İnsanlığın karşı karşıya kaldığı #Gazze üzerinden en büyük tehdidin kaynağı akıl değildir, gerçeklik değildir, jeopolitik kültür ve jeopolitik gerçeklik değildir.
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı kıyamet savaşı tehdidi, doğrudan aklın ve gerçekliğin reddedilerek hahamların ve papazların kendi elleriyle yazdıkları kehanet kitaplarının içerisine yerleştirdikleri ve maalesef kendi inanmışlarıyla beraber Mesih’in gelmesi, Hz. İsa’nın gökten inmesi için nükleer savaşın (kıyamet savaşının) zorunluluk olduğu inancıdır.
Türk devleti ve milleti gündeminde bu riski merkeze koymalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı, Evangelizmi ve Siyonizmi ders olarak okutmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, tüm camilerde ve Kur’an kurslarında EVANGELİZMİ VE SİYONİZMİ anlatmalıdır.
Ve tabii ki Kur’an’ın bu sapkınlıklara ve gerçek dışılıklara verdiği cevaplar önemle anlatılmalıdır.
TRT, mutlak surette çok hızlı bir şekilde hazırlatacağı diziler ve filmlerde EVANGELİZMİ ve SİYONİZMİ anlatmalıdır.
Evangelist-Siyonist Proje ve Mescid-i Aksa Tehlikesi
Amerika’da yaşayan, kendilerini “endişeli Hristiyanlar” olarak tanımlayan evangelist bir emekli asker, Kudüs’e gerçekleştirdiği turistik seyahatte turizm rehberini işaret ederek şöyle diyor:
“Üçüncü Tapınağımızı oraya yapacağız. Tapınak için bütün planlarımız hazır. Yapı malzemeleri bile hazır ve gizli bir yerde saklanıyor. Yeni tapınakta kullanacağımız el yapımı malzemeleri üreten birçok dükkânda İsrailliler çalışıyor. Bir İsrailli, tapınak papazlarının giyeceği saf keteni dokuyor.”
Ve devam ediyor:
“Bulunduğumuz yere yakın bir mektepte olan ‘papazlar tacı’ denilen bir okulda din adamları, gençlere hayvan kurban etmenin nasıl yapıldığını öğretiyor.”
Meşhur Kızıl Düveler Hikâyesi
Pentecostal bir papaz olan Lott Efendi, Missouri, Canton’da yaşıyor ve Kitab-ı Mukaddes’te geçen pasajları, İkinci Geliş’ten (Mesih’in dönüşü) önce Kudüs’te üçüncü bir Yahudi tapınağının inşa edilmesi gerektiği şeklinde yorumluyor.
Lott, gelecekteki tapınakta gerçekleştirilecek ayinler için malzeme sağlamak amacıyla, doğurmamış, çok semiz ve kızıl tüylü düveler yetiştiriyor. Ancak bunun gerçekleşmesi için Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra gibi Müslüman mabetlerinin yıkılması gerektiğine inanıyor. Aynı zamanda Tanrı’nın bunu gerçekleştireceğine olan inancını da dile getiriyor.
Kaynak: New York Times, 27 Aralık 1998
Evangelist-Siyonist Proje ve Türkiye’nin Hedef Alınması
Ortada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de doğrudan hedef alan, sapkınlık dolu ve insanlığı büyük bir ateşin içine atmayı amaçlayan bir Evangelist-Siyonist proje var.
Önümüzdeki süreçte Mescid-i Aksa’nın yıkılması ve yerine Üçüncü Tapınak’ın yapılması, bu planın en tehlikeli kalkışmalarından biri olacaktır.
Dolayısıyla Trump’ın, Cumartesi saat 12.00’ye kadar Gazzeli Müslümanlara verdiği süre ve hemen ardından sarf ettiği tehdit dolu cümlelerin ardında saklı olan adımlardan biri de Mescid-i Aksa’nın yıkılmasıdır.
Bunu bilmek ve anlamak zorundayız.
Türkiye’deki Seküler Kesim ve Sessizlik Politikası
Ancak ne yazık ki, Türkiye’de laiklik eksenli tartışmalarda, din psikolojisi ve sosyolojisine ait kavramların kullanılmasına dahi tahammül edemeyen seküler ve kendilerini “din dışı” olarak tanımlayan kesimler, küresel ölçekte insanlığı içine sürüklemek istedikleri bu dinci-faşist, ırkçı ve soykırımcı planın toplumda konuşulmaması için özel çaba sarf ediyorlar.
Ayrıca, Osmanlı’nın son döneminden itibaren Türkiye’de Protestan kiliseleri ve okulları üzerinden saklı bir evangelist modellemenin siyasette ve kamu hayatında unsurları olup olmadığı da sorgulanması gereken bir konudur.
O halde devletin gündeminde mutlak surette, “Tanrı’yı kıyamete zorlama” peşinde koşan ve insanlığı bir kıyamet savaşına sürüklemek isteyenlerin planları olmalı ve buna karşı hazırlıklı bir ajanda oluşturulmalıdır.
Vesselam...
Metin Külünk