Hiç sorduk mu kendimize? Neden gönderildik sırtımızda bunca yük ile bu diyara? Neden verildi her birimize apayrı dertler? Hiç aradık mı amacımızı ? Varlığımızın hangi vasfa büründüğü nü hiç muhasebe ettik mi? Hiç aradık mı varlığımızın en ala sebebini? Soruları sorduğumuza göre birazda cevaplayalım. Bizler birer hiç iken ruhundan üfledi ve birer alak olarak yarattı bizi.

Bizler istemeden bizlere, bizden öncekilere ve bizden sonrakilere nimetler yağdırdı. Sayısız şükrü edasız, aklın anlamaya güç yetiremediği nimetlerle donattı etrafımızı. Ve vah yetti bizlere kainatın nuru sallallahu aleyhi vessellem ile  amacımız açıklandı aslında, lakin  yine de akletmemiz, düşünmemiz istendi bizden. Düşünelim madem Bir imtihan sahası olarak dünyayı yarattığını bildiren Rabbimiz bizden ne istiyor?

Bizden kendisini razı edecek ve bu amaçla bu diyarda dolaşan insanlardan olmamızı istiyor. Bu dünya var, evet lakin nasıl asıl  han burası değil görmemizi istiyor .İmtihan etmeden de hangimizin bakır  hangimizin altın olacağını bilemezdik ya o yüzdendir ki dertlerimiz tasalarımız hiç bitmiyor. Varsın bitmesin. Dünyayı sevdirecek  gafletten ise  ALLAH’I hatırlatacaksa dertlerin olması eriştiriyorsa  varsın bitmesin dertler. Madem ölüm var ve ölmüyor ve neden ALLAH’I razı etmeden geçiyor ömür.

Vesselam…

HUZUR VEREN AYETLER
“İnin oradan (cennetten) hepiniz”.
“Tarafından size bir yol gösterici (peygamber) gelir de”
“Kim ona uyarsa”
“Onlar için herhangi bir korku yoktur onlar üzülmeyeceklerdir” dedik.
“Ve Rabbimiz (azze ve celle) buyur du ki”
“Sen yine de öğüt ver .Çünkü öğüt müminlere fayda verir”
“Çünkü mü’min  Rabbimiz (azze ve celle) iman ehline buyuruyor ki”
“Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir”
“Onun ayetleri kendilerine okunduğu zaman onların imanlarını arttırır”
“Onlar sadece Rablerine  tevekkül ederler”
“Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak  verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir.”
“İşte onlar gerçekten mümindirler.”
“Onlara, Rableri  katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır”
“Camilerden ve Allah (azze ve celle) nin kitabından uzaklaşan kimselere gelince”
“Vallahi onlar büyük sıkıntı hissederler.”
“Çünkü Allah (azze ve celle) buyuruyor ki”
“Her   kim de benim zikrimden(Kur’andan)  yüz çevirirse”
“Mutlaka ona, dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz”
“ O da şöyle der; “ Rabbim Niçin beni kör olarak haşrettin?”
“Allah  Evet, öyle ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun der”
“Sen onları unuttun. Aynı  şekilde bugünde  sen unutuluyorsun”
“Allah (azze ve celle) Kur’an da şöyle buyuruyor.”
“Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım.”
“Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin”
“Allah (azze ve celle) buyuruyor ki : “Ey iman edenler!”
“Allah’ı çokça zikredin”
“Onu sabah akşam  akşam tespih edin.”
“Allah (azze ve celle)  Ahzap  süresinde iman ehline çağrıyor”
“Ey İman edenler! Allah’ı çokça zikredin.”
“Onu sabah akşam tespih edin.”
“Allah (azze ve celle)  Tin Suresinde buyuruyor ki!”
“Birbirilerine yönelip sorarlar.”
“Kim onlar? Cennet ehli Allah’ım bizleri onlardan eyle”
“Birbirilerine yönelip sorarlar.”
“Derler ki Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde  yaşarken Allah’a isyandan korkardık.”

“Allah da bize lütfetti  ve bizi iliklere işleyen cehennem azabından korudu.”
“Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Şüphesiz O ,iyilik edenler, çok merhametlidir.”
“Ölü iken dirilttiğimiz”
“Işık verdiğimiz kimse.”

“Karanlıklar içinde kalıp hiç çıkamayacak durumda ki kimse gibi olur mu?”
“İşte kafirlerin yaptıkları böyle süslü gösterilmiştir.”
“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın  zikriyle sükunete erenlerdir.”
“Bilesiniz ki, kalpler Allah’ı anmakla huzur bulur.”
“İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu.”
“Ne mutlu onlara varılacak güzel yurtta onlar içindir.”