Sinop Atatürk Devlet Hastanesi poliklinik girişinde toplanan Türk Sağlık Sen Sinop Şubesi üyeleri yaşanan zamlara ilişkin basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını okuyan Türk Sağlık-Sen Sinop Şube Başkanı Hüseyin Karaaslan, kamu çalışanı ve emeklilerin zamlı maaşlarını almadan akaryakıta ve Özel Tüketim Vergilerine (ÖTV) yüksek miktarda artış yapılması dolayısıyla verilen maaş zamlarının fazlası ile geri alındığını söyledi.
Karaaslan, "Kamu çalışanları ve emekliler henüz temmuz ayına ilişkin zamlı maaşlarını almadan, akaryakıta %25, doğalgazdan alınan ÖTV’ye ise %224 artış yapıldı. Bu zamlar, iğneden ipliğe her şeye zam geleceğinin, enflasyonun da yükseleceğinin habercisi. Uzun bir süreden beri enflasyona endeksli maaş artışları nedeniyle çalışanlarımızın alım gücünün düştüğünden, maaşların zorunlu harcama kalemleri karşısında sürekli eridiğinden hareketle, kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarının reel olarak yükseltilmesi talebiyle girişimlerde bulunuyoruz.
Nitekim geçtiğimiz günlerde memurlara yapılan ancak emeklilerden esirgenen 8 bin TL’lik ilave ödeme ile çalışanlarımızın alım gücünde kısmi bir iyileşme yaşanacağı konusunda umutlanmıştık. Ne var ki, daha verilen 8 bin TL’lik ilave ek ödemeyi içeren kanunun mürekkebi kurumadan ve ödeme, maaşlara yansıtılmadan gelen zamlar, verilecek artışı alıp götürdü. Önümüzdeki 6 aylık süre için fazla mesailer ve diğer ödemeler %17,5 artarken ailenin zorunlu harcamalarının bu süreçte çok daha hızlı artacağı yapılan bu zamlarla kesinleşmiştir.
Geniş toplum kesimlerinin alım gücü yükseltilmeden, bütçede ortaya çıkan olumsuzlukları vergiler ve zamlar yoluyla çalışanlara, özellikle de memurların omuzlarına yükleyerek gidermeye çalışmak, doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Çalışanlarımızın aldığı maaş daha cebine girmeden karşı karşıya kaldığı zamlar, aile bütçesini derinden sarsacak, alım gücünü iyiden iyiye düşürecektir.
1 Ağustos’ta kamu görevlilerinin 2024-2025 yıllarına ilişkin maaş artışlarının belirleneceği toplu sözleşme görüşmeleri başlayacak. Toplu sözleşme süreci, memurlar ve emekliler aleyhine gelişen bu durumun telafisi için son fırsat olacaktır" dedi.
"Türk Sağlık Sen olarak memur ve emeklilerin 6 ay bekleyecek durumunun olmadığının bilinmesini istiyoruz" diyen Türk Sağlık-Sen Sinop Şube Başkanı Hüseyin Karaaslan sözlerini şöyle sürdürdü; "Bir taraftan yapılan maaş artışlarının diğer taraftan zam ve vergiler yoluyla fazlasıyla alınmasına son verilmesini istiyoruz. Alım gücü yükseltilmeden, kamu çalışanları ekonomik olarak rahatlatılmadan, ekonominin düzelmesinin imkansız olduğunu bir kere daha hatırlatıyor, bütçenin yükünün memurların omuzlarına bindirilmesine karşı olduğumuzu ifade ediyoruz.
SİNOP İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ VE ATATÜRK DEVLET HASTANESİ YETKİLİLERİNİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ
Sinop Atatürk Devlet Hastanesi'nde sağlık çalışanlarının sorunlarını sık sık dile getiriyor ve çözüm istiyoruz. Temel amacımız çalışanların sıkıntılarını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atılması ve beklentilerinin karşılanmasıdır. Bu beklentiler makul, gerekli ve aynı zamanda çalışma hayatının daha iyi olması içindir.
Fakat ne yazık ki sorunların çözümünde gerekli adımlar istenilen hızda olmuyor. Sağlık çalışanlarının hakkına hep beklemek düşüyor. Uzun süreli bekleyişlerde çalışanları karamsarlığa itiyor.
Bu nedenle bugün bir kez daha yerel bazda yaşanılan sorunları dile getirerek hem il sağlık müdürlüğümüzü hem Sinop Atatürk Devlet Hastanesi yetkililerini göreve davet ediyoruz.
