Allah sevgisi,sevginin zirvesidir.İnsan Allah’tan başkalarına da sevgi besleyebilir.Fakat hiçbir şeyi Allah’ı sever gibi sevmemelidir. Ve minen nâsi mey yettehızu min dûnillâhi endâdey yuhıbbûnehum kehubbillâh, vellezîne âmenû eşeddu hubbel lillâh, velev yerallezîne zalemû iz yeravnel azâbe ennel guvvete lillâhi cemîav ve ennallâhe şedîdul azâb. İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp da O'na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah'ı severcesine severler. Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah'ın olduğunu ve Allah'ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi! 1
Allah’tan başkasını Allah’ı sever gibi sevmek, sevgiyi tutkuya dönüştürür. Sevgi özgür kılar, tutku tutuklar.
Sevginin kaynağı Allah’tır. Allah’tan başkasını Allah’ı sever gibi sevmek,sevginin kaynağına ihanettir.Bu durum,sevenin sevdiği karşısında nesneleşmesi sonucunu doğurur.Bu ise,kişinin kendine zulümdür.Allah dışında bir şeyi Allah gibi sevmemiz onu asla Allah etmez,fakat bizi ona kul eder.Bu durum,tıpkı zakkum gibi,sevgiyi zehirler.Rengi ve kokusu çekicidir,fakat yediğiniz zaman zehirlenirsiniz.Bu zehirli sevgi,bizi,Allah’a ait sevgiyi kendisine peşkeş çektiğimiz o şey karşısında kul eder.Eğer o şey insana,kula kul olmuş oluruz.Eşya ise,eşyaya kul olmuş oluruz.Sevgi kalbin gıdasıdır.Kalbin gıdası zehirlenirse,kalp de zehirlenir. Bu,sevenin kendi elleriyle kendini zehirlemesidir.
Allah’ı,O’na yaraşır bir sevgiyle seven,bu sevginin üzerine titrer.Kur’an-ı Kerim ,böylelerine muşfikun adını verir.Yani,Allah sevgisini yitirme korkusuyla tir tir titreyenler.’’Onlar,O’nun yüceliği karşısında derin bir saygıyla titrerler’’.2 derken,kastettiği kimseler bunlardır.Aslında ‘’Allah korkusu’’ adı verilen de budur.İlahi sevgiyi yitirmekten korkmak.’’Ya Allah beni sevmezse!’’,’’Ya O’nun sevgisini yıpratırsam!’’ diye tir tir titremek.Bu korkunun Kur’an’da kullanılan en yaygın adı haşyettir.Haşyet,korkulanın büyüklüğünden,havf korkanın aczinden ve zaafından dolayı duyulan korkudur.Dolayısıyla haşyet,bildiğimiz anlamda bir korku değil,Allah’ın yüce makamına karşı duyulan tazim,hürmet,sevgi ve bağlılığın bileşimidir.
Peki,buna rağmen Kur’an niçin yalnız Allah’tan korkmamızı ister.
İnnemâ zâlikumuş şeytânu yuhavvifu evliyâeh, felâ tehâfûhum ve hâfûni in kuntum mué'minîn. O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü'min iseniz, benden korkun. 3
Yine, Ellezîne yubelliğûne risâlâtillâhi ve yahşevnehû ve lâ yahşevne ehaden illallâh, ve kefâ billâhi hasîbâ. Daha önce gelip geçen o peygamberler, Allah'ın vahiylerini tebliğ eden, Allah'tan korkan, başka hiç kimseden korkmayan kimselerdir. Allah, hesap görücü olarak yeter.4
Sebebi açık,Allah dışında kendisinden korktuğumuz her şey,korkumuzu istismar eder de ondan.İnsanın korkusunu bir tek Allah istismar edip insan aleyhine kullanmaz.Çünkü insanı korkutarak elde edeceği hiçbir şey yoktur.O hiçbir şeye muhtaç değildir.İnsana yalnız zatından korkmayı emretmesi,aslında insanı korkusuzlaştırmanın en emin yoludur.Çünkü yalnız O’ndan korkan,korkunun efendisi olur.O’ndan başkasından korkan,korkusunun esiri olur.
Vahyin korkuya ilişkin ayetlerinin amacı,muhatabını korku konusunda terbiye etmek,ondan korku ahlakı geliştirmektedir.Mesela Kur’an’da korku ile sınavdan söz edilir,özellikle de açlık kokusuyla sınavdan .Bu konu,korku ahlakı çerçevesinde dile getirilir.Açları bir ekmek doyurur,fakat açlık korkusu çekenleri dünya doyuramaz.
Sevgiyi yitirme korkusuyla titreyenler,Kur’an’ın evliyaullah dediği sınıfa girer.
1-Bakara Süresi 2/165
2-Enbiya Süresi 21/28
3-Ali İmran Süresi 3/175
4-Ahzap Süresi 33/3