Türkiye dünya demiryolu araçları pazarından yılda 1 milyar dolar pay alıyor. Kalkınma Yolu demiryolu sanayisi ve pazarının gelişmesi açısından büyük bir fırsat. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca koridor üzerinde işletme yapacak olan şirketlerin hat üzerinde kullanacağı yeni tren setlerinin Türkiye'deki firmalar tarafından yerli ve milli olarak yapılması en önemli hedeflerden biri.ANKARA (İGFA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM) ile Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri (ARUS) Kümelenmesinin birlikte gerçekleştirdikleri Raylı Sistemler Zirvesi’ne katıldı.

Bakan Uraloğlu burada yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetimizin 101. yılını tekrar kutluyorum. Yine geçen hafta TUSAŞ’ımıza yapılan saldırıyı buradan tekrar kınıyorum. Bu vesileyle şunu da size anlatmak istiyorum. TUSAŞ'ın ürettiği birçok teknolojik ürünün bir tanesi de Hürjet. Bu saldırı sırasında Hürjet’in başındaki yönetici olan arkadaşımız ekibini topluyor. Saldırıda ekibini güvenli bir hangara alıyor ve sayım yaptırıyor. Sayımda 3 kişinin olmadığını tespit ediyor. Apar topar onların nerede olduklarını araştırıyorlar; bakıyorlar ki o 3 kişi gitmiş bir brandayla ikinci ürettikleri Hürjet’in üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Niye? Teröristler içeriye girerse Hürjet’e zarar vermesin diye. Kardeşlerim bu bilinçle, Allah'ın izniyle bizim yolumuzu hiç kimse kesemez. Sizler gibi girişimciler olduğu müddetçe biz Allah'ın izniyle yolumuza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin kendi otomobilini, haberleşme ve gözlem uydularını, savaş uçaklarını, helikopterlerini, gemilerini, elektrikli trenlerini üreterek tarihe damga vuran bir süreç yaşadığını kaydeden Bakan Uraloğlu, “Son 22 yılda yerli sanayimizi geliştirerek; savunma sanayi ürünleri, makine, medikal, ulaştırma, elektrik-elektronik ve haberleşme sektörleri gibi birçok stratejik alanda yüksek teknolojiye sahip milli ürünlerimizle dünya çapında küresel bir üretici ve ihracat ülkesi olduk. Bu süreç, milletimizin kendi gücüyle yükselişinin, öz güveninin ve aydınlık geleceğimize olan inancının simgesi oldu. Bu başarı, tüm Türkiye’nin ortak çabasıyla elde edildi. Bu yükselişi sekteye uğratmak isteyenler, milletimizin öz güvenini yıkmak isteyenler geçen hafta savunma sanayimizin gurur kaynağı kuruluşlarından biri olan TUSAŞ’a alçakça bir terör saldırısı düzenledi. Türkiye’nin gelecek vizyonunu; teknolojiyi yakından takip ederek ve daima entegrasyonu merkeze koyarak şekillendireceğiz. Bunu da araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla ve inovasyonla yani yeni fikirlerle ve yenilikçilikle sağlayacağız.” dedi.

“DEMİRYOLU UZUNLUĞUMUZU 13 BİN 919 KİLOMETREYE YÜKSELTTİK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde demiryollarını 2002 yılından itibaren devlet politikası olarak ele aldıklarını vurgulayan Uraloğlu, “2003 yılında yaklaşık 11 bin kilometre olan demiryolu uzunluğumuzu; 2 bin 250 kilometresi YHT ve Hızlı Tren Hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre artırarak 13 bin 919 kilometreye yükselttik. Türkiye’yi Avrupa’nın 6., dünyanın 8. yüksek hızlı tren işletmecisi yaptık. Demiryolu ulaşım ağımızı geliştirirken bir diğer hedefimiz de dünyadaki gelişmeleri takip etmek ve yeni teknolojilerle donatılmış yerli demiryolu ve raylı ulaşım sistemleri sanayimizi geliştirmekti. Hamdolsun, devlet eliyle yapılabilecek her türlü yasal düzenlemeleri yapıp özel sektörün önünü açtık.” şeklinde konuştu.

