Seyyid İbrahim Bilal Türbesi Sinopun merkezinde, Ada Mahallesindedir.
Adı bulunduğu semte verilen bu türbenin kime ait olduğuna dair mezar taşında herhangi bir yazı ve kitabe yoktur.
Halk arasında ona dair kesikbaş hikayelerini andıran bir efsane vardır. Arşiv kayıtlarında ilgili herhangi ciddi bir belgeye ulaşamadım. Ancak yakın zamana ait yazılmış bazı kitaplar eski gazeteler ve arşiv kayıtları ve salnamelerden hakkında bilgiler topladım. Bunları aşağıda göreceğiz.
Hüseyin Hilmi Uluğ ‘’ Sinop Kitabeleri ‘’ adlı eserinde Seyyid Bilal için şöyle ; ‘’ Evladı Rasülden ve İmam Musa Kazım oğullarında olduğu rivayet edilse de hakkında hiçbir kitabe yoktur. 1340 Rumi yıllarında türbedarı olduğu ve o türbedarın elinde aslı kaybolduğu iddia edilen bir şecere (soy ağacı) süretinin bulunduğunu ve O şecereye göre soyunun ; Seyyid İbrahim Bilal, bin İmam Musa Kazım ,bin Caferi Sadık, bin İmam Muhammed Bakır, bin Zeynel Abidin, bin İmam Hüseyin ,bin Ali şeklinde olup Peygamberimizin kızı ve damadına kadar gittiği ve seyyid olduğu iddia edilmiş. Ancak şecerenin asıl olmadığından güvenilir değildir.’’ demiştir.
Vatan gazetesi ilavesinde (30/07/1952) geçen yazıda , ( Hz Ali soyundan Peygamberin kızı Fatıma nın oğlu Hüseyin den gelen Musa Kazımın 37. Torunu olduğu tesbit edilmiştir.) diyor. Ancak herhangi bir kaynak vermemiştir. Bu tür bilgileri olsa olsa türbe duvarlarına asılmış ve çeşitli zamanlara ait kaleme alınmış, abartılı şiir ve övgü dolu yazılardan almış olabilirler .Ancak bunların hiçbiri belge niteliği taşımaz.
Seyyid İbrahim Bilal hakkında biz her nekadar sağlam bir şecereye ve ikna edici derli toplu bilgilere ulaşmamış olsak bile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ciddi ye alındığını , ilgi duyulduğunu aşağıda gelecek olan bir kısım yazılardan anlıyoruz.
Örneğin; ‘’Kastamonu ‘’eski gazetesi (22 haziran 1303 rumi) Abdülhamit dönemi Hicri 1312 yılında Şöyle bir yazı kaleme almış; ‘’ Sinopta medfun Seyyid Bilal Türbesinin Sandukası ile birlikte döşemelerinin tamir edilmesi hakkındaki Şuray ı Devlet i Dahiliye dairesinin mazbatasına iradei Seniyyece (padişahın emri ile) izin verildiği hakkındaki Evkaf iradeleri katoloğu Cild 1 de tarih 22/N 1312 resmi yazısı ki bu yazı dan anlaşılan bu türbe ile devletin başı bizzat ilgilenmiş görünüyor.
Yine İkinci Abdülhamit 1893 de Seyyid bilal türbesinin hasırı eskimiş olduğunu işitince ‘’ Hazinei hassai Şahanem (padişaha ait özel bütçe ) den karşılansın ve yenilensin ‘’ emri vermiştir. Bununla ilgili olarak o zamanın ‘’Kastamonu ‘’ ( 06 şubat 1893 ) gazetesi padişahı överek ona hayırlı uzun ömür ve saltanat duasında bulunmuştur.
1886 yılında Seyyid Bilal türbesinde kazı ve onarım çalışmaları yapılmış Kazı esnasında türbenin altından Selçuklu sultanlarına ait gümüş meskukat (gümüş sikkeler- paralar) çıkmış.Türbe içinden çıkan 93 adet gümüş sikkelerin üzerinde Kelime i Tevhid ve bazı mübarek ibarelerin yazılı olduğu görülmüştür. İnceleme sonunda sikkelerin Giyasettin Keyhüsrev bin Kılıçarslan ile Mesud İzzettin bin Keykavus a ait oldukları tesbit edilmiştir. Bu sikkelerden 92 tanesi Padişah İkinci Abdülhamit e uğur telakki edilerek takdim edilmiş ve bir tanesi de Vilayet makamında ( kastamonu o zaman vilayet olduğu için Kastamonu valiliğinde ) alıkonulmuştur.
Bu arada Sinop u 3 kasım 1214 tarihinde Rumlardan alıp Selçuklu topraklarına kattığı bilinen şahıs İzzettin Keykavustur. Sinop da yapılan iç kale duvarlarının herbiri Kitabelerde görüldüğü üzere bazı beylikler tarafından Onun adına yapılmıştır.
