Siyah beyaz yıllar... Siyah beyaz TV’ler... Her şey siyah beyaz...
Aslında her şey siyah ve beyaz kadar ortada. Beyaz beyazlığının farkında... Siyah ise henüz ne olduğunu bilmiyor.
Hani derler ya "Beyaz bir sayfa açalım" diye... Ayancık da yeşil ile mavinin buluştuğu yaşam, huzur ve özgürlük vermiştir insana her zaman.
Yaşanmışlıklar geldi çattı... Simsiyah ve bembeyaz fotoğraflara gelinlik gibi tertemiz insanların yaşadığı yıllar; şimdi sergi olarak mavinin yoğun olduğu Marmara Denizi İstanbul boğazının Anadolu yakasında Kadıköy-Eminönü, yeni Kadıköy iskelesi “Şirket-i Hayriye Sanat Galerisinde” bir gelin edasında mahmur siyah damatlık giymiş damat edasında gururlu...
Siyah beyaz fotoğraflar, özlem, mutluluk, yaşanmışlık, ilkeli ve demokrat; lider ama bir o kadar mütevazı bir şekilde gelen ziyaretçileri ile tokalaşıyor. Sarılıyor mis kokan geçmişi günümüze taşıyor.
Beyaz ne kadar temiz ve yalın ise; siyah da o kadar güçlü işte... Ayancık'ımızın geçmişten geleceğe yol haritasındaki izler, derin manalar taşıyor...
Ege vapuru Ayancık’tan kalkarak Kadıköy yeni iskeleye demir atmış. Yolcuları şık, zarif gururlu , muhteşem mutlu. Sizleri bekliyor. Modacısını, doktorunu, eğitmenini, öğretmenini, sporcusunu, memurunu, politikacısını... “Değişmeyen tek şey değişimdir” diyen insanını.
Gidip bir kültürün ve medeniyetin nasıl yaşandığını ve fotoğraflara bakınca neler öğreneceğimizi bir kez daha anladım.
Ben gittim, gezdim ve gördüm... Daha çok şeyler öğreneceğime kanaat getirdim. Şimdi siz de gidin görün... Ve gördüklerinizi mutlaka insanlara anlatın... Onca yaşanmışlıklar hatırına...
Tarabalara takılı kaldım.