02.09.2014 Salı günü Ankara Gölbaşı’nda Vali Galip DEMİREL Vilâyetler Evi’nde İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 2 günlük bir program olarak tertiplenen Kitlesel Akınla Ülkemize Gelen Yabancılar konulu çalıştaya Sinop İli adına Göç İdaresi İl Müdürlüğü’nün kurucu Vali Yardımcısı olarak katıldım. Çalıştayda yapılan konuşmalardan tuttuğum bazı notların faydalı olacağını düşünüyor ve bilginize sunuyorum.
Göç İdâresi Genel Müdürü Atilla TOROS konuşmasında şu hususlara değindi:
Dünyada 240 milyon civarında mülteci vardır.
Dünyanın sekiz ülkesinde yangın var ve bulunduğumuz coğrafya problemli. Bulunduğumuz coğrafya uluslararası göç açısından çok kritik bir konumdadır. Korumaya ihtiyaç duyanlar hep bize kaçtı. Osmanlı Devleti zamanında göçün 1492’den öncesi de vardı. Bosna, Kosova, Bulgaristan göçmenlerinin hepsine kucak açtık.
İtalyan Başbakanı Berlusconi’nin göçmenler hakkındaki itici sözü hâlâ hafızalardadır.
Irak’tan ülkemize gelen göçmenlerde de sayı olarak artış vardır.
Geçici Koruma Yönetmelik Taslağı, Başbakanlığa sunuldu. Geniş bir katılımla hazırlandı.
Kayıtlarını alamadığımız hiçbir kimse hakkında tasarrufta bulunmamız mümkün değildir. Kayıtlı Suriyeli sayısı şu an itibariyle 807.860 kişidir ve kayıtlı sayısının artması beklenmektedir.
Kayıtlı olanların bir suça iştirak edip etmediği, bulunduğu yerin tespiti gibi bir niyetle kayıt sistemi geliştirilmiştir.
Yezidi miktarı 17.000–18.000 civarındadır.
Ülke olarak Türkiye problem çözen bir ülke konumundadır.
Türkiye’nin kamp ve kamp dışı hizmetleri gurur verici seviyededir.
Hiçbir sorun çözümsüz kalmamaktadır.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Fuat OKTAY görüşlerini şöyle ifade etti:
Ortada bir problem var ve aile ortamında yaşadığımız problemlere çözüm bulmaya çalışıyoruz.
Suriye veya Irak Krizi’nin taşra yönetimi desteği olmadan çözümü mümkün değildir. Emniyet, Jandarma, AFAD temsilcileri bu konuda hizmetler vermiştir.
Türkiye etki alanı genişleyen bir ülkedir. Nerede darda kalan varsa ilk anda Türkiye akla gelmektedir.
Dünyanın dört bir yanındaki eksende Türkiye sığınılacak bir ülke olarak hatırlanmaktadır.
Günümüzde Türkiye’den beklentiler yükseldi. Türkiye’den uluslararası boyutta da beklenti ve tepkiler yükselmektedir. Kendi idareci ve idaresine vermediği tepkiyi bize veren dış dünyamızda da yükselen bir beklenti vardır.
Nisan 2011’den itibaren Türkiye Suriye Krizi ile ilgili çalışmalara başladı.
Şiddetin artmasıyla Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay, Kilis, Osmaniye, Malatya ve Adana’ya kadar 22 kampta 220.000 kişiye ulaşıldı. Kamp dışında bu sayı 2 milyona yaklaştı.
Uluslararası standartların çok daha üstünde hizmet veriyoruz. Türkiye’deki elemanlarımız birer endüstri mühendisi gibi çalışıyor.
Eğitim, sağlık, lojistik kamp hizmetleri, okul öncesi hizmetleri ile özel bir kamp yönetim biçimi uygulanmaktadır.
Kamp dışında 1.360.000 Suriyeli vardır.
Bugüne kadar kamplarda 5,1 milyon kişiye hizmet verildi.
Kamplarda 77.000 öğrenci mevcuttur. Kamp dışı ayrı bir sayıya ulaştı.
Sağlıkla ilgili bir problem yaşanmıyor. Sağlık sektöründe istismara yönelindiği görülmüştür.
Suriye’den Türkiye’ye insan ticaretine yönelen bir faaliyet vardır.
