Müslüman olmak ayrı bir şey,müslüman görünmek ayrı bir şey.Adam olmak ayrı bir şey,adam görünmek ayrı bir şey. Muttaki olmak ayrı bir şey, muttaki görünmek ayrı bir şey. Bir insan olmadığı şey görünebilir.Ama Allah olanı görür. Biz olmaktan görünmeye doğru bir eğilim içerisindeyiz. İmaja yatırım yapıyoruz farkındamısınız. Bu manada dindarlık imajınada yatırım yapıyoruz. Dindar görünmek dindar olmaktan daha ucuz çünkü. İçi boşaltılmış bir din anlayışı. İşte Allah Resulü s.a.v söz konusu olduğunda da aynı sıkıntıyı görüyorum.Resulüllah’ı sevmek ayrı bir şey.
O’na sevgili olmak veyahut sevgili görünmek ayrı bir şey. Burada ahlaki bir problem var.Ahlakımız bozuluyor farkındamıyız bilmiyorum. Birileri görünmeye değer veriyorsa karşısındakinin ahlakını bozmak için tahrik ediyor demektir.Olmayı bir tarafa bırakıpta sadece görünmeye değer veren herkes karşısındakini ahlaki olarak düşüyor demektir. Ne olur, olmaya değer verelimde olanlar çoğalsın. Farkındamısınız görünmeye değer verdiğiniz zaman görüneneler çoğalıyor.Siz eğer borsayı görünen üzerinden açıyorsanız,görünmek için insanlar kuyruğa giriyorlar. Allah’ın baktığı yer orası değil ki.Allah’ın gör dediği yerde orası değil.Allah’ın baktığı yer olmak tarafıdır.Allah gönüllere nazar ediyor farkındamısınız.
Peygamber s.a.v tasavvurunda, olmak ile görünmek arasında bir tahlil yaptığımda,görünmek, olmaktan daha ucuza geliyor.Niye?Allah Resulünü seviyor olmanın bir bedeli var.Çünkü faturası ağır.
İşte işin içine ‘çakma’ meselesi ortaya çıkıyor.Siz hep çakma işinin Çin işi. Telofonda çakma,ayakkabıda vs. çakması mı olduğunu sanıyorsunuz?Hayır. Dindede çakma var.Hakikikisi yüz lira. Çakması otuz lira. Bizimkisi olmak değil görünmek peşinde, Üçyüz lirasını sayıpta hakikisini alacak hali yok. Otuz lira veriyor çakmasını alıyor. Dindarlıkta böyle bir şey. Onun içinde çakmasına talip oluyor. Çakmasına talip olunca onu pazarlayan çok.Size onu getirecektir. Ben bu manada Akif’e rahmet okumam mı?Akifin Safahat’ında Peygamberimiz için bir şiir bulamazsınız.Bir tane Naatı bile yoktur biliyormusunuz.
Bunu Hasan Basri Çantay sormuş. Üstad,''Sen niye naat yazmadın''?Demez olaydım.Yüzü kireç gibi oldu.Dedi ki ‘’O’nun naatı Hz. Allah’tır.Onun naatını Hz. Allah yazdı.Kur’an O’nun naatıdır.Ben nasıl cüret ederim’’. Bunu farketmek adam işidir.Siz siyer okumak mı istiyorsunuz? Bir numaralı siyer Kur’an-ı Kerimdir.İçinde hiç yanlışsız,hiç yalansız bir numaralı tek siyer Hz. Kur’andır.Kur’an-ı Kerimi bir siyer olarak okuyalım da göreyim sizi.’’ Kane hulukuhu Kur’an’’Onun ahlakı Kur’andı’’ diyen Hz. Aişe r anha idi.Kendisi gitti ,ahlakı gitti mi? Hayır.Kur’an-ı Kerim elimizde. Onun ahlakı elimizde. O zaman O’nun ahlakı niye elimizde dursun ki?Hayatımıza girsin O’nun ahlakı. Hayatımızda dursun.İnsani ilişkilerimizde,eşimizle, çocuklarımızla, komşularımızla,müşteri alan ile veren ilişkisinde,yöneten ile yönetilen ilişkisinde, insan eşya ilişkisinde,insan hayvan ilişkisinde,insanın kendisiyle olan ilişkisinde,insanın Rabbine bakan ilişkisinde hep O’nu örnek alalım.
Hz. Fatıma’nın el değirmeni vardı.O değirmende tahıl çekmiş,elinin içi kabarmış su toplamıştı. Hz. Ali’ye ellerini göstermiş.Hz. Ali demişki Fatımasına,tam zamanı. Hayber'den bir sürü savaş esiri geldi. Git babana, bir tane hizmetçi versin,sana düşer.Hz. Fatıma babasına gidiyor. Efendimiz s.a.v bir adeti vardı. Fatıması geldiği zaman oturduğu minderden kalkar, oturduğu yere kızını oturturdu.Önüne geçer dizini dizine dayar elini elinin içine alırdı.Fatımasının ellerinin içinin su topladığını görünce,ellini alıp elinin içini öpüyor. Vah yavrucuğum diyordu.Hz. Fatıma,babacığım bir yardımcı lazım, Hayberden aldığın esiler varmış,onlardan bir tane hizmetçi verirmisin deyince,Efendimiz s.a.v ben onları suffeye, yani üniveristemin talebelerine ayırdım.Yavrucuğum!Sana ondan daha kalıcı bir şey tavsiye edeyim mi?Hz. Fatıma,et babacığım.Akşam yatmadan önce Hz. Allah’ın mutlak yüceliğini bir düşün.Sübhanallah de.Bundan sonra Allah’ın sana verdiği nimetleri düşün.Elhamdülillah de.Bunca inamı,ihsanı,ikramı düşündükten sonra dudağa bir şey yakışır.Oda Allahu Ekber dir.Onu söyle.Hz. Fatıma r.anha ‘tamam babacığım,başım üstüne diyor’.Eve gelince Hz. Ali soruyor. Baban'dan ne aldın?Hz. Fatıma cevap veriyor.Babam'dan daha büyük bir şey aldım.Hz. Ali,O zaman banada ver diyor.Hz. Fatıma,olur diyor. Hz. Ali diyor ki,Efendimizin bu tavsiyesini ömrüm boyunca asla terketmedim.Duyan biri Hz. Aliye soruyor.Sıffin günü ölüm kalım günüydü.O gündemi terketmedin.Hz. Ali, vallahi o günde terketmedim.
Dostlar!
Dostlar!
Gelin anlamaya talip olalım.Kitleler anmaya talip oluyorlar.Kalabalıklar anmaya talip oluyorlar. Kalabalıklar görünmeye talip oluyorlar. Gelin biz olmaya talip olalım. Olmak anlamaktır. Anlamadan olamazsınız. Onu anlamanın yolu O’nun bıraktığı ahlakı anlamaktan geçiyor.O’nun ahlakı Kur’andı.
Selam hidayete tabi olanlara olsun....
Selam hidayete tabi olanlara olsun....