“MİLLİ ELEKTRİKLİ HIZLI TREN SETİ PROJESİNDE TASARIM ÇALIŞMALARINI TAMAMLADIK”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ilgili kuruluşu TÜRASAŞ’ı, Orta Doğu'nun en büyük raylı sistem araç üreticilerinden birine dönüştürdüklerini kaydeden Uraloğlu, “Bugüne kadar uluslararası standartlarda; yeni nesil lokomotifler, dizel ve elektrikli tren setleri, yolcu ve yük vagonları, cer konvertörü ve motoru, Tren Kontrol Yönetim Sistemi gibi ana, kritik ve alt ürünleri kendimiz üretiyoruz. Yine geçen yıl ilk milli ve yerli elektrikli tren setlerimizi hizmete aldık. Saatte 160 kilometre hıza sahip Yeni Sakarya ismini verdiğimiz 3 setimiz şu an Adapazarı-Gebze arasında yolcu taşımacılığı yapıyor. Yüzde 70 yerlilik oranı ile üretilen yerli ve milli sürücüsüz metro aracımızı da raylara indirdik. İlk yerli ve milli metro sinyalizasyon sistemlerini kullanmaya başladık. Saatte 225 kilometre hıza sahip Milli Elektrikli Hızlı Tren Seti Projesinde de tasarım çalışmalarını tamamladık, imalat hazırlıklarına devam ediyoruz. Eskişehir 5000 Milli Elektrikli Anahat Lokomotifi Projesi’nde de test çalışmaları ve sertifikasyon çalışmalarına devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.

“MİLLİ BANLİYÖ TREN SETİ PROJESİ İLK SETİNİ BU YILIN SONUNDA TAMAMLAYACAĞIZ”

Bakan Uraloğlu, diğer yandan TCDD Taşımacılık için sipariş edilen 95 lokomotifin üretimi için de seri üretim çalışmalarını sürdürdüklerini kaydederek “Üretim ve montaj aşamaları devam eden Milli Banliyö Tren Seti Projesi ilk setini de bu yılın sonunda tamamlayacağız. Bu seti İZBAN, Marmaray ve Başkentray'dan sonra ülkemizdeki dördüncü banliyö işletmesi olan Gaziantep’teki Gaziray’da kullanacağız. KARDEMİR, TCDD’nin verdiği destekle uluslararası standartlarda hızlı tren rayları üretiyor. Yine, KARDEMİR bünyesinde monoblok tren tekerleği üretimi de gerçekleştiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kalkınma Yolu hakkında da bilgi veren Bakan Uraloğlu, Irak’ta inşa edilen FAV Limanı'ndan Londra'ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlayacaklarını kaydetti. Ovaköy'den Edirne'ye kadar uzanan 2 bin 94 kilometrelik güzergâhtaki demiryolu altyapısını geliştireceklerini belirten Bakan Uraloğlu sözlerine şunları kaydetti:

İstanbul’un fethindeki donanma Sinop’tan gitti İstanbul’un fethindeki donanma Sinop’tan gitti

“Burada demiryolu sanayimizin ve pazarımızın gelişmesi açısından çok büyük bir fırsat doğduğunu görüyoruz. Bu noktada Kalkınma Yolu’nun hayata geçmesiyle bu koridor üzerinde işletme yapacak olan şirketlerin hat üzerinde kullanacağı yeni tren setlerinin ülkemizin firmaları tarafından yerli ve milli olarak yapılması en önemli hedeflerimizden biridir. Yarın Bağdat’a bir ziyaretimiz olacak. Öncelikle demiryolunun inşa edilmesi; sonrasında da demiryolunda koşacak setlerin ülkemizde yapılması ve işletmeciliğinin de bizim tarafımızdan yapılması noktasında çok ciddi bir gayret içerisindeyiz. Zaten, Türk firmaları kendilerine fırsat tanınması halinde neleri başarabileceklerini bugüne kadar hayata geçirdikleri proje, ürün ve eserlerle göstermişlerdir.”

Kaynak: igf