Sinop’ta “Öğrencilerimizi Mesleğin Ustalarıyla Buluşturuyoruz” projesi devam ediyor. Bu kapsamda, projenin ilk etabında Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu öğrencileri, Tamirci Ustası Halil Fidan ve Rektefe Ustası Ali Topal ile bir araya gelerek tecrübelerinden yararlandı.
Yetenek Atölyesi’nde gerçekleştirilen programda konuşan Sinop Valisi Mustafa Özarslan, şunları kaydetti:
“Kim çalışırsa, alın teri ve akıl teri dökerse, disiplinli ve özverili şekilde çalışırsa gerek şahıs yaşamımızda gerekse ailevi yaşamımızda gerekse toplumsal yaşamımızda hep başımız dik, göğsümüz ileride olur. Bakın burada ustalarımız diyor ki; para öncelimiz olmadı. Önce mesleğimde, sevdiğim işte en iyisi olmaya çalıştım. Zaten iş benim oldu. İşi yaptıktan sonraki ücret beni buldu. Bu meslek annemden, babamdan miras kalmadı. Disiplinli, özverili çalışarak, acele etmeyerek bu akıla sahip oldum diyor. Bu ustaların yeteneklerini, babalarınızın mirası da olsa satın alamazsınız. Bir emek, yolculuk, meşakat, alın teri lazım. Sonrası kendinizin efendisi oluyorsunuz. Hiç kimseye boğun eğmeden kendinizin efendisi olun diyor ustalarımız. Ama kendileri şuna karar vermişler; neyi sevdiklerini biliyorlar. Ne yapmak istediklerini biliyorlar. Birileri zorla akıllarına fikir sokmamış. Yeteneklerini keşfetmişler. Şu anda da çok mutluklar. Para onlar için sorun değil. Para tabii ki önemli. Önemsiz demiyoruz. Ama biliyorlar ki bu fedakarlığın sonucunda mutluluk vardır. Ben kendilerini topluma olan katkılarından, onurlu ve şahsiyetli duruşlarından dolayı tebrik ediyorum.”
TEMBELLİK İNSANI YOK EDEN HASTALIKTIR
Açıklamalarına devam eden Vali Özarslan, tembelliğin insanı yok eden bir hastalık olduğunu belirterek; “Tembelliğe hayatımızda yer vermeyelim. Şimdi burada 8. Sınıftasınız. Bazılarınız akademik liselerde devam edecek. Onlara başarılar diliyorum. Ama bazı arkadaşlarınız bu tip liselerden çok daha pratik, daha motor becerileri güçlü ve daha kısa yoldan hayata atılmak yönünde bir eğilimleri olabilir. İşte bu resmin içerisinde ustalarımız kendilerini anlattılar. Bu mesleğin sahibi olduğunuz zaman bütün dünyada bu mesleği icra edebilirsiniz. Önünüz açık. Burada önemli olan karar verirken bilinçli ve şuurlu şekilde karar vermek. Büyüklerinize danışın. Öğretmenlerinize danışın. Sahaya çıkın. Organize Sanayi Bölgesi’ne gidin. Meslekleri tanıyın. Size bir gün faydası olacaktır. Mesleki eğitim merkezlerine gittiğiniz zaman 1 yıl haftada 1 gün teorik eğitim alıyorsunuz okullarda. 4 yıl sahada, ustalarımızın yanında pratik eğitim yapıyorsunuz. Sağlığınıza herhangi bir zarar gelmesin diye Milli Eğitim Bakanlığı olarak bütün stajyerlerimizin iş güvenliği tedbirini de alıyoruz. Mesleki eğitimin son sınıfı ustalık aşaması oluyor. Burada asgari ücretin yüzde 50’si veriliyor. 9-10-11’inci sınıflarda asgari ücretin yüzde 30’u ödeniyor. Ben bazı çocuklarımızla görüşüyorum. Ne yapıyorsunuz bu ücretleri diyorum. Annesini babasını o kadar seven çocuklar var ki; ben aldığım zaman anneme babama getiriyorum diyor. Bakın o küçük yaşlarda tuttuğu iş, çocuğunuzun şahsiyetini geliştiriyor. Küçük yaşlardaki emeğin, alın terinin değerini bilen çocuk, annesinin babasının değerini de biliyor. Daha bu genç yaşlarda öğrenerek erken olgunlaşıyor. Ben tekrar ustalarımıza çok teşekkür diyorum.” dedi.
İYİ Kİ BU MESLEĞE BAŞLAMIŞIM
Tamirci Ustası Halil Fidan, yaklaşık 35 yıldır çalıştığını ve mesleğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi:
“İlkokul 5’ten sonra babam okuyacak mısın çalışacak mısın diye sordu. Çalışacağım dedim. Babam aldı beni ustanın yanına getirdi. Eti senin, kemiği benim dedi. Yaklaşık 35 yıldır bu işle devam ediyoruz. Çıraklık kalfalık, ustalık. Şu anda kendi iş yerim var. Yanımda 4 çalışanım var. Ticari araçlara bakıyorum. Sizin servis araçlarınızı tamir eden ben ve benim gibi birkaç arkadaşım. 8 yıl bir ustanın yanında çalıştım. Hiçbir şey almadan. Belli bir süre geçtikten sonra kendime ait iş yerim olsun istedim. O zaman Sinop’tan Bafra’ya gelen çok müşterim vardı. Gelen müşteriler Sinop’a gel. Sinop’ta böyle bir usta yok dediler. Biz de çıktık geldik. 22 senedir Sinop’tayım. İyi ki bu mesleğe başlamışım.”
BU MESLEĞİN EKMEĞİNİ 35 SENEDİR YİYORUM
Rektefe Ustası Ali Topal ise, 1994 yılından bu yana mesleğini sürdürdüğünü ifade ederek; “Babam okumamı çok istiyordu. Endüstri lisesine gittim. Lise 1’de okulu bıraktım. Çalışmaya başladım. Bir dönem bırakıp elektrik santraline girdim. Bunu söylüyorum çünkü bu meslekten hala daha para kazanıyordum. Mesleğim sayesinde çalışabildim. İyi bir ustaysanız size iş kurar. Ben 35 senedir bu mesleğin ekmeğini yiyorum.” diye konuştu.