Hala çalışanların yasal hakkı olan kreş sorunu çözülmemiştir. Bilindiği üzere Türk Sağlık Sen Sinop şubesi olarak çalışanlarımızdan gelen yoğun istek ve talep üzerine kreş açılması için Sinop Atatürk Devlet Hastanesi özelinde çalışanlarımızdan dilekçe toplamıştık. Topladığımız 79 adet dilekçe neticesinde 102 tane 0 - 6 yaş gurubunda çocuğumuzun kreş ihtiyacının olduğu tespit edilmiştir. Çalışanlarımızdan topladığımız dilekçeler ise 03.04.2023 tarihli yazımız ile Sinop İl Sağlık Müdürlüğü evrak kayıt biriminden geçirilerek başvuru sürecimiz başlatılmıştır. Ancak başvurumuza 3 ay geçmesine rağmen hala cevap verilmemiştir. Konu ile alakalı olarak makamlarla karşılıklı görüşmeler yapılmış, ancak verilen sözler tutulmamıştır. Bu konu ile ilgili başvuru yazımıza bile cevap verilmeyerek bir anlamda mevzuat açıkça çiğnenmiştir. Öncelikle belirtmek isteriz ki biz devletimize de devletimizin kurumlarına da sonuna kadar saygılıyız. Bu açıklamayı buradan yapmak zorunda kalmış olmamızı da devletimize veya kurumlarımıza karşı değil, bu işlerin başındaki idarecilere karşı yaptığımızın da bilinmesini isteriz.
İlimizin en büyük Hastanesi olan Sinop Atatürk Devlet Hastanesi yaklaşık 1000 tane çalışanı ile bu ile sağlık hizmeti sunmaya çalışmaktadır. Görevleri hem çalışanlarına hem de hasta ve hasta yakınlarına hizmet üreterek gerekli koordinasyonu sağlamak olan idarecilerin ise çalışanların yasal haklarını görmezden gelmelerini asla kabul etmiyoruz. Talebimiz bir lütuf değil bakanlığımız tarafından yazılı olarak verilmiş bir talimattır. Sendikamızın düsturu olan ve her platformda dile getirdiği "mutlu çalışan mutlu Türkiye" sloganı ile buradan bir kez daha seslenmek istiyoruz. Çalışanların hakkını teslim edin ve gerekli girişimleri derhal başlatarak görevinizi yapın. 102 tane çocuğun ve bu çocukların anne babalarının haklarını birileri gibi sessiz kalarak, sizlerin basiretsizliğine peşkeş çekmeyeceğiz. Zira yıllardır yetkili olan ve görevi çalışanların hakkını aramak olan malum sendika, 10 yılı aşkın süredir ilimizde atanacak yöneticilerin kim olacağına karar vermekten başka çalışanlar için hiçbir olumlu girişimde bulunmamıştır. Yıllardır sorunların üzeri örtülmekte ya da halı altına süpürülmekte, çalışanlar arasında ise yandaş ayrımcılığı yapılarak iş barışının bozulmasından daha öteye gitmemişlerdir. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. İlimizdeki yaklaşık 55 tane idareci kadrosunun hemen hemen %90'ı bu yetkili ama etkisiz sendikanın üyesi veya yöneticisidir. Yıllardır tüm makamlar ve imkânlar ellerinde iken çalışanlar için çivi çakmayanlardan fayda beklemek ise beyhudedir. Düşünsenize bir mahkeme var ve bu mahkemede aynı kişi hem savcı hem de hakim. Kurulan bu düzenden fayda beklemek ise hayal ürünüdür.
Buradan memur arkadaşlarımızı da bir serzenişte bulunmak istiyoruz. Türk Sağlık Sen olarak yetkili sendika değiliz. Gücümüzün yettiği kadar sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. 13 senedir Masada oturan yetkili ama etkisiz sendika bunların sorumlusuyken, neden hala çalışan arkadaşlarımız Türk Sağlık Seni sorumlu tutuyor ve bizi onlarla ayni kefeye koymaya çalışıyorlar onu da anlamış değiliz. Mücadele edip meclise gidip her şeyi anlattığımız için mi? Bir gün eğer yetkiyi bize verirseniz ve bu yaşanılanları yaşarsanız sözünüzde haklı olursunuz ve çok da kolay çözümü var İSTİFA etmek diyerek yol gösterdiğimiz için mi ? Artık hepimiz şapkamızı önümüze koyup bir karar vereceğiz. Yaşanılan haksızlıklara ya dur diyeceğiz ve yetkili sendikadan istifa ederek tepkimizi koyacağız yada kendimiz çalıp kendimiz oynayarak yolumuza ezilerek devam edeceğiz.
İşin özeti:Bugün burada çalışanların isteğini net bir biçimde ortaya koyuyoruz. Tüm süreçleri de titizlikle takip ediyor, etmeye de devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Mutlu çalışan mutlu Türkiye idealimizi hakim kılmak adına tüm platformlarda mücadelemizi sürdüreceğiz
Türkiye Sağlık Sen olarak bizler karıncayız. Safımız ve yönümüz memurumuzun yanıdır. Yetkili sendika olamasak da her platformda ve her mecrada memurlarımızın çığlığı olmaya devam edeceğiz"