200.000 civarında yabancı çocuğu okul dışındadır. Bu çocuklara ulaşmamız gerekir.
UNICEF bir şekilde devreye girdi. 350.000 öğrencinin olduğu bir sistemde UNICEF’in eğitime desteği yeterli değildir. e-okul sistemine geçiş planlanıyor.
İlk günden itibaren her şeyin başlangıç ve sonuç kısmı sıhhatli bir kayıt sistemidir.
Kayıtların sürekli güncel tutulması hedefimizdir.
Açık gümrük kapılarının kontrolsüzlüğü sorun olarak ortada görülmektedir.
Açık sınır politikasının olmaması lâzımdır. Kontrollü giriş çıkış uygulamasının hayata geçirilmesi gerekir.
Kayıt sistemi tamamlandığında bu sorunu çok daha iyi yöneteceğimizi umuyoruz.
Kayıt sisteminden hedef sadece kayıtlı olduğu yerden hizmet alımını hayata geçirmektir.
Barınma alanları açılması şeklinde taşradan talepler gelmektedir.
Taşrada kamudan hizmet verilince bilâhare memnuniyetsizlik isyan noktasına geliyor. Özel hayır kuruluşlarına ise teşekkür ediliyor. Taşrada hizmet özel hayır kuruluşları eliyle yapılmalıdır.
Yardıma muhtaç olanlara düzenli olarak yardım yapılması planlanmaktadır.
AFAD tarafından yabancılar için 2,3 milyar TL’lik bir harcama yapmıştır. Tüm maliyetleri ilâve edersek 3,5 milyar dolarlık bir harcama yaptık.
BM 160 milyon dolarlık bir harcama yapmıştır.
Kilis ve Hatay’da 100’ün üzerinde kampımız vardır.
Irak için uygulanan politika, Irak’ta mültecileri bırakmak şeklindedir.
Irak’ta Zaho yakınlarında 2. bir kamp kurduk.
Türkiye’ye göç ile ilgili Irak’tan yoğun bir talep vardır.
Sınırın öbür tarafına yardımlarımızı yığalım istiyoruz.
Taşra’dan Irak tarafına aynî yardımları göndermeyi, göçü kesmek için uygun bir alternatif olarak görüyoruz.
Irak’tan gelenler Midyat’ta kampta tutuluyorlar.
AFAD olarak afetlerle ilgili sistematik bir yaklaşım içindeyiz.
Kimin nerede ne yapacağını planlıyoruz. Bir yönetmelik yayımlandı.
Merkezde entegre bir pilot bölge uygulaması yapıldı.
Bütün illerimize bu sistemi yaymayı planlıyoruz. AFAD’dan sorumlu Vali Yardımcıları ile 8 Eylül 2014’de bir toplantı yapılacaktır.
Bu planın kâğıt üzerinde kalan bir plan olmaması için uğraşıyoruz. Yapılan çalışmalar, anî denetimler dâhil, taşranın performans değerlendirmesinde dikkate alınacaktır.
Afetleri olmadan önce önlemeye yönelik çalışmalar yapılacaktır.
İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Seyfullah HACIMÜFTÜOĞLU da görüşlerini şöyle özetledi:
Ülkemize gelenlerle ilgili olarak kendi kendimize “Niye geliyorlar ?” sorusunu sordurmamamız lâzımdır.
Biz de bu coğrafyaya bir kuraklık sonrası geldik. Biz bu topraklara zor şartlarla geldik. Gelenlere de bu anlayışla göğsümüzü seve seve açıyoruz.
Kamplarda yatıp kalkan Vali Yardımcısı ve kaymakamlar vardır.
Kamp çalışmaları sırasında Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın yaptığı faaliyetler gözden kaçıyor.
Suriye’nin Türkiye ile olan sınır uzunluğu 911 kilometredir. Suriye sınırında mola verilmeden hizmet veriliyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Teşkilatı’nın sorumluluk alanından ciddî bir problem gelmiyor.
Emniyet teşkilâtı yabancılarla ilgili görevlerini kısmen Göç İdâresi Genel Müdürlüğü’ne devretti. Dışişleri Bakanlığı, AFAD kayda değer hizmetler veriyor.
İçişleri Bakanlığı, devletin taşradaki teşkilâtlanmasıdır.
Marifet, iltifata tâbidir. Hizmet edene teşekkür etmek lâzımdır.
