HEY'ET-İ VÜKELA'NIN GAFLETİ

Başkumandanlığını Süleyman Paşa'nın yaptığı 1878 senesi Rumeli cephesinde nagihani emirler geç de olsa yerine getirildiği gibi Yıldız'ında iç meselelerinin cepheye yansımaları sonucunda mazlum müslümanlara yansımakta idi. Bulgarları ve Sırpları kışkırtarak önüne katan Ruslar çoluk çocuk, yaşlı, kadın demeden insani dışı, hayvandan aşağı akla hayale gelmeyecek şekilde işkencelerle kana doymuyorlardı. Hele ki bir Bulgar papazının ayin yapılan günde, bir demet gül çıkararak, cemaate hitaben; ''Bu güller müslüman çocuklarının kanlarıyla sulanmış kilise bahçesindeki bir gülün kırmızı çiçeğidir...!'' diyerek takdise, halkı çağırması, unutulamayacak vahşet-i pür-mel'anettir. Dahası; Biçare Rus, Bulgar, Sırp zülmün den kundağındaki bebelerle kaçışarak can derdine düşüp kıyamayan analar yol kenarlarına bıraktıkları emanetlerini, geriden gelenler düşmanın eline geçemesin diye, Meriç'in o hırçın sularına bırakıverirlerdi. Umulur ki bu görev istençsizce onlara verilmişti. Bu sonu gelmez zülumler, işkenceler ayyuka çıkmıştı ki kafa derilerini dahi canlı canlı yüzmeye varmıştı. Bu zalimlikler esnasında Rus düşmanı Şıpka'ya istilaya geldiği zaman Osmanlı Padişahı Abdülhamid Han, Rus Çarına hitaben ''Seyf-i satvettiniz. Türkiye’yi layıkıyla terbiye eyledi. Şimdi mütarekeye müsaadei haşmetmeablarını rica eylerim !'' diyerek biçare telgraf çekmişlerdi. Rus Çarı zaman kazanmak gayesiyledir bilinmez ama üç gün sonra cevaben; '' Harb işleri Grandük Nikolaya havale edilmiştir. Onunla muhabere ediniz...'' demişlerdir. Bu telgraf cevabı üç gün içinde vuku bulan Rauf Paşa'nın ''Mütareke oldu, kimse mevkiini terk etmesin.'' diye nagihan verdiği olumsuz emirler, Şıpka kolordusunun mühimmatıyla birlikte askerlerinin esir düşmesine mamafih Rusya'nın Ayastefanos'a kadar serbestçe yıkarak ve zülum ederek ilerlemesiyle binlerce müslümanın haksız ölümüyle sonuçlanmıştır. Başkomutan Süleyman Paşa var olan cephedeki durumu iyi analiz etmesine rağmen maalesef Yıldızdaki siyasi ve politik çekişmeler sebebiyle çıkarları çıkmazları olmuş Paşaların düşünceleriyle birbirine zıt idi. Yıldızdaki Rauf Paşa'nın kişisel aleyhinde hazırlanan siyasi hileler neticesi olarak Süleyman Paşa'yı Başkumandanlıktan alarak yerine Mehmet Ali Paşa'yı atayarak hatta yalan içeren telgraf çekerekten şöyle ki '' Bir ayak evvel Sekbanlı'ya ve Edirne'ye çekilinmesi irade-i seniye gereğidir. Mehmet Ali Paşa dahi size yardım etmek üzere Edirne'ye gönderilmiştir. Onu bir kol kumandasına tayin ile birlikte iş görünüz...'' beyan ederekten mahiyetinin aslen Süleyman Paşa'yı kandırarak Edirne'ye celp etmek içinmiş. Edirne'de askerin diğer cephelerden çekilerek toplanmasıyla hedef olacak olan Süleyman Paşa'yı Dersaadet'te muhafaza altına aldırarak tevkif ettirip bu hususta bilahare Mehmet Ali Paşa da gizli bir ferman taşıyormuş...! Süleyman Paşa'nın askeri ileri görüşlülüğü yanında müslüman halkı savunmasız bırakmak istememesi daima haklı sebeblere dayanılarak büyük fedakarlıklar gerektirmiştir. Tarih sayfalarından ibaret isimleri anılan bu zatların her daim anılınması temennisiyle...

Araştırmacı Yazar-Tarihçi

Volkan Yaşar BERBER