Değerli Gönül Dostlarım!
Sizlerle Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in, Sinop’umuzda unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş bir sünnetinden bahsetmek istiyorum. Bendeniz eski hizmet yerimiz olan Dikmen ilçemizin Yumaklı Köyünde, bizden önce imam hatiplik yapmış olan Şaban Aydın hocamıza itikâf yaptırıyordum. Camimin imam odasını ona tahsis etmiş on gün yiyeceği, içeceği, giyeceğini ve tüm ihtiyaçlarının teminini üzerime almış bu sünnet yerine getirilmişti. Bu iş gönül işi. Ama maalesef şu anki hizmet yerimde bu sünneti yaptırabileceğim cemaatimden bir kimse yok gibi. Sinop’umuzda bu sünneti yerine getirecek çok değerli büyüklerimizin, din kardeşlerimizin var olduğuna inanıyorum. Ramazan-ı şerif ayının son on gününe yanaşıyoruz. Belki vicdanlı birileri çıkar da güzel Sinop’umuzda bu Peygamber sünnetini gerçekleşir ümit ediyorum. Çünkü bu sünneti bir kimsenin ihya etmesi tüm Sinop’lu Mü’minleri vebalden kurtaracaktır. Onun için vicdanlara seslenmek istiyorum. Birileri bu işe ön ayak olsun ve bu sünnet yaşatılsın temennisinde bulunuyorum.
İtikâf ibadetinin fıkı yönü:
İtikâf: Ramazan-ı Şerif ayı’nın son on gününde beş vakit namaz kılınan cami veya mescitte kapanarak kişinin mesaisini itikâf niyetiyle yalnızca ibadete tahsis etmesidir. Kadınlar, kendi evlerinde mescit kabul edip daima namaz kıldıkları yerde itikâf niyetiyle ikamet ederler.
İtikâf, kitap ve sünnetle sabittir.
Kitap ile sübutu: Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın.(Bakara s.2/187)
Sünnet ile sübutu: Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘in Orucun farz olmasından itibaren ömürlerinin sonuna kadar Ramazan-ı Şerif ayının son on gününde itikâf ettikleri sabittir.
Hz. Ayşe (r. anhâ) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girer ve derdi ki: “Kadir Gecesi’ni son on günde arayın.” (Buhârî, Fadlu Leyle-i Kadr 3, İtikâf 1, 14)
Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.v) her Ramazan’da on gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün i’tikafa girdi.” (Buhârî, İ’tikaf 17; Ebu Dâvud, Savm 78)
İtikâf üçe ayrılır:
1-Vacip: Nezrolunan itikâftır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur.’’Her kim Allah’a itaati (gerekli kılan bir hayır ve ibadeti) adarsa,adağını yerine getirerek itaat etsin.Her kimde Allah’a karşı masiyeti (gerektiren bir iş) adarsa ,Allah’a asi olmasın.(O adağı yerine getirmesin) (Tecrid-i sarih tercemesi,12/237,238)
2-Sünnet-i Müekkede ale’l kifaye: Ramazan ayının son on gününde olan itikâftır. Bir beldede bir kişi itikâfa girmekle diğerlerinden sünnet sakıt olur.
3-Müstehap: Bu ikisinin dışındaki ise müstehaptır. Nafile olarak niyet edilen itikâftır. Muayyen bir zamanı yoktur. Hatta mescide girip çıkıncaya kadar niyet edilse sahih olur.
Not:Bir itikafın en az müddeti,İmam Ebu Yusuf'a göre bir gündür.İmamı Muhammed'e göre bir saattir.Bir saat,fıkıh alimlerine göre ,zamanın belirsiz olan az veya çok bir parçası demektir.Yoksa bir günün yirmi dört saatte biri demek değildir.
İtikafın en az müddeti,Malikilerce tercih edilen görüşe göre bir gündüz kadar,bir gecedir.Şafilere göre de,''sübhanellah''denilmesinden bir an kadar fazla olan pek az bir zamandır.(B.İ.İ,Ömer N. Bilmen Oruç Kitabı M.259)
İtikâfın erkânı üçtür.
1-Cami veya mescitte beklemek,
2-Mescit veya cami
3-İtikâf eden şahıs.
İtikâf niyetiyle camiye Ramazan-ı Şerif ayının son on gününde giren bir kişi itikâfı bozarsa, sair ayların birinde on gün oruç ile beraber itikâfı kaza eder.
İtikâfın şartları:
1-Niyet. Niyetsiz itikâf sahih değildir.
2-Beş vakit namazda ezan okunup namaz kılınan camide olmak.
3-İtikâfla oruçlu olmak.
4-Müslüman olmak.
5-Akıl – baliğ olmak.
6-Hayız, nifas ve cünüplükten temiz olmaktır.
İtikâfın adapları:
1-Hayırdan başka bir söz söylememek, dinlememek.
2-İtikâf halinde iken sadece Kur’an-ı Kerim okumak, Hadis-i şerifler okumak, tespih ve ilimle meşgul olmak, Siyer-i nebi ve diğer Peygamber Efendilerimizin hayatlarını ve kıssalarını anlatan eserleri okumak.
3-Dünya meşguliyetlerinden nefsini uzaklaştırmak gerekir.
4-Nefeslerini bile ibadete hasredip melaike-i kirama benzemektir.
5-İtikâf eden büyük bir kapıda duran lisan-ı hal ve kalbiyle af, mağfiret, rıza ve ihsan isteyen bir sail olmalıdır.
İtikâfı bozan şeyler:
1-Özürsüz camiden çıkmak,
2-Cima etmek, itikâfı bozar.
Değerli dostlar!
İhlâs ile itikâf yapan Mü’min, bir süre dünya işlerinden ayrılarak Allah-u Telalaya yönelir. Düşmanı olan şeytanın şerrinden en sağlam kaleye sığınmış, Allah’ın evi olan camide onun sonsuz rahmetine iltica etmiş olur. Bu durumda olan Mü’min, Allah’ın evinde onun misafiridir. Ev sahibine layık olanda misafirine ikramda bulunmaktır. Âlemlere rahmet olan Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v),vefat edinceye kadar Ramazan-ı şerif ayının son günü itikâfa devam etmiştir. Kim Peygamber Efendimiz (s.a.v) gibi Ramazan-ı Şerif ayının son on günü itikâfta olursa bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini de itikâfta iken idrak etmiş olur ki, o kişiyi tarif edilemeyecek derecede büyük bir manevi kazancın sahibi olmuş olur.İtikaf sayesinde insanın maneviyatı yükselir,kalbi nurlanır,simasında kulluk nişanları parlar,ilahi feyizlere kavuşur.Ne mübarek,ne güzel bir hayat anı.
Selam hidayete tabi olanlara olsun….