Bütün uluslararası toplantılarda göğsümüzü gere gere yaptığımız hizmetleri anlatıyoruz. Uluslararası kuruluşların temsilcileri ülkemizi tebrik ediyorlar. 244 milyon Dolarlık uluslararası kuruluşların katkısı olmasa bile; bu insanlara destek vermeye devam etmek bizim hasletimizdir. Nereye gitsek bir umut olarak karşılanıyoruz.
Bu umut bizi uluslararası seviyede söz söyler hâle getiriyor. Kim bize sığınırsa rengine, dinine, ırkına bakmadan aşımızı paylaşıyoruz. Bundan sonra da yolumuza böyle devam edeceğiz.
Göç İdâresi Genel Müdürlüğü Uluslararası Koruma Dairesi Başkanı Mehtap İYİCE ise şunları dedi:
Türkiye 5. uluslararası koruma başvurusu alan ülkedir.
Başvuru sahipleri 62 uydu ilde barındırılmaktadır.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 81 Valilikten kayıt işlemlerinin sür’atle tamamlanmasını talep etmektedir.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 2014/22 ve 2014/23 sayılı genelgelerine göre kayıt yaptırmamış hiçbir kimseye kalış izni, yardım ve hizmetlere erişim, üçüncü ülkeye çıkış izni verilmemelidir.
Mehmet Âkif DANACI’nın görüşleri de şöyledir:
Suriye içinden ilk sığınma talebi 29.04.2011 tarihinde gelmiştir.
“Açık Kapı Politikası” uygulanmıştır.
10 ilimizde 22 geçici barınma merkezi kurulmuştur. 220.479 kişinin iaşe ve ibate masrafları karşılanmaktadır. 523.748 kişi Suriye’den, ülkesini terk ederek ülkemize gelmiş, 303.229 kişi ülkesine geri dönmüştür.
Ülkemizde Suriyelilere yönelik hizmet sunulan 123 kamp mevcuttur.
Irak’ın kuzeyindeki insanlar mağdur olmuştur. 500.000’e yakın Iraklı Türkmen ülkesinde mağdur edilmiştir.
Yabancılara illerimizde Türkçe öğretmeye yönelik kurslar açılabilir.
Yabancılara çalışma izni verilmesi ile ilgili kanun çerçevesinde, en az 6 ay süreyle ikamet şartı aranır. Başbakanlıkta bekleyen yönetmelik taslağı önemli bir boşluğu tamamlayacaktır.
Sahil Güvenlik Komutanı Binbaşı Tayfun SARGIN de şöyle dedi:
Çağımızın en önemli sorunlarından biri “göç”tür.
Atilla TOROS ilâve olarak şunları söyledi:
2011 Suriye Krizi’nden önce ülke olarak Türkiye’ye girmesini sakıncalı gördüğümüz Suriyeliler vardı. Kayıt sistemi sıhhatli olmazsa dünü ve bugünü net olarak göremezsiniz.
Yabancılara kimlik numarası verilmesiyle yabancıların çocuklarının okul problemlerine de çözüm bulunabilir.
Dilencilik, suç işlemek, cezaevine giriş sonrası yapılacak işlemler hakkında genelgede hükümler mevcuttur.
Hiçbir Suriyelinin bu ülkede dilenmesine izin vermemeliyiz.
800 kişinin (Suriyeli) kamu güvenliğini bozması ile ilgili olarak Türkiye milletlerarası kuruluşlar tarafından sorulara muhatap olabilmektedir.
Kayıt ve kamu güvenliğinin bozulmaması ile ilgili olarak vilâyetlerde karşılaşılan sorunlara, ortak çözümlere ulaşılmalıdır.
Çalıştaya katılan vali yardımcıları da mevcut sorunları şöyle ifade ettiler:
Göç İdâresi Genel Müdürü Atilla TOROS konuşmasında şu hususlara değindi:
Dünyada 240 milyon civarında mülteci vardır.
Dünyanın sekiz ülkesinde yangın var ve bulunduğumuz coğrafya problemli. Bulunduğumuz coğrafya uluslararası göç açısından çok kritik bir konumdadır. Korumaya ihtiyaç duyanlar hep bize kaçtı. Osmanlı Devleti zamanında göçün 1492’den öncesi de vardı. Bosna, Kosova, Bulgaristan göçmenlerinin hepsine kucak açtık.
