Ayşe'yle belgesel izliyoruz. Baykal Gölünün sırları anlatılıyor. Senede dört ton petrol dipten kaynayıp , göle karışıyor. Petrolü yiyen bakteriler var. Göl tertemiz kalıyor. Acaba bu bakteriler bizim sulara, denizlere gelse temizlikçi olarak diye düşünürken kamera gölün derinlerinden çıktı ve göl kenarında yerleşen yerel kıyafetleriyle yerli halkı gösterdi.
Ayşe yerli halkı kastederek sordu "Baba bunlar bizden mi?" Şaşırdım birden bu soruya "Bizden kızım..." dedim...
Daha İlkokula gitmeyen bir çocuk bile yaşadığımız coğrafyalara benzemeyen bambaşka coğrafyalarda yaşayan akrabalarımız Saha Türklerinin sadece kıyafet ve yaşam biçimlerinden bizden olduğunu kestirebiliyor. Unuttuğumuz geniş bir Türk Coğrafyası ve geniş bir Islam coğrafyası var.
Çok eski zamanlarda Persler ve Yunanlılar Maraton Ovasında bir savaşa tutuştu. Bu savaşta Yunanlılar ki o zaman Batı dünyasını temsil ediyor, zamanın doğu gücü Persler karşısında bir savaş başarısı elde etti. Bunun üzerine bir ulak Maraton Ovasından Atina'ya kadar 42 kilometre yolu durmadan koşarak gitti ve bu haberi ulaştırdı. Bir atletizm dalı olan Maraton'un dayandığı hikayesi bu işte...
Batı Doğu karşısında tarihsel düşmanlığını hiç bir şekilde unutmadığı gibi her geçen gün yeni bir şekilde doğunun kafasına bir balyoz indirmek istemektedir.
Türk, Arap yada Fars olmanızın önemi yok. Onlar için önemli olan Doğu kökenli olup olmadığınız. Bütün Doğu İmparatorluklarına karşı düşmanca ve hasmane tutumları değişmemektedir. AB konusunda bizi bu kadar oyalamalarının altında yatan ana sebep budur.
Milletimize ve coğrafyamıza düşen artık ayrılıkları bir kenara koyup benzerliklerimiz üzerinden yol yürümeye başlamak olmalıdır. Kendi oyunlarıyla bizleri kendi kendimize boğduruyor bu Avrupa. Bu coğrafyada yaşayan bütün halklar akraba halklardır, kardeş halklardır. Buna inanmayan varsa gen haritasını çıkarttırsın ve gerçeği görsün.
Avrupa bizi hiç bir zaman kendilerinden kabul etmedi. 200 yıldır onların dediklerini yaparak entegrasyona uğraşan devletimiz her denileni yaptı. Bulgaristan ve Romanya gibi topluluk şartlarını yerine getirme konusunda Türkiye'den çok geride olan ülkeleri bünyesine alan ve ülkemize sürekli bahane sürüp burun kıvıran Avrupa'nın hastalıklı zihnini artık devletimiz çözmüştür. Ülkemiz ve AB arasında yaşanan kavganın sebebi budur.
Dünyaya kendilerinin en üstün olduğu gözüyle ve ırkçı sayabileceğimiz Eurosantrik bir bakış açısıyla bakan Avrupalılara dün yazıyı, tarımı öğrettiğimiz gibi şimdi de dürüstlüğü ve erdemi öğreteceğiz... Doların ve euronun yenmediğini de... Biraz sabredelim...
Dolar ne olur, euro ne olur diye düşünenler. Panik yapmayın ve bunu fazla düşünmeyin. Küçük çocuklarımız bile bizden olan ile olmayanın ayrımını yapabiliyor. Sizde kendi paramızın değerini bilin. Artık Türkiye için titreyip kendine dönme vakti. Bağımsız güçlü Türkiye üzerine oynanan bütün kirli oyunları çökertecek güçte...