GİRESUN (AA) - Giresun'un Duroğlu beldesinde su baskınlarından etkilenen 10 kişi tedavi altına alındı, fındık bahçesindeki ahşap kulübenin heyelan altında kalması sonucu kaybolan kişiyi arama çalışmaları devam ediyor.
Gece saatlerinde etkisini artıran sağanak dolayısıyla yamaçlardan sürüklenen birikintiler, belde merkezinde hasara neden oldu.
Bazı ev ve iş yerlerini su basarken, araçlar da çamur altında kaldı. Heyelanların oluştuğu beldede evlerinde mahsur kalan vatandaşlar ise AKUT ekiplerince kurtarıldı.
Duroğlu Belediye Başkanı Halil Çetin, gazetecilere, yağış nedeniyle beldenin farklı bölgelerinde heyelanların yaşandığını söyledi.
Meteorolojik uyarı nedeniyle geceden bu yana hazırlıklı olarak yağışı beklediklerini aktaran Çetin, "Can kaybı şu an itibarıyla yok ama sadece bir yerden haber alamadık. Bir tane evin yıkıldığını duyduk Çağlayan Mahallemizde." dedi.
Çetin, evde kimsenin olup olmadığına dair henüz bilgi bulunmadığını dile getirerek, "Onun araştırmasını yapıyoruz. Allah kimseye göstermesin. Önceden yaşadığımız dere taşmasından daha çok zararımız var şu anda. Bu dere taşması değil ama aşırı yağışlardan dolayı arazilerden küçük derelerden gelenler yollarımızı, her tarafı yıktı." diye konuştu.
İlgili kurumlara ait ekiplerin yağışın hemen ardından çalışmalara başladığına işaret eden Çetin, "Aşırı yağış olacağını bekliyorduk, hazırlıklıydık. Geceden bu yana kurtarma çalışmaları yapıyoruz. Mollamahmutoğlu Mahallesi'nde 5 kişilik aile vardı, ikisi çocuk. Bunlardan biri hastaneye gitti. Çocuklarını kurtarırken ayakları sıkışmış galiba ve şu an hastanede ama hayati bir tehlike olmadığını öğrendik." bilgisini verdi.
Yağış nedeniyle mandırada mahsur kalan hayvanların da kurtarılmaya çalışıldığını aktaran Başkan Çetin, beldede çoğu yolun kapalı olduğunu, ekiplerin iş makineleri ile çalışmalara devam ettiğini sözlerine ekledi.
- "Dere taşmadı, dere taşsaydı daha çok baskın olurdu"
Belde merkezinde kahvehane işleten Özden Aksoy, gece yoğun yağışın ardından iş yerini su bastığını anlattı.
Aksoy, yağış sonrası temizleme çalışmalarına başladıklarını ifade ederek, "Duroğlu beldesinin üst tarafı göçerek beldenin içine yığıldı çamur. Su ve sel baskını oldu. Dere taşmadı, dere taşsaydı daha çok baskın olurdu." dedi.
Köylerden gece saatlerinde arayan tanıdıklarının, evlerin alt katlarını su bastığını söylediğini belirten Aksoy, durumu yetkililere bildirdiklerini dile getirdi.
Evini su basan Halil Kuranayoğlu ise beldede kuvvetli yağmurun etkili olduğunu belirterek, "O sırada uyuyordum, arkadaşlarım kaldırdı. Eve su bastığını hissetmedim. Arkadaşlarım elektrik olmadığı için kapıya vurarak kaldırdılar. Merdivenden aşağıya inerken şelale gibi su geliyordu. Buraları açtık, suyu tahliye etmeye çalıştık. Sabaha kadar yağmur yağdı." ifadelerini kullandı.
- AFAD ekipleri kayıp kişiyi arıyor
Beldede meydana gelen su baskınlarından etkilenen 10 kişi, kentteki çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı.
Çağlayan Mahallesi'nde Rıdvan Coşar'a ait fındık bahçesindeki ahşap kulübe de toprak altında kaldı. AFAD ekipleri, olay sırasında kulübede olduğu tahmin edilen Coşar için arama çalışması yapıyor.
Coşar'ın eşi Ayfer Coşar, gazetecilere, eşi ile en son dün akşam saatlerinde görüştüğünü, sonrasında ise bir daha ulaşamadığını söyledi.
Eşine, "Ne yapıyorsun, köyden gelecek misin?" diye sorduğunu anlatan Coşar, "Bana, 'Yarın hava öğleden sonra açacakmış, bahçe temizleyeceğim' dedi. Kendisi iki gün köyde, iki gün merkezde kalıyordu. Fındık evi bir odası vardı. Evde görüşmüştük telefonla, 'Çorba yapıyorum' dedi. Yemek yiyip yatacakmış." ifadelerini kullandı.
Coşar'ın kızı Betül Coşar ise babasıyla telefonda konuştuğunu dile getirerek, "Benden sonra, 10 dakika geçmeden annemi aradı, çorbayı nasıl yapacağını sordu. Annem ona tarif etti kapattı, sonra daha görüşmedik." diye konuştu.
Babasının bahçede ot temizliği yapmak için fındık evinde kaldığını ifade eden Coşar, şöyle devam etti:
"Zaten köpeği var, çok bırakıp gitmiyor. Köpek orada olduğu için sürekli orada, hayvan aç, susuz kalmasın diye oradaydı. İki akşam merkezde kaldı, köpek su içememiş diye çok üzülmüştü. Bir önceki akşam bunları söylemişti, 'İyi ki de gelmişim, köpeğim çok susamış' demişti. Köpek canlı, yukarıdaymış ama ekiplere izin vermiyormuş, biraz hırçın bir köpek."