İtalyan Başbakanı Berlusconi’nin göçmenler hakkındaki itici sözü hâlâ hafızalardadır.
Irak’tan ülkemize gelen göçmenlerde de sayı olarak artış vardır.
Geçici Koruma Yönetmelik Taslağı, Başbakanlığa sunuldu. Geniş bir katılımla hazırlandı.
Kayıtlarını alamadığımız hiçbir kimse hakkında tasarrufta bulunmamız mümkün değildir. Kayıtlı Suriyeli sayısı şu an itibariyle 807.860 kişidir ve kayıtlı sayısının artması beklenmektedir.
Kayıtlı olanların bir suça iştirak edip etmediği, bulunduğu yerin tespiti gibi bir niyetle kayıt sistemi geliştirilmiştir.
Yezidi miktarı 17.000–18.000 civarındadır.
Ülke olarak Türkiye problem çözen bir ülke konumundadır.
Türkiye’nin kamp ve kamp dışı hizmetleri gurur verici seviyededir.
Hiçbir sorun çözümsüz kalmamaktadır.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Fuat OKTAY görüşlerini şöyle ifade etti:
Ortada bir problem var ve aile ortamında yaşadığımız problemlere çözüm bulmaya çalışıyoruz.
Suriye veya Irak Krizi’nin taşra yönetimi desteği olmadan çözümü mümkün değildir. Emniyet, Jandarma, AFAD temsilcileri bu konuda hizmetler vermiştir.
Türkiye etki alanı genişleyen bir ülkedir. Nerede darda kalan varsa ilk anda Türkiye akla gelmektedir.
Dünyanın dört bir yanındaki eksende Türkiye sığınılacak bir ülke olarak hatırlanmaktadır.
Günümüzde Türkiye’den beklentiler yükseldi. Türkiye’den uluslararası boyutta da beklenti ve tepkiler yükselmektedir. Kendi idareci ve idaresine vermediği tepkiyi bize veren dış dünyamızda da yükselen bir beklenti vardır.
Nisan 2011’den itibaren Türkiye Suriye Krizi ile ilgili çalışmalara başladı.
Şiddetin artmasıyla Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay, Kilis, Osmaniye, Malatya ve Adana’ya kadar 22 kampta 220.000 kişiye ulaşıldı. Kamp dışında bu sayı 2 milyona yaklaştı.
Uluslararası standartların çok daha üstünde hizmet veriyoruz. Türkiye’deki elemanlarımız birer endüstri mühendisi gibi çalışıyor.
Eğitim, sağlık, lojistik kamp hizmetleri, okul öncesi hizmetleri ile özel bir kamp yönetim biçimi uygulanmaktadır.
Kamp dışında 1.360.000 Suriyeli vardır.
Bugüne kadar kamplarda 5,1 milyon kişiye hizmet verildi.
Kamplarda 77.000 öğrenci mevcuttur. Kamp dışı ayrı bir sayıya ulaştı.
Sağlıkla ilgili bir problem yaşanmıyor. Sağlık sektöründe istismara yönelindiği görülmüştür.
Suriye’den Türkiye’ye insan ticaretine yönelen bir faaliyet vardır.
200.000 civarında yabancı çocuğu okul dışındadır. Bu çocuklara ulaşmamız gerekir.
UNICEF bir şekilde devreye girdi. 350.000 öğrencinin olduğu bir sistemde UNICEF’in eğitime desteği yeterli değildir. e-okul sistemine geçiş planlanıyor.
İlk günden itibaren her şeyin başlangıç ve sonuç kısmı sıhhatli bir kayıt sistemidir.
Kayıtların sürekli güncel tutulması hedefimizdir.
Açık gümrük kapılarının kontrolsüzlüğü sorun olarak ortada görülmektedir.
Açık sınır politikasının olmaması lâzımdır. Kontrollü giriş çıkış uygulamasının hayata geçirilmesi gerekir.
Kayıt sistemi tamamlandığında bu sorunu çok daha iyi yöneteceğimizi umuyoruz.
Kayıt sisteminden hedef sadece kayıtlı olduğu yerden hizmet alımını hayata geçirmektir.
Barınma alanları açılması şeklinde taşradan talepler gelmektedir.
