Adı milli, lakin bir asra yakın süredir müfredatı asla yerli ve milli olamamış bir eğitim sistemimiz var. hiç unutmuyorum, zeytinburnu nuripaşa ilkokulunda dördüncü veya son sınıfta olsak gerek, tüm okullarda hummalı bir şekilde ingiltere kraliçesine nasıl revarans yapılacağını öğrencilere öğretmek için çaba harcıyorlardı. koca sınıfta bir kaç kişi bir türlü becerememiştik.. neydi o öyle! ey başını kır dizini belirli bir hareketi yapmak için salla elini kolunu; şimdi düşündükçe iyiki yapamamışım o hareketi diye şükrediyorum; ve anlıyorum'ki biz bağımsız bir ülke değilmişiz.. birileri ingiliz alçaklarına vali olabilmek için savaş meydanlarında, ülkesini ve milletini esir etmemek için şehadete koşan milletimize ihanet etmişler.. ve milli eğitim diye bizi uyutmuşlar.. tüm batılı ülkeler evlatlarına vatan sevgisi aşılayıp ülkelerinin bekası için neler yapmaları gerektiğini, dostları kim düşmanları kim toplum bilinci nedir öğretip, bilhassa yunanistan, ermenistan, ve bazı ülkeler müfretatlarında Türkiye düşmanlığı aşılarken, bizim sözde milli özde yabancı eğitimimiz yat yat uyu, uyu uyu yat; ayşe sende boş durma ip atla, kaya sende kargaları taşla teraneleriyle uyutulup özümüzden uzaklaştırılmışız. zamanla toplum ve millet bilincini yitirmişiz, lise ve üniversitelerimizde ilim, bilim, teknoloji, ve ülkemizin gelişip kalkınmasına yarayacak faydalı bilgiler öğretileceği yerde, tüm milli ve manevi değerlerimize düşman, ellerinde türk bayrağı yerine bir takım çaputlar taşıyan, okullarında okudukları devlete kafa tutmayı, yakıp yıkmayı marifet olarak gören, terörist fikirli bireyler yetişmeye başladı... öyle ya milli ve yerli olmayanların hazırladıkları müfredat, ülkesine ve milletine yararlı bireyler yetiştirecek değildi ya, tabiidir'ki aykırı ayrıştırıcı tohumlar ekeceklerdii'ki, zamanı geldiğinde hasat edebilsinler. Çok çektik çok, terörün her türünden çok çektik. kırk yıldır içimizden vurdular bizi. içimizdeki satılmış iş birlikçileri olmasa, yedi düvel sarsamaz bu milleti.. öyle bir virüs'ki sinsice yayılmış çökmüş vatanımızın bağrına. bu pisliği bünyemizden tamamen atmak zorundayız. sivrisinek ve zararlı haşareler çeşit çeşit virüs üreten bataklıkları kurutmak zorundayız.. bunu başarabilmek içinse, evlatlarımızı emanet ettiğimiz öğretim kurumlarımızın müfredatını tamamen yerli ve milli hale getirip, ülkesine milletine faydalı, milli ve manevi değerlerine saygılı toplum bilinci aşılanmış bireyler olarak yetiştirmeliyiz. eskiden okulların duvarlarında burada hiçbir kuş yüzmeye hiç bir balık uçmaya zorlanamaz yazarmış, çok manidar bir yazı değilmi? yani evlatlarımızı becerilerine uygun dallara yönlendirmeli, üniversitelerimizi öyle bir eğitim kurumları hale getirmeliyiz'ki yaptıkları projelerle uluslararası yarışmalarda her zaman tepe noktalarda olabilsinler.. bataklıkların kurutulmasıda, ülkemizin daha hızlı gelişip kalkınmasıda devletine milletine ve tüm insanlığa faydalı bireylerin yetişmeside milli ve yerli eğitimden geçer vesselam....