüğü , demokrasi, insan hakları ülkemizde fazlasıyla mevcut .Her şeyin fazlasının zararlı olduğu gibi, demokrasinin de fazlasının zararlı olduğunu düşünmekteyim. Bu gazete paçavralarında çıkan haberde teröristlerin amacının halk değil çevik kuvvet diye haber yapılıyor. Vakit geçmeden terörist ele başlarının biri açıklama yapıyor; hedef çevik kuvvet idi. Be hey hainler! Zındıklar ! Siz kimin köpeklerisiniz? Artık bu aziz millet sizleri tanıdı ve devletimizden gereğini yapmasını bekliyor. Sakın basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü , insan haklarına sarılmayın artık.
Sayın Cumhurun Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘a dikdatör diyorsunuz, keşke olsa da siz bunları yazsanız, söyleseniz.
Sevgili muhterem kardeşlerim söylenecek yazılacak çok şey var ama bilinmelidir ki biz herşeyden önce Müslüman ve Müslümanlığın gereği insanların dini inancına ve ırkına bakmadan, haksızın karşısında ve haklının yanında olmalıyız. Onun için dini inançlarımıza sahip çıkalım. Evlatlarımıza dinini tam öğrenmelerini sağlayalım. Geleceğimizin şekillenmesinde büyük rol oynayan evlatlarımız imanlı, ihlaslı bir birey olarak yarınlarımızı daha sağlam kurabilsinler. 2071 lere daha sağlam adımlarla gidebilsinler.
Bu devlet bu millet ebed müddet yaşasın. Hainler kahrolsun.