Sinop un İç kale kitabelerinde adı geçen İzzettin Keykavusun adı ayrıca Seyyid Bilal türbesi altından çıkan 93 adet sikkelerde de geçmektedir. Bu dikkate şayandır. En azından bu türbenin 1214 yılında Selçuklu döneminde yapıldığını veya tadilat gördüğü kanaatin güçlendiriyor.
( Yukarıda Kastamonu gazetesinde geçen ilgili yazıyı sadece özetledim. Aslını merak edenler o gazeteye bakabilirler.)
Selçuklu döneminde olduğu gibi Osmanlı döneminde de Seyyid bilal Türbesine ilgi duyulmuş ihmal edilmeniş.Kastamonu Salnamelerin de övgü ile yer verilmiştir
Tamir ve onarım masraflarının hazineden karşılanmış olduğu ,1305 hicri yılında Türbede bir tamir ve tadilat ile Kubbesindeki kurşunlar için 8382 kuruş harcandığı ,1317 yılında da yine bir onarım gördüğü ve tüm masraflarının İkinci Abdülhamit iradesiyle Hazinei hassadan karşılandığı kayıtları vardır.
‘’ Bundan bir asır önce ye kadar türbede görevli bir memur (türbedar) ve o memura ait bir ev , ziyaretçiler için iki bina , gider masrafları için Vakıflardan gelir tahsis edildiği ‘’ ( Sinop Kitabeleri sh 33 ‘’ ) yazılıdır. Yine o dönemde ‘’ Seyyid Bilal Tekyesi Vakfı ‘’ ve o vakfa ait gelirlerinin olduğu anlaşılmaktadır.
Şöyleki; Sinop Vilayeti Resmi Gazetesinden , Vakfa ait kira gelir ihalesi ilanı yapılmış ve o ilanda aynen şöyle denilmiştir;
’Evkaf Dairesinden : Ada karyesinde kain Seyyid İbrahim Bilal vakfından birbuçuk dönüm miktarındaki tarla, o babdaki şartname gereğince üç sene müddetle icara (kiraya ) verileceği 15 eylül 1341 tarihinden 29 eylül 1341 Salı gününe kadar onbeş gün müddetle açık artırıma konulmuştur. ‘’
O dönem de ‘’Seyyid Bilal Vakfı’’ nın olduğu ve Türbe ziyaretine gelen müsafirler için bir aşevi açıldığı ziyaretçilerin ağırlandığı kayıtlara geçirilmiştir.
Şimdi size günümüzden çok uzaklarda olmayan tarihi Şahıslarla Seyyid ibrahim bilal hakkında bazı bilgiler vereceğim Eğer gelecek olan bu bilgiler sağlam kaynaklara dayalı ise O zatın torunlarının günümüze kadar geldiklerini ve belkide ülkemizde aramızda yaşadıklarını düşüneceğiz.
Seyyid İbrahim Bilal in Soyundan geldiği söylenen bazı isimler :
Seyyid Mustafa Ef:
Bu zat Yasinci Veya Yasin-han diye tanınmıştır. İstanbulda büyük Ayasofya Camiinde Yasin okuduğundan bu ünvanı almıştır. Bu kişi Sinopta medfun Seyyid İbrahim Bilal in torunlarındandır. (Devletler ,Hanedanlar 2/885) Bu zat Menteşeli Şeyh İbrahimin oğlu olup 1053(1643) de doğmuştur. İstanbula gelince Esiri Ali efendiye damat olmuştur.(1103 H 1691,1692 M ) Hekim Çelebi Tekkesine Şeyh olmuş, Ayasofya vaizliği yapmış, Yasin okunmasını vakfetmiştir. Cemaziyel evvel 1120 de (temmuz ağustos 1708 m) vefat etmiştir. Oğlu Osman efendi ve torunu Yasincizade Abdülvahhab efendidir.(Osmanlı şeyhülislamları Devletler Hanedanlar2/885 osmanlı Müellifler 3/287)
Osman Ef: ( ölm. 1773 kasım) Yasin - Han diye tanınmıştır. Syyid Mustafa Ef nin oğludur.’’(osml Müell 3/287) ‘’ Üçüncü selim devri ilim adamlarındandır’’(meydan laurosse 1/37) Kürsü vaizlerinden olduğu için sırasiyle 1176(1762-1763) Ayasofya vaizliği ve hekim Çelebi tekke şeyhi olmuş 1186 da () 12 haziran 1773 de kendisine İstanbul payesi (kadılık için derece) verilmiş, Şaban ayı 1187 de (ekim kasım1773) de vefat etmiştir. Topkapı mezarlığında babasının yanına defnedilmiştir. Alim fazıl , ve güzel konuşan biriydi. Oğlu Abdülvehhab efendidir.(osml Şeyhülislamları)
Abdülvahhab Ef ; (1172hic) 1758- 1833 m yılları arasında yaşamış olup Yasincizade Seyyid Abdiülvahhab diye meşhur olmuştur. Dedesi Seyid Mustafa ya nisbetle Yasincizade denilmiştir. Peygamberimizin soyundan geldiği söylenen Sinopta medfun Seyyid Bilalin torunlarından olduğu hasebiyle de kendisine Seyyid denilmiştir.
