Sahibi olmayan orada burada serbest dolaşan şehir köpeklerine "sokak köpekleri" denilmektedir. Köpeklerin, ev köpekleri, köy köpekleri, vahşi köpekler diye de sınıflandırıldıkları oluyor.
Serbest dolaşan bir köpeğin, ne bir evle ne de o evin avlusu ve ailesiyle bir bağı yoktur. Adı üzerinde serbest köpektir O; nerede isterse orada yaşar.
Öte yandan sahip olunan köpekler de vardır ki onlar da aile köpekleri diye sınıflandırılır. Bu sınıftaki köpekler insanlarla iç içe uyumlu yaşarlar.
Sokak köpeklerinin sayısı son yıllarda arttı. Ülke genelinde 8 milyon sokak hayvanı olduğu tahmin ediliyor. Boyabat'ta sayılarının ne kadar olduğu sanırım bilinmiyor.
Belediyeler ya da Kaymakamlıkların ilgili birimleri şehirde yaşayan sokak hayvanlarının sayılarını tespit etmek için ilçelerin genelinde bir çalışma başlatamaz mı?
Günümüzde sayısal verilerin o kadar çok önemi var ki, bunu çoğu bilmez. Analiz edildiğinde toplanan her veriden bir anlam çıkarılır. Ona göre eylem planları hazırlanır.
Barınak yapacaksınız, hatta yapıyorsanız, şehirde sahipsiz sokak hayvanlarının sayısını bilmek zorundasınız.
Hayvan barınağı yapıyorsunuz, ne kadarı kapalı alandan, ne kadarı açık alandan oluşacak? İnşaat çalışması devam eden barınağın yeterli kapasitede olup olmadığını nereden bileceksiniz? Tabi ki elinizin altındaki verilerden. Peki, elinizde bir veri yoksa ne yapacaksınız? Ben yaptım oldu mu diyeceksiniz?
Sokakta kalmış, yardıma muhtaç ister insan olsun, isterse hayvan, sayıları tespit edilmeli, kayıt altına mutlaka alınmalıdır.
Bakın, takip edin Boyabat Belediye Başkanı Sn. Hüseyin Coşar’ı. Belediyeyi devraldığı günden bu buyana gece gündüz demeden sahada, çalışanlarının yanında. Belediye çalışmalarını yakından takip ediyor. Bir bakıyorsunuz Kumluk Mahallesi’nde, bir bakıyorsunuz Yeni Mahalle’de. Oradan oraya koşuyor… Bence alkışı hak ediyor.
Hafızamda kaldığı kadarıyla Başkan Coşar, görevi devraldığı ilk günlerde hayvan barınağının en kısa sürede yapılacağı müjdesini vermişti. Geçtiğimiz günlerde de inşaat çalışmalarının hangi aşamada olduğunu yerinde görmek ve incelemelerde bulunmak üzere İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi Üyeleriyle birlikte barınağın bulunduğu mevikiye gitmişti. Ardından sosyal medya hesabı üzerinden yakın bir zamanda açılacağını duyurmuştu.
Barınağa ben gidemedim, ancak paylaşılan fotoğrafları gördüm. İhtiyaca cevap verecek şekilde yapısı tasarlanmış. Çok gözlü bölümlerden ve geniş bir bahçeden oluşuyor. Başkan Coşar, yapım işinin ivedilikle tamamlanmasını sağlamalı.
Aldığımız bilgilere göre vatandaşlar sokak köpeklerinin toplanarak barınağa alınmasını, bakım ve sağlık kontrollerinin yapılmasını, karınlarının doyurulması gibi yaşamsal hizmetlerin burada verilmeye başlanacağı günü heyecanla beklemekteler.
Barınak yapıldıktan sonra da sokaklarda sahipsiz hayvanlar görmeye devam edeceğiz, bunu unutmamalıyız. Hani barınak yapılmıştı, şimdi bunların buralarda dolaşıyor olması da neyin nesi diye tepkimizi ulu orta yerde göstermemeliyiz. Sağlık kontrollerinin yapılmadığına kanaat getirdiğimiz, saldırgan olduğu hususunda şüphe ettiğimiz bir hayvan gördüğümüzde belediyeye haber vermeliyiz.
Yıllar yılı köpekler hanelerimizin önünden eksik olmadı, sokaklarımız onların varlıklarıyla hep canlı ve güvenli kaldı. Bu toplum her zaman sokak hayvanlarını beslemeyi ve onlara bakmayı sevap olarak gördü. Şimdi de öyle değil mi?
Sokak hayvanları (köpekleri ve kedileri) için şehrin park ve bahçelerine, cadde ve sokakların uygun mahallerine yemek kapları, su tasları koymuyorlar mı? Hatta ve hatta korunmaları için ahşaptan el yapımı barınaklar yapılmıyor mu?
İşte bunların hepsi şefkatli ve merhametli bir millet oluşumuzdan. Şefkat ve merhamet bize “insan” olduğumuzu hissettiren iki yüce duygudur.