Yaşam süresinin uzunluğu bakımından dünyada kaçıncı sıradayız sizce ?
İlk sırada Hong Kong, ikinci sırada Japonya var.Türkiye’de ise kadınlar 80 ve erkekler 74 yıl yaşam süresine sahip. Ve listede 70. sıradayız.
Amerikalı araştırmacı Dan Buettner’in 4 bölümlük belgeselinde dünyada 100’lü yaşlara kadar sağlıklı şekilde yaşayan kişilerin çoğunlukta olduğu bölgelerin izini sürmüş ve buralardaki ortak noktaları bulmaya çalışmış.
İtalya’nın Sardinya Adası’ndaki dik yokuşlar ile uzun yaşam arasında bir bağlantı tespit etmiş, bir yerden bir yere gitmek için o yokuşları tırmanmak her gün aslında düşük tempolu egzersiz yapmak anlamına da geliyormuş. Sinopun da dik yokuşlu Zeytinliği veya Ada Mahallesi aslında bir avantaj mıdır sizce de ?
Veya Japonya’nın Okinawa Adası’nda koltuk ve sandalye kullanımı az olduğu için günlük yaşamda yere çok oturup kalkarlarmış. Günde 40 kere civarında o veya bu sebeple yere oturup kalkmak hem karın kaslarının ve alt vücudun güçlendirilmesini sağlıyor hem de yaşlılıkta çok lâzım olan dengeyi iyileştiriyormuş.
Doğal yollarla yaşamın içine dahil edilmiş bir hareket rutini uzun ve sağlıklı yaşamın da temel bileşeni oluyormuş.
Okinawalıların öğütlerden biri de şuymuş “Hara hachi bu”. Yani “Midenin yüzde sekseni dolunca yemeyi bırak.”
Konu sadece bedeni aktif tutmakla bitmiyor tabii...
Kosta Rikalılar bir ifade var “plan de vida” diyorlar. Japonlar da ise “ikigai”. Kişinin hayatını daha anlamlı ve hedef odaklı şekilde yaşamasını sağlayan bir yaşam planını ifade ediyor; “dünyaya bir şey katıyorum” hissini hep canlı tutmayı ve tabii ki beraberinde sosyal bağları da.
Bundan 86 yıl önce, toplama kampındaki kişisel deneyimlerinden yola çıkan Avusturyalı psikiyatrist Viktor Frankl da geliştirdiği Logoterapi yöntemiyle de kişilerin hayata bakış açılarında farkındalık yaratmaya çalışan, her acının bir anlamı olduğunu anlamamızı teşvik eden ve kişinin yaşamında anlam bulması için ona yardım etmeyi hedefleyen bir yaklaşım amaçlıyordu bir bakıma...
Ve şöyle demişti Viktor Frankl:“Bir insandan her şey alınabilir, tek bir şey hariç: -Koşullar ne olursa olsun- kendi tutumunu seçme ve kendi yolunu belirleme özgürlüğü.”
İyi pazarlar dileriz efendim..