Rahmetli Anneme ithafen...
Annem yaşama sessiz sedasız veda etti. Onu, ruhumun yarısını, gözümün yaşına bakmadan söktü aldı kollarımdan kader.
Annemi, Allah’ımın rahmetine emanet ederek, Cennette peygamberine refakatçi olacağına inanarak gönül rahatlığı içinde ve tuhaf bir mutlulukla gerçek hayata ebedi yolculuğuna uğurladık.
Şimdi kimsesizliğin vaveylasını yaşıyorum. Şimdi hatıralarım daha bir yorgun. Omuzlarım daha bir çöküyor, içim daha bir başka burkuluyor. Karanlık her yer, ışıklarını da götürdü hasret dolu yüreğiyle. Rüzgârlar kokusunu artık semadan getiriyor.
Kötüye gidişlerle iyiye gidişlerin sürekli iç içe olduğu şu dünyada sessizlik ne zormuş, gecenin karanlığında, umutsuzluğun bağrında.
Üşüyorum...
Hayatıma dair her şeyde benden önce üzülüp sevinen, Annem, canımın parçası, sabır ve merhamet abidem, bugün sensiz ve sessiz bir sabaha uyandım.
Sensizlik yaramadı bana Annem. Yokluğun bir açlık gibi sarıyor bedenimi, çok yoruyor sızlayan yüreğimi. Sessizlik hükmediyor yüreğime. Sensizliğe, ölüme, kendi içimde bir kimsesizliğe teslim oluyorum. Çaresizce özlemenin anlamısın artık benim için.
Umutlarım seninle beraber terk etti beni. Kabuğuma çekilip kendime dönüyorum sessizce...
Çok zor be anne, sensizlik daha şimdiden çok zor.
Seni çok özledim anne! Merhametini özledim! Merhametsiz günler içinde şefkatim olmanı özledim. Senle olmayı özledim, beyaz saçını, aslında hüzünlü ama bana hep gülerek bakan gözlerini özledim!
Sözlerini gönül ambalajına sararak “Sevenin gülüyüm, sevmeyenin dikeni" demeni özledim. Biz yatana kadar uyuklayarak bizi beklemeni özledim. Benim geleceğimi duyduğunda, üst katın penceresinden yolumu gözlemeni özledim. Üstüm açıkken uyuya kaldığımda, beni uyandırmamak için yavaşça üstümü örtmeni özledim. Gurbetten geldiğimde, hasret kaldığın yüzümü doya doya izlemek için, sabahları daha ben uyurken sessizce odama gelişini özledim.
Göl Öğretmen Lisesini kazandığım yıl, Beni Kastamonu'ya götürüp bırakmak için valizimi sırtına yüklenen babamın ardından gizli gizli hıçkırarak ve geri dönüp bakarak yürürken, ardımdan bakışının üstünden geçen yıllar silemedi gözümden o bakışını. Bu gün ki kadar taze duruyor.
Gittin gideli ruhum tarûmar, gönlüme har düştü. Hüzün bedenimden göçmüyor anne.
Gerçek idin, şimdi bana düş oldun. Yaz ortasında yüreğime düşen kar, gözden akan bir damlacık yaş oldun. Vuslatı erteleyip, buram buram hasret oldun.
Kulağımda bıraktığın hoş nida, dudaklarımdan düşüremediğim hasret türküleri yürek yaramın cilası oldu. Canım annem, seni gerçekten çok sevdim/seviyorum. Bana senin oğlun olmayı nasip eden Rabbime tekrar tekrar hamd ediyorum.
Dünya misafirhanesinde maddi ve manevi çok ağır yükler altında bile, kimseye yük olmadan yaşayıp, metanet, sabır ve onurla ölümü karşılayan canım annem nur içinde yat, mekânın cennet olsun.
Rahat uyu canım annem dualarımla yoldaş olduğum yeni dünyanda...
Ruhum gibi kelimelerim de darmadağınık olsa da duygularımı satırlarımda onu tanıyan ya da tanımayanlarla paylaşmak, özümün parçalanmasını anlatmak istedim siz gönül dostlarıma. Ruhuna bir Fatiha okuyarak kabrine rahmet damlası damlatırsınız diye düşündüm.
Bu zor günlerimizde ve her zaman hoşgörüleri ile hiçbir zaman bizden sevgilerini esirgemeyen bütün annelerin anneller gününü kutlar, ellerinden öperim.
Bilal YILMAZ