Taşrada kamudan hizmet verilince bilâhare memnuniyetsizlik isyan noktasına geliyor. Özel hayır kuruluşlarına ise teşekkür ediliyor. Taşrada hizmet özel hayır kuruluşları eliyle yapılmalıdır.
Yardıma muhtaç olanlara düzenli olarak yardım yapılması planlanmaktadır.
AFAD tarafından yabancılar için 2,3 milyar TL’lik bir harcama yapmıştır. Tüm maliyetleri ilâve edersek 3,5 milyar dolarlık bir harcama yaptık.
BM 160 milyon dolarlık bir harcama yapmıştır.
Kilis ve Hatay’da 100’ün üzerinde kampımız vardır.
Irak için uygulanan politika, Irak’ta mültecileri bırakmak şeklindedir.
Irak’ta Zaho yakınlarında 2. bir kamp kurduk.
Türkiye’ye göç ile ilgili Irak’tan yoğun bir talep vardır.
Sınırın öbür tarafına yardımlarımızı yığalım istiyoruz.
Taşra’dan Irak tarafına aynî yardımları göndermeyi, göçü kesmek için uygun bir alternatif olarak görüyoruz.
Irak’tan gelenler Midyat’ta kampta tutuluyorlar.
AFAD olarak afetlerle ilgili sistematik bir yaklaşım içindeyiz.
Kimin nerede ne yapacağını planlıyoruz. Bir yönetmelik yayımlandı.
Merkezde entegre bir pilot bölge uygulaması yapıldı.
Bütün illerimize bu sistemi yaymayı planlıyoruz. AFAD’dan sorumlu Vali Yardımcıları ile 8 Eylül 2014’de bir toplantı yapılacaktır.
Bu planın kâğıt üzerinde kalan bir plan olmaması için uğraşıyoruz. Yapılan çalışmalar, anî denetimler dâhil, taşranın performans değerlendirmesinde dikkate alınacaktır.
Afetleri olmadan önce önlemeye yönelik çalışmalar yapılacaktır.
İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Seyfullah HACIMÜFTÜOĞLU da görüşlerini şöyle özetledi:
Ülkemize gelenlerle ilgili olarak kendi kendimize “Niye geliyorlar ?” sorusunu sordurmamamız lâzımdır.
Biz de bu coğrafyaya bir kuraklık sonrası geldik. Biz bu topraklara zor şartlarla geldik. Gelenlere de bu anlayışla göğsümüzü seve seve açıyoruz.
Kamplarda yatıp kalkan Vali Yardımcısı ve kaymakamlar vardır.
Kamp çalışmaları sırasında Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın yaptığı faaliyetler gözden kaçıyor.
Suriye’nin Türkiye ile olan sınır uzunluğu 911 kilometredir. Suriye sınırında mola verilmeden hizmet veriliyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Teşkilatı’nın sorumluluk alanından ciddî bir problem gelmiyor.
Emniyet teşkilâtı yabancılarla ilgili görevlerini kısmen Göç İdâresi Genel Müdürlüğü’ne devretti. Dışişleri Bakanlığı, AFAD kayda değer hizmetler veriyor.
İçişleri Bakanlığı, devletin taşradaki teşkilâtlanmasıdır.
Marifet, iltifata tâbidir. Hizmet edene teşekkür etmek lâzımdır.
Bütün uluslararası toplantılarda göğsümüzü gere gere yaptığımız hizmetleri anlatıyoruz. Uluslararası kuruluşların temsilcileri ülkemizi tebrik ediyorlar. 244 milyon Dolarlık uluslararası kuruluşların katkısı olmasa bile; bu insanlara destek vermeye devam etmek bizim hasletimizdir. Nereye gitsek bir umut olarak karşılanıyoruz.
Bu umut bizi uluslararası seviyede söz söyler hâle getiriyor. Kim bize sığınırsa rengine, dinine, ırkına bakmadan aşımızı paylaşıyoruz. Bundan sonra da yolumuza böyle devam edeceğiz.
Göç İdâresi Genel Müdürlüğü Uluslararası Koruma Dairesi Başkanı Mehtap İYİCE ise şunları dedi:
Türkiye 5. uluslararası koruma başvurusu alan ülkedir.
Başvuru sahipleri 62 uydu ilde barındırılmaktadır.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 81 Valilikten kayıt işlemlerinin sür’atle tamamlanmasını talep etmektedir.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 2014/22 ve 2014/23 sayılı genelgelerine göre kayıt yaptırmamış hiçbir kimseye kalış izni, yardım ve hizmetlere erişim, üçüncü ülkeye çıkış izni verilmemelidir.
Mehmet Âkif DANACI’nın görüşleri de şöyledir:
Suriye içinden ilk sığınma talebi 29.04.2011 tarihinde gelmiştir.
“Açık Kapı Politikası” uygulanmıştır.
10 ilimizde 22 geçici barınma merkezi kurulmuştur. 220.479 kişinin iaşe ve ibate masrafları karşılanmaktadır. 523.748 kişi Suriye’den, ülkesini terk ederek ülkemize gelmiş, 303.229 kişi ülkesine geri dönmüştür.
Ülkemizde Suriyelilere yönelik hizmet sunulan 123 kamp mevcuttur.
Irak’ın kuzeyindeki insanlar mağdur olmuştur. 500.000’e yakın Iraklı Türkmen ülkesinde mağdur edilmiştir.
Yabancılara illerimizde Türkçe öğretmeye yönelik kurslar açılabilir.
Yabancılara çalışma izni verilmesi ile ilgili kanun çerçevesinde, en az 6 ay süreyle ikamet şartı aranır. Başbakanlıkta bekleyen yönetmelik taslağı önemli bir boşluğu tamamlayacaktır.
Sahil Güvenlik Komutanı Binbaşı Tayfun SARGIN de şöyle dedi:
Çağımızın en önemli sorunlarından biri “göç”tür.
Atilla TOROS ilâve olarak şunları söyledi:
2011 Suriye Krizi’nden önce ülke olarak Türkiye’ye girmesini sakıncalı gördüğümüz Suriyeliler vardı. Kayıt sistemi sıhhatli olmazsa dünü ve bugünü net olarak göremezsiniz.
Yabancılara kimlik numarası verilmesiyle yabancıların çocuklarının okul problemlerine de çözüm bulunabilir.
Dilencilik, suç işlemek, cezaevine giriş sonrası yapılacak işlemler hakkında genelgede hükümler mevcuttur.
Hiçbir Suriyelinin bu ülkede dilenmesine izin vermemeliyiz.
800 kişinin (Suriyeli) kamu güvenliğini bozması ile ilgili olarak Türkiye milletlerarası kuruluşlar tarafından sorulara muhatap olabilmektedir.
Kayıt ve kamu güvenliğinin bozulmaması ile ilgili olarak vilâyetlerde karşılaşılan sorunlara, ortak çözümlere ulaşılmalıdır.
Çalıştaya katılan vali yardımcıları da mevcut sorunları şöyle ifade ettiler:
- Sivil toplum kuruluşları tarafından verilen sağlık hizmetlerine neye dayanılarak izin verilecektir?
- Yabancılara verilen belgeler, beyana dayalı olması sebebiyle, bazı bankalar tarafından kabul görmüyor.
- Mültecilerin, sığınmacıların çok olduğu yerlerde AFAD personelinden tecrübeli olanlar görevlendirilmelidir.
- Yabancıların bir tek ilde kaydı bütün ülkede mer’î ortak kayıt sistemi veri tabanında yerini almalıdır.
- Sivil toplum kuruluşlarının okul ve sağlık hizmetlerini verdiği uygulamalar arızalar olmasına sebep oluyor.
- Başkent sokaklarında bile dilenen yabancılara göz yummak hoş değildir.
- Yabancılara Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından (SYDV’den) yapılan yardımlar hakkında bir hukukî düzenleme yapılmalıdır.
- Yabancıların geçici yerleştikleri yerlerde kira artış oranlarında bariz bir artış gözlenmektedir.
- Sınır geçişleri de hassasiyetle gözlenmelidir.
- Yabancıların kayıt dışı çalışma hayatına girişleri de sıkıntıya sebep olmaktadır. Temel politikamız ne olacaktır?
- Suça karışanların aileleri hakkında ne yapılacaktır?
- Yabancıların, Türk toplum yapısına uygun olarak entegrasyonu için neler yapabiliriz?
- Bir an önce Ahıska Türklerinin ikametgâh ve vatandaşlık işlemlerinin ikmâli için neler yapabiliriz?
- Bursa’nın özel olarak geliştirdiği bir kayıt yazılım programı mevcuttur.
- Yabancıların Türkiye’de açtıkları işyerleri, Türk vatandaşlarının ticarî haklarına haksız bir rekabetle müdahale değil midir?
- Uluslararası hukukta bir ülkenin vatandaşını “misafir statüsü” ile muhafaza etmenin yeri nedir? Bu misafirlik süresi ne zamana kadar devam edecektir?
- İşyeri açmakla, sarkıntılıkla, kira bedelini ödeyememekle, açlık sebebiyle dilenmekle sıkıntıya sebep olan yabancılara, gelecekte iaşe ve ibatelerinin temini için neler yapacağız? AFAD bu konuda valiliklere nakdî yardım yapabilir mi?
- Yabancıların kendi ülkelerindeki güvenlik, hastalık, eğitim kayıtlarını ülkemize getirebilir miyiz?
- Ülkemiz, tek taraflı bir jestle bu insanlara yardım yapmaktadır. Ancak yabancıların Türkiye’de kalma süresi uzadıkça sosyal entegrasyon hamlelerinin çeşitlendirilmesi gerekmeyecek midir?
Vali Yardımcılarının yukarıda özet hâlinde aktardığım sorularına ve endişelerine Atilla TOROS tarafından tatmin edici cevaplar verildi.
Yabancıların çalışmaları hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tespitleri çerçevesinde işkolları tespiti yapılacaktır.
“Sosyal entegrasyon” tâbirinden, yabancıların ülkelerine dönmeyecekleri anlamı çıkar. O yüzden pek kullanılmamalıdır. Çünkü “sosyal entegrasyon” yabancıların pek hoşlandıkları bir kavramdır.
Yabancılara haftalık imza sıklığını tespiti konusunda düzenleme yapma yetkisi valiliklere terk edilmiştir. Göç İdâresi Genel Müdürlüğü bu alana girmemektedir.
“Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler” Bakanlar Kurulu Kararı’nda “misafir” olarak anılmaktadır.
Dilenen yabancılar hakkında da TCK ve Kabahatler Kanunu’na göre işlem yapma yetkimizin kullanılması gerekir.
81 ilde yabancılara yönelik olarak kamu hizmetlerinin sunulmasında dil ve uygulama birliği sağlanmasında fayda vardır. Aksi takdirde yabancıların ülkemiz içinde bir ilden diğerine göçüne sebep oluruz.
Yakın bir gelecekte Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün biyometrik veri tabanı hizmete girecektir.
www.goc.net. yazılımı devam ediyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüklerinde çalışan personelin, Göç İdâresi birimleri ile ortak çalışması, taşra teşkilâtının faaliyete geçmesiyle 3 yıl daha devam edecektir. 02.09.2014
Yabancıların çalışmaları hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tespitleri çerçevesinde işkolları tespiti yapılacaktır.
“Sosyal entegrasyon” tâbirinden, yabancıların ülkelerine dönmeyecekleri anlamı çıkar. O yüzden pek kullanılmamalıdır. Çünkü “sosyal entegrasyon” yabancıların pek hoşlandıkları bir kavramdır.
Yabancılara haftalık imza sıklığını tespiti konusunda düzenleme yapma yetkisi valiliklere terk edilmiştir. Göç İdâresi Genel Müdürlüğü bu alana girmemektedir.
“Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler” Bakanlar Kurulu Kararı’nda “misafir” olarak anılmaktadır.
Dilenen yabancılar hakkında da TCK ve Kabahatler Kanunu’na göre işlem yapma yetkimizin kullanılması gerekir.
81 ilde yabancılara yönelik olarak kamu hizmetlerinin sunulmasında dil ve uygulama birliği sağlanmasında fayda vardır. Aksi takdirde yabancıların ülkemiz içinde bir ilden diğerine göçüne sebep oluruz.
Yakın bir gelecekte Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün biyometrik veri tabanı hizmete girecektir.
www.goc.net. yazılımı devam ediyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüklerinde çalışan personelin, Göç İdâresi birimleri ile ortak çalışması, taşra teşkilâtının faaliyete geçmesiyle 3 yıl daha devam edecektir. 02.09.2014
Ekrem YAMAN |
Sinop Vali Yardımcısı |
Web: www.ekremyaman.com.tr E-posta: [email protected] |