ERZİNCAN - Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz'in meyve genetik mirası gelecek için korunuyor ERZİNCAN - Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz'in meyve genetik mirası gelecek için korunuyor
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : - Çalıştay'ın yapıldığı salondan genel görüntü - Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent'in konuşması - EBYÜ Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden'in konuşması - KYOTO Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Matsushima'nın konuşması Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde deprem çalıştayı düzenlendi ERZİNCAN (AA) - Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Türkiye'de iki yılda bir yıkıcı depremlerin olduğunu, insanların bu duruma ciddi şekilde hazırlanması gerektiğini söyledi. EBYÜ Yanlızbağ Yerleşikesi Deprem Teknolojileri Enstitüsü Konferans Salonu'nda üniversitenin Deprem Teknolojileri Enstitüsü tarafından "EBYÜ-DTE ve KOYOTO-DPRI 1. Ortak Çalıştayı" düzenlendi. Çalıştayda konuşan Levent, Türkiye'nin iki yılda bir yıkıcı depremlerle karşı karşıya kaldığını belirterek, "İki yılda bir olması çok müthiş bir frekans. Bizlerin buna çok ciddi bir şekilde hazırlanması lazım." dedi. Levent, depreme kısa sürede hazırlanılamayacağını ifade ederek, "Bazı medyatik deprem hocaları sık sık çıkıp halkımıza seslenerek 'dikkatli olun' diyorlar. Ya Allah aşkına nasıl dikkatli olacağımızı söyleyin. Dikkatli olmak demek ne demek? Dikkatli olmak anlık bir şeydir. Halbuki depremde dikkatli olmak yıllara sari bir şey. Yani bugünden yarına hazırlanacağımız bir şey değil. Bugünden 50 sene sonrasına hazırlık yapacağımız bir şey." diye konuştu. EBYÜ Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden ise 1939 Erzincan depreminin farkındalık tarihimizin önemli kilometre taşlarından biri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: "1939 Erzincan depreminde kaybettiğimiz insan sayımızın o günkü nüfusumuza oranı şu ana kadar yaşadığımız bütün yıkıcı depremlerin yaklaşık 2 kat üzerindedir. Son yüzyılda yaşadığımız Erzincan, Kocaeli, Van, ve en son Kahramanmaraş depremlerindeki can ve mal kayıplarımız kabul edilebilir limitlerin çok ötesine geçmiştir. Bir yandan mühendislerimizin eğitim konusunu bir kez daha derinlemesine değerlendirmek zorunluluğu varken, diğer taraftan hiçbir teknik eğitimi olmayan uygulayıcıların evlerimizi depreme dayanıksız birer mezar haline getirmeleri durdurulmalıdır. Ülkemizde çalışanların sektörel bazda eğitim seviyesi belki de en düşük olanı inşaat sektörüdür. Problemi anlatamadığınız insanlar sizin çözümünüzün bir parçası asla olamazlar. Kayıtsız, sorumsuz, ve sorumluluktan kaçan ekiplerle depreme karşı savaşı asla kazanamayız." Çalıştaya, akademisyenler, AFAD yetkilileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Kaynak: aavideo