Müderrislik, vaizlik, kadılık yapmış. Beyazit ve Yanicami de verdiği derslerle ün salmış. 27 yaşında alimler arasına katılmış, Padişah ikinci Mahmudun ilgi ve muhabbetine mazhar olmuş, Önce Mekke sonra İstanbul Payeleri (kadılıkları) verilmiş. 1815 de (1231 hic) Anadolu sadrına (kazaskerliğine ) 1817 de Nakibül eşraflık, (Nakibül Eşraf: Peygamberimizin soyundan gelenler arasından seçilip onların bir kısım işlerine bakmak için atanmış kişiye verilen ünvandır.)
1819 da Rumeli sadrına (kazaskerliğe) getirilmiştir. Devlet düzeninde meydana gelen bunalım ve yeniçeri ayaklanmalarına karşı Meşveret meclisinin toplantılarında dikkat çeken söz ve konuşmalar yapmış ve kabul görmüştür. 28/3/1821 de boşalan Meşihat makamının başına getirilmiş. 1833 (1249 h) yılında kadir gecesi ibadet ederken vefat etmiştir. Cenazesine ikinci Mahmut katılmış mezarı topkapı dışında babasının mezarı yanındadır. Abdülvahhab Ef. küçük yaşta saraya alınmış, Enderunda yetişmiştir. Ünlü bilgin Palabıyık Mehmet efendi ve Gelenbevi İsmail efendilerden dersler almış. Dini ilimlerde edebi sanatlarda ve idarecilikte güçlü biri idi. Güzel konuşan ve Cömert bir kişiliğe sahipti.Yüzden fazla alimlere icazet vermiş o Hülasatül Burhan fi itaati Sultan adlı bir de eser yazmıştır. Oğulları Mehmet Rağıb ef.Mehmet ilmi ef. ( Osmanlı Şeyhülislamları sh 183,184)
Mehmet Rağıb Ef ; (yasincizadelerden ) Abdülvahhabın oğludur. ( Doğum: 1220 hicri ( 1805 m Müderris molla olup 1246( 1830,1831 m) Mekke payesi ( kadılık makamı) verilmiş. 1837 de hastalanmış ameliyat sırasında vefat etmişitir
İlmi Mehmet Ef: ( Yasincizade) Abdulvehhab ın ikinci oüludur. 1821 m doğmuş İlim sahibi güzel huylu, güler yüzlü, cömert orta boylu, zayıf bünyeli bir kişi olup; Kadılık, müftülük , kazaskerlik, meclis azalığı , Nakibuül eşrasflık yapmıştır. Çeşitli zamanlarda bir çok görevlere getirilmiş olan ilmi efendi 17 Rabiülevvel 1261 19 Nisan 1845 de vafat etmiş, Topkapıda annesi Zeynep hanımın yanına defn edilmişitir. ( Osml müellifleri)
Sakıp Mehmet Ef: Sinopta medfun olan Seyyid Bilal neslindendir. Osmanlı alimidir. Riyaziyecilerden (hesap ,matematik ilmi bilenlerden ) olup İstanbulludur. Arapca ilimleri meşhur Yasincizade Osman efendiden almış ,Riyazi ilimleri Gelenbevi İsmail efendiden okumuştur. 1813 m vefat etmiştir. Eyüp Sultan civarında Hoca Sadreddin nin medfun olduğu dergahın yol kenarında kardeşinin oğlu Yakup efendinin yanına defn edilmiştir Muhendishane kulesine konan büyük saat onun kendi elinin eseridir. Muhendishanenin seçkin hocalarından biriydi. (osml müelf 3/287)
Yukarıda isimleri geçen şahıslar, Osmanlı döneminde ‘’Yasincizadeler ‘’ olarak tanınmışlardır.
Eğer elde ettiğimiz bilgiler doğru ise; Seyyid Bilal türbesinde medfun zatın efsane olmadığı açığa çıkıyor.Torunları çok uzakta değil , daha yüz sene öncesine kadar Osmanlı devletinde söz sahibi olmuş kişilerdir . Bu gün ise onların torunları ülkemizde aramızda yaşamaktadırlar. İsteriz ki bu yazılar ellerine geçsin de merak edip okusunlar,araştırsınlar. Dedelerinin İstanbul Topkapı daki mezarlarını bulsunlar, bilsinler. Sinopta yatan büyük dedeleri Seyyid İbrahim Bilal hakkında ellerinde bilgiler varsa onları toplum ile paylaşsınlar.
Bayram Ali Pekmezci
Emekli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni