Dünya görüşü zamane modernitedir yani eski yunan ve roma düşüncesinden beslenmiş  seküler olgudur.  Toplum toplayıcılıktan yerleşik hayata geçiş döneminden sonra tarihinde ilk defa bu şekilde büyük bir değişimle karşı karşıya kalarak yeni dünya düzeni algısı altından reformlara başlamıştır. Toplumların özgünlüğüne göre imtiyazlılık imgelerinin belirlenmesiyle yeni bir mücadele dönemine geçirilen insanlar daim içten kaygı, endişe ve ego tatminiyle iradeleri biçimlendirilerek yaşamını idame ettirmeye yönlendirilmişlerdir. 
            Global alanda bilim ve teknoloji bağımlısı toplumlar oluşturularak araştırma, mantelizm ve inançtan uzak beyinlerle algı üzerinden muhakeme edemeyen bireylere dönüştürüldük. Mamafih dinin yerine aklı ve insanı merkezçiyetçi kabul ettirilmiştir. Düşünce felsefesi alanında yeni bir ideolojik kültür akımıyla sonun başlangıcına başlatılarak var olan değerlerimiz yok edilmeye, deforme edilmeye başlanıldı. Hayali yeni dünyalar oluşturularak aklı ve mantığı monitörlere sığdırttırılıp bilinçaltı öğretiyle tek kalıba sokan şer güçlerin tek amacı geçmişte olduğu gibi sömürebilmektir. 
          Sömürebilmenin yalnızca madii yeraltı yerüstü gözle görülenlerden ziyade manevi inanç, uhreviyet vb olduğunun farkına varamayan gafletler gelecekte kendi iradelerine hükmetme  iradesinden mahsundurlar. Kitleler deneme yanılmayla ütopyalarını oluşturmaktan mahrum kalarak insan olma erdemini kaybetmeye başlarlar. Geçmiş tarihte ast üst toplumlar gelecekte de var olan olgular üzerinden varlığını devam ettireceklerdir.
           Toplumların ideolojisi betimci ve hayalci olarak değil de akılcı ve bilimsel yol alabilmeye sevk etmek doğrusudur. Bilgiyi ve üretebilmeyi ulaşan toplumların kültürel değerlerine sahip çıkabilmesi buna bağlıdır. Global, toplumlar üzerinde oynanan uzun süreçli projelere alet olanlar maddiyat, şöhret, ün, para için önce kendilerini ve kendisini takip edenleri ateşe atarak dünya ve ahiretlerini kaybetmeye muvaffak olmaktadırlar.
           Bilinçli toplumların öncelik verdiği gençler olmuştur ki onların deneyimsiz ve tecrübesiz durumlarının farkına vararak özen ve önem vererek eğitimlerini ön plana alırlar. Bütünleşmiş düşüncelerle hedeflerine vararak ideolojik kültürlerine sahip çıkmışlardır. Zamane maalesef zenginleştirilen toplumların aydın ve düşünürleri de var olan zafiyetten bihaber oldular ki sebebi bol refeha ulaşarak toplumsal ihtiyaçları görmezden gelmişlerdir zamanımızda..
            Dünya da toprağımız, varlığımız, ananelerimiz, inançlarımız tehdit altındadır. Özellikle şer projelere destek verenlerin üst yönetimlere geçiştirilerek çelişkilerle dolu toplumsal yaşamlara ön ayak olduklarıdır. Halkın ancak bir bütün olarak önüne geçebileceği, ideolojik bakış açılarını süreklilik mahiyetinde idame ettirebilmesiyle önleyebilirler. Lakin zamane önümüze yansıtılan senaryoların kurgulanmışlığına inanmak istemeyenlerin fazlalığıyla yol almak hüsrandır.
            Yaşanılan olayların önüne geçebilmek için doğru düşünen, inanan ve mantelizmi akl eden genç beyinler yetiştirebilmenin yanında geçmişine tarihine sahip çıkabilmektir. Toplumsal ideoloji ve kültürel değerlerimiz hakkında daha fazla özen gösterebilmemiz ancak daha fazla bilgi ve deneyimli uzmanların desteğiyle olmalıdır. Düşünürlerimize değer vererek devletimize sahip çıkarak hedeflerimizden sapmama temennisiyle..

ARAŞTIRMACI YAZAR-TARİHÇİ
  VOLKAN YAŞAR BERBER