Muhalefet partileri birbirine girdi, yine darmadağın oldular. 

Bu ülkede uzun zamandır ciddi muhalefet yok, muhalefet görünümlü partiler var. 

Muhalefet olmanın gerekliliğini yerine getiremedikten sonra, aldığınız oy oranına bakıp “Biz Türkiye'nin ikinci veya üçüncü partisiyiz” diye caka satmanın da bir anlamı yok!  

Vatandaş, hükümete karşı gerçekten muhalefet yapıyor musunuz,?yapmıyor musunuz ona bakar.  

Tek başına çıkıp hükümete karşı muhalafetliğini yapamayan partiler, bir masada toplanıp, Erdoğan'ı devirelim derken kendileri devrilmeye başladı.
6'lı masa , 5'li masaya düştü.

Büyük ortaklardan İYİ Parti masadan ayrıldı. Aslında İYİ Parti masadan ayrılmadı. Ayrılmaya zorlandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hep başından beri PKK'nın partisi HDP'ye masada yer açmak istedi. 
Kendine PKK'lı danışman bile tuttu. Amaç, kürt kardeşlerimin değil, PKK'lıların oyunu almak.

Bir ara Akşener buna sıcak baksa da, hapisteki HDP'li teröristle kahvaltı masasında buluşmak istese de, partisinin tabanı bunu müsaade etmedi.
Sonunda masadan ayrılmak zorunda kaldı.
CHP'li iki büyükşehir belediye başkanını cumhurbaşkanı adayı göstermek için çok çabalayan Meral Akşener, masadan ayrılırken, İmamoğlu ve Yavaş'ın da CHP'den istifa edip yanında olacağını sandı fakat, onlar Kılıçdaroğlu'na bağlılıklarını belirten açıklama yaparak istifa etmedi!
Ve Meral Akşener'i tabiri caizse yalnız bırakıp sattılar.
Bu muhalefet masası, Erdoğan'ı devirmek için afetlerden ve savaşlardan bile medet umar hale geldi.
Dünyada ve ülkemizde Covid salgını olur. 
Tamam bu iktidar salgınla baş edemez halkı zor durumda bırakır ve oy kaybeder düşüncesi içine girip, kendilerine göre de hükümetin istifa etmesini bekledi.
Hesapları tutmadı. 
Hükümet dünyada örneği görülmemiş biçimde hastaneler yaptı. 
Solunum cihazlarını yaptırdı.
Dünya ülkeleri maske bulamazken,  bizde böyle bir sıkıntı yoktu.
Üstüne üstlük bir de Türk aşısını da piyasaya sürdüler.  
Bir de dünya ülkelerine uçak dolusu malzemeler gönderdi.
Sonra, Rusya Ukrayna savaşı çıktı. 
Bu muhalefet sanki savaşın çıkmasına da sevinir gibiydi!
Sebebi!
Savaş nedeniyle ülke ekonomik kriz girer, dolar, euro yükselir, enflasyon tavan yapar ve Erdoğan'a halkın güveni azalır düşüncesine kapıldılar.
Bu hesapları da tutmadı.  
Ülke neredeyse savaşın kazananı durumuna geldi.  
Dünya liderlerinin beceremedikleri arabuluculuk görüşmelerini, sadece Erdoğan becerdi.
Dünya ülkeleri buğday kıtlığı ile karşı karşıya kalacağı zaman Başkan Erdoğan devreye girdi.
Putin ve Zelenski ile yaptığı görüşmelerle tahıl koridorunu açtırdı. Türkiye'den dünya ülkelerine buğday sevkiyatı yapıldı.
Bu başarısı ile de Erdoğan, dünyada söz sahibi olan lider konumuna geldi.
Avrupa ülkeleri enerji ve yakacak sıkıntısı yaşarken, Türkiye'nin böyle bir sorunu da olmadı.
Bunda da muhalefet yine hüsrana uğradı.
Son olarak ülkemizde Asrın Felaketi yaşandı.  
11 ilimizi deprem yerle bir etti.  Muhalefet burada da bu acılı günümüzde bile halkın acısını unutup, oy devşirmeye kalkıştı. 
Hükümet depremzedelere sanki hiç bir şey yapmamış gibi deprem bölgelerinde siyaset yapmaya başladılar.  
Ne demişlerdi?
Hükümet, depremzedelerin yardımına zamanında koşmamış.
Enkaz altındaki vatandaşını çıkarmak için bir uğraş vermemiş gibi sözlerle algı yaratmaya kalktılar. 
Bir de bu muhalefet, depremden esinlenerek "Bu halk bu hükümeti gömer" gibi sözler bile sarfetti.  
Hükümet bunların bu sözledini tınlamadı bile. 
İşini yapmaya çalıştı.
Çünkü depremde neler yapılması gerekiyorsa canla başla çalışmayı sürdürdü. 
Bütün vatandaşının yardımına koşmayı sürdürdü.
Bakanlarıyla, milletvekilleriyle, Kızılay ve AFAD'ı ile sivil toplum kuruluşlarıyla deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanındaydı.
Aç ve açıkta da bırakmadı.
Başkan Erdoğan depremzedelere
evlerini bir yıl içinde yapma sözü verdi.
Muhalefet ne yaptı deprem bölgesinde.
Yalan, dolan, algı operasyonu yaptı.
Bir de 11 ilde deprem oldu, bu muhalefet samimiyetten uzak durum sergiledi.
Konu mankeni gibi deprem bölgesinde 
bir veya iki ili gezdi. 
Onlar da kendi belediyesi olan iller.
Gittikleri yerlerde de  güya depremzedelere yardım götürülmemiş imajı yaratmak için hep yalanlara başvurdular.  
Allah’tan muhalefet partisinden de olsa sağ duyulu belediye başkanları da yok değil, var. 
Bu belediye başkanları depremin büyüklüğüne rağmen devletin kendilerini hiç yalnız bırakmadığını söylediler. 
Muhalefetin hesabı burada da tutmadı. 
Vatandaşa güven vermeyen bu muhalefet masası, Kılıçdaroğlu'nu veya kimi aday gösterirse göstersin Tayyip Erdoğan'ı koltuktan indirmeye gücü yetmez.
Çünkü bunlarda Erdoğan'ın karşına çıktıkları adayın, ne bir  ülke için projesi var.
Ne bir duruşu var.
Ne bir vizyonu var.
Ne de vatandaşa güven veriyor.
Bu masanın adayı Kemal Kılıçdaroğlu olması, CHP Lideri'nin daha önce kaybettiği seçimleri akıllara getirdi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, AK Parti karşısında girdiği 9 seçimden de yenilgiyle ayrıldı. 
Bu seçimleri hatırlayalım: 
-29 Mart 2009 yerel seçimler.
-12 Eylül 2010 Anayasa referandumu
-12 Haziran 2011 genel seçimler.
-30 Mart 2014 yerel seçimler.
-10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri.
-7 Haziran 2015 genel seçimler.
-1 Kasım 2015 erken genel seçim.
-16 Nisan 2017 Anayasa referandumu.
-24 Haziran 2